Menü Kapat

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik | İzmir Ceza Avukatı | Av. Mustafa Yolcu

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 216- “(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun oluşabilmesi için bir takım unsurların tamamlanması gerekmektedir. Söz konusu suç kapsamında, düşmanlığa yönelten aleni bir tahrikin varlığı gibi, bu tahrik neticesinde kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin de ortaya çıkması gerekmektedir. Suçun bir ırk, din, mezhep gibi farklılığa yönelik bir aşağılama olarak işlenmesi durumunda ise altı aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Halkı Tahrik

Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail sübjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz çevirme, soyut bir red veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarf etme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. Diğer bir tabirle etkili bir şiddet çağrısı ya da nefret söylemi içermelidir. Failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.

Somut Tehlikenin Varlığı

Kanun koyucu da uygulamada oluşan tereddütleri gidermek ve suçun somut tehlike suçu niteliğini vurgulamak üzere eski ceza kanunumuzda yer alan, “kamu düzeni için tehlikeli olabilecek bir şekilde” ifadesi, yeni Türk Ceza Kanunu ile “kamu güvenliği için açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde” şeklinde değiştirilmiştir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Emsal Yargıtay Kararları

Somut olayda; davaya konu bildiri bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde, içeriği itibariyle toplumda hiçbir tepki meydana gelmediği, açık ve yakın bir tehlikenin mevcut olmadığı, bu nedenle ifade özgürlüğü kapsamında kalıp 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesindeki tanımlanan suçun unsurlarının oluşmadığı ve sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı biçimde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırılık teşkil eder” (Yargıtay 8.CD., 04.06.2012 2010/12318, 2012/18956).

“kamu güvenliği açısından açık, yakın ve somut bir tehlikenin saptanamaması karşısında, suçun unsurlarının oluşmadığı, AİHS’nin 10. maddesi ve AİHM’nin yerleşik içtihatları dikkate alındığında olayın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği gözetilmeden, soyut tehlikeden ve sanığın eylemi ile bağlantısı belirlenemeyen terör olaylarından bahisle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır” (Yargıtay 8.CD., 28.12.2011,2011/14850, 2011/18205).

“Sanığın, …konuşma sonrasında herhangi bir olay yaşanmadığı gibi yakın bir tehlikenin varlığından da söz edilemeyeceği, AİHS’nin 10. maddesi ve AİHM’nin yerleşik içtihatları birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleminin şiddet içermeyip, ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığından atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırılık teşkil eder” (Yargıtay HGK,29.02.2012, 2010/7607, 2012/6296).

“… Gazetenin trajının az olduğu ve Malatya’da bu yazı ile bağlantılı olarak bir olay da meydana gelmediği gerekçeleriyle… sanıkların beraatlerine karar verilmesi”, Y 8. CD. 7.11.2002, 2002/9667 E, 2002/10406 K

“… yazı… içeriği itibariyle toplumda hiçbir tepki meydana gelmediği… TCK’nın 216. maddesinde tanımlanan suçun unsurlarının oluşmadığı” …Kaldı ki, açık ve yakın tehlike bakımından 5237 sayılı TCY.nın 216. Maddesinin gerekçesi nazara alındığında, gerek rapor nedeniyle gerekse basın açıklaması sonrasında ortaya çıkan somut bir tehlike de söz konusu değildir. Toplum kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial, herhangi bir taşkınlık saptanmamış, kamu güvenliğini bozan herhangi bir somut olgu da meydana gelmemiştir. , Y 8. CD, 13.3.2012, 2009/16578 E, 2012/7989 K

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer çalışmalarımız;

İzmir Ceza Avukatı

Logo

Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-posta: [email protected]

Telefon: +90 553 463 7079

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTürkçe