Menü Kapat

Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Güveni Kötüye Kullanma Suçu | İzmir Ceza Avukatı | Av. Dilek Yavuz Uysal

Güveni Kötüye Kullanma Suçu

TCK Madde 155’te düzenlenmiştir. Buna göre:

(1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Denilmektedir.

Güveni kötüye kullanma suçunun konusunu taşınır veya taşınmaz mallar oluşturur. Bu mal/mallar üzerinde fail lehine zilyetlik tesis edilmiş olmalıdır. Güveni kötüye kullanma suçunda fail, suç konusu malın maliki değildir. Bu nedenle, müşterek veya iştirak hâlinde mülkiyete konu olan mallarla ilgili olarak, müşterek veya iştirak hâlinde malik olanlar birbirlerine karşı güveni kötüye kullanma suçunu işleyemezler. Fail, suç konusu şey üzerinde lehine zilyetlik tesis edilmiş olan kişidir. Ancak, bu zilyetliğin mutlaka malik tarafından tesis edilmesi gerekmez.

Diğer Suçlardan Ayrımı

Hırsızlıktan Farkı

Güveni kötüye kullanma suçunun konusunu, “başkasına ait olup , muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan” mal oluşturmaktadır. Dolayısıyla suça konuolan mal başkasına ait olmasının yanı sıra aralarındaki güven ilişkisine dayanılarak zilyetliği bu kişiye devredilmelidir. Bu anlamda hırsızlık suçundan ayrılmaktadır. Zira bu suç tipinde mağdur bilerek ve isteyerek malın zilyetliğini devretmektedir.

Yağmadan Farkı

Güveni kötüye kullanma suçunu yağma suçundan oluşturan bir diğer nokta da burada karşımıza çıkmaktadır. Yağma suçunda, zilyetliği başkasına ait bir menkul malın “cebir” veya “tehdit” kullanılarak alınmasıyla söz konusudur. Güveni kötüye kullanma suçunda ise malın sahibi, bilerek ve isteyerek; güven duygusu ile zilyetliğini devretmektedir. Zira suç, zilyet ve malik arasında güvene dayalı olarak kurulan başlangıçtaki sözleşme ilişkisinin ihlal edilmesiyle, diğer bir ifade ile zilyet ve malik arasındaki güvenin suiistimal edilmesiyle ortaya çıkmaktadır.

Dolandırıcılıktan Farkı

Dolandırıcılık suçu menfaat elde etmeyi amaçlayan hileli davranışlar içerir. Dolandırıcılık suçunda amaç baştan itibaren karşıdaki kişiyi kandırmaktan ibarettir. Güveni kötüye kullanma suçunun mağduru eşyayı rızası ile teslim ederken, dolandırıcılık suçunda bu rıza bir takım yalanlar ve kandırmacalar sonucu elde edilir.

Zimmet, İrtikap, Rüşvetten Farkı

Zimmet, irtikap, rüşvet gibi kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olmak ya da kişilere haksız bir menfaat sağlamak görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. Görevi kötüye kullanma suçu sadece kamu çalışanları tarafından işlenebilir. Güveni kötüye kullanma suçu ise herkes tarafından işlenebilir.

Zamanaşımı ve Şikayet Süresi

Suçun daha ağır cezayı gerektiren şekli ise, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesidir. Bu durumda bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Suçun temel şeklinde şikayet şartı vardır. Dava zamanaşımı ile ilgili genel kural, TCK m.66 ile getirilmiştir. Bu hüküm uyarınca güveni kötüye kullanma suçunun temel şekli açısından zamanaşımı sekiz yıldır. Suçun nitelikli halinde ise şikayet aranmaksızın soruşturma yapılır. Aynı hüküm nedeniyle suçun nitelikli haline ilişkin zamanaşımı süresi ise on beş yıldır.

Güveni Kötüye Kullanmada Etkin Pişmanlık:

TCK m.168’de malvarlığına karşı suçların bir kısmı için ortak etkin pişmanlık hükmü öngörülmüştür. Buna göre güveni kötüye kullanma suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde ceza indirilir.

Güveni Kötüye Kullanma Örnekleri

  • Kiralanan aracın, kira sözleşmesinin bitiminde iade edilmemesi,
  • Arkadaşının kendisine emanet ettiği ziynet eşyalarını çalındıklarını söyleyerek geri vermekten kaçınmak,
  • Kütüphaneden okumak için alınan kitabın , iade edilmek yerine bir başkasına hediye edilmesi

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer çalışmalarımız;

İzmir Ceza Avukatı

Logo

Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-posta: [email protected]

Telefon: +90 534 415 52 56

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTürkçe