Menü Kapat

Adli Arama

Adli Arama

Adli Arama | İzmir Ceza Avukatı | Av. Mustafa Yolcu

Adli Arama

Ceza muhakemesinin gayesine erişmesi maksadı ile, saklanan sanığın ve delillerin elde edilmesi için bir kimsenin meskeninde, etrafı çevrili sair mahallerinde, üzerinde ve eşyasında yapılan araştırma işlemine “adli arama” denilir. Arama bir koruma tedbiri olduğundan genel ön şartlar ve bu arada gecikmede tehlike şartı muhakkak aranacaktır. Adli aramanın amacı, ya bir şüphelinin yakalanmasıdır veya şüphe sebeplerini ele geçirmek ve ileride delil olmaları için, bunlara el koymaktır.

Adli arama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116. ve devamı maddeleri ile bir takım sınırlamalara tabi tutulmak suretiyle düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliliğine, konut dokunulmazlığı, vücut bütünlüğüne, kişi özgürlüğü gibi çeşitli hak ve özgürlükleri daraltıcı niteliğe sahiptir. Bu sebeple adli arama basit bir koruma tedbiri olarak nitelendirilmemelidir. Arama yapıldığında elde edilen delillerin hukuken kabul edilebilirliği, yapılan aramanın usule uygun yapılıp yapılmadığına göre incelenir. Aramanın koşulları somut olayda gerçekleşmemişse, elde edilen deliller ceza muhakemesi açısından hukuka aykırı delil haline gelir.

Ceza muhakemesi kapsamında düzenlenen, delil elde etmek veya yakalama amaçlı gerçekleştirilen adli aramalarda, konut ve işyerleri de dahil olmak üzere her yerde arama yapılması mümkündür.

Kanun koyucu, CMK 116 ile arama kararı için makul şüphenin varlığını aramaktadır. Makul şüphe, “sıradan bir insanın o somut olaya baktığında kafasında ”burada bir suç işlenmiş olması güçlü bir olasılıktır” kanısını uyandıran şüphe olarak tanımlanmıştır.” Arama işlemi, özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı gibi anayasal güvence altındaki hakları ihlal ettiğine göre hayatın olağan akışı içinde somut olgulara dayanmayan bir şüpheye dayanılarak arama yapılması hukuka aykırı sayılmalı, elde edilen delillerde hükme dayanak alınmamalıdır.

Hukuka aykırı olarak sanıktan alınan ifadeden veya hukuka aykırı yapılmış bir ev araması sonucunda elde edilen delilden yola çıkılarak başka delillere ulaşılabilir. İşte bu durumda ortada hukuka aykırı delil niteliği taşıyan bir ifade veya arama sonucunda elde edilen bir delil vardır ki bu deliller de yargılamada kullanılamaz. Hukuka aykırı yapılan arama sonucu elde edilen delili yargılamada kullanmamak yeterli değildir. Bu deliller vasıtasıyla elde edilen deliller de hukuka aykırı olduğundan yargılamada kullanılmamalıdır.

Arama kararı verilirken, diğer koruma tedbirlerinde de olduğu gibi, somut olayda arama kararının bir zaruriyet teşkil etmesi, arama kararının görünüşte haklı olması ve yapılacak müdahalenin amacı elde etmek için ölçülü gerekmektedir.

Yerleşmiş AİHM içtihatlarında adli aramanın hukuka uygunluğu incelenirken; AİHS Madde 5/1’deki şartların oluşup oluşmadığı, yapılan aramanın hukuksal bir zemine dayanıp dayanmadığı  ve  özgürlüğün  yasanın  öngördüğü  kısıtlara  göre  kısıtlanıp  kısıtlanmadığı incelenmektedir.  AİHM,  bir  çok  kararında,  yapılan  aramanın  orantılılık  ilkesine  aykırı düşmesi durumunda, hak ve özgürlüklere daha az müdahale eden bir başka güvenlik tedbirinin  olayda  uygulanabileceği  tespit  ediliyorsa  aramayı  sözleşmeye  aykırılık  olarak kabul  etmiştir.  Bir  başka  kararında  da  Kabahatler  Kanuna  tabi  bir  konuda  3.  Kişinin konutunda yapılacak arama orantısız olarak değerlendirilmiştir.

a.     Adli Arama Kararını Verecek Makam

Aramaya karar vermek yetkisi kural olarak hâkime aittir. Arama kararında hakim kararıyla tedbirinin uygulanması, hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Hukuk devleti, Anayasa Mahkemesi’nin pek çok kararında vurguladığı gibi bütün faaliyetlerinde hukukun egemen olduğu devlettir. Bu bağlamda devlet; vatandaşına her an gözaltına alınabileceği, sorgulanabileceği, evinde, işyerinde arama yapılabileceği endişesini yaşatmamalıdır.

Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde” Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hâllerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler (CMK m. 119/1; Yönetmelik m. 7/2). Söz konusu kolluk, jandarma, polis, sahil güvenlik ve gümrük muhafaza görevlilerini; kolluk âmiri ise konuyla ilgili yetkili ve görevli olan kolluk biriminin âmirini ifade etmektedir (Yönetmelik m. 4). Fakat kanun ve yerleşmiş

b.  Adli Arama Kararı

Arama kararı veya emrinde; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi açıkça belirtilir. (CMK 199/2)

Arama kararı, yazılı olmalıdır. Arama karar veya emrinin yazılı olması, temel hak ve özgürlükler yönünden bir güvence niteliğindedir. Hâkim arama kararı verirken neyin, kimin arandığını, aramanın hangi suçla ilgili olduğunu, aramanın geçerli olduğu süre ve nihayet mesken, işyeri veya diğer yerler aranıyorsa bu yeri kararında açıkça belirtmelidir. Böylece, arama yetkisinin sınırları tam olarak ortaya konmuş olur. Aksi hâlde, yani aramanın çerçevesi suç iddiası dışında belirlenirse, ilgilinin özel hayatının korunması ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Bu bağlamda genel, götürü bir arama kararı hukuka aykırıdır.

c.  Adli Aramanın Yerine Getirilmesi

Adli arama kararı kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri ve diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur. Cumhuriyet Savcısının huzurunda yapılacak aramada arama tanıklarının bulunma zorunluluğu yoktur. Böyle bir aramada savcının hazır bulunması yeterli olup, dışarıdan kimse gerekmez. Bu hâllerde savcının varlığı güvence sayılmıştır. Ancak savcı huzurunda yapılan aramada zabıt katibi hazır bulunmalıdır.

OHAL süresince “Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile arama yapılabilir.” ve “Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan bir kişi bulundurulur” şeklinde düzenlemelere gidilmiştir.

d.  Aramada Hazır Bulunabilecekler

Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır bulunabilir; kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle birlikte oturmakta olan bir kişi veya komşusu hazır bulundurulur. 117 nci Maddenin birinci fıkrasındaki gösterilen hâllerde zilyet ve bulunmazsa yerine çağrılacak kişiye, aramaya başlamadan önce aramanın amacı hakkında bilgi verilir. Kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz. (CMK m. 120/3) Aramanın amacının bildirilmemesi gibi, eksik ve yanlış bildirilmesi de aramayı hukuka aykırı kılar. Tüm bu hallerde kolluk, kimliğine ilişkin bilgi vermelidir.

e.  Adli Arama Sonunda Verilecek Belgeler

Aramanın sonunda hakkında arama işlemi uygulanan kimseye istemi üzerine aramanın 116. ve 117.maddelere göre yapıldığını ve 116.md.de gösterilen durumda soruşturma veya kovuşturma konusu fiilin niteliğini belirten bir belge ve istemi üzerine el konulan veya koruma altına alınan eşyanın listesini içeren bir defter ve eğer şüpheyi haklı kılan bir şey elde edilmemiş ise bunu belirten bir belge verilir. (CMK md.121/1)

Aramanın sonuçları mutlaka bir tutanakla düzenlenir. Aramanın ne zaman, nerede yapıldığı, eğer el koyma yapıldıysa el konulan eşyaların bir listesi ve bu tutanağın bir örneği evinde arama yapılan kişiye veya zilyede teslim edilir. Arama tutanağında, aramayı yapan kolluk görevlilerinin isim ve soyisimlerinin bulunması gerekir. Fakat terör kapsamında işlenen suçlarda tutanakta kolluk görevlilerinin sadece sicil numaraları yazılırken isim ve soyisim bilgileri yazılmaz.

Tutanak arama işlemine katılmış olanlar ve hazır bulunanlarca imzalanır. Tutanağın bir sûreti ilgiliye verilir.

f.  Aramanın Yapılacağı Zaman

Kural olarak arama gündüz vakti yapılır. Belli istisnâlar dışında mesken veya işyerleri ile sair kapalı yerlerde gece vakti arama yapılamaz (CMK m. 118/1) . Konutta, iş yerinde ve diğer kapalı yerlerde gece araması yapılamaz. Bunun istisnaları suçüstü halleri, gecikmesinde sakınca bulunan haller ve yakalanmış, gözaltına alınmış kişinin firar etmesi durumunda tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalardır.

Adlî ve Önleme Aramaları Yönetmeliği Madde 4, gün doğumundan 1 saat önce, gün batımından 1 saat sonrasını gündüz saatleri olarak tanımlanmıştır. Bu saatler dışında yapılan aramalar gece araması olarak kabul edilir. Burada düzenlenmiş saatler dışında yapılan konut aramaları kural olarak yasaktır. Fakat “gündüz başlamış olan arama işlemi gece devam edebilir.” 16

g.  Askeri Üstlerde Yapılan Aramalar

Askerî mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askerî makamlar tarafından yerine getirilir. OHAL süresince “Askerî mahallerde hâkim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle, Cumhuriyet savcısının katılımı olmaksızın, adli kolluk görevlileri tarafından arama ve elkoyma yapılabilir.” şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. Asker kişi, askerî mahaller dışında yapılacak arama bakımından genel hükümlere tabi olacaktır.

h.  Avukat Bürosunda Yapılan Aramalar

Avukatlar tarafından icra edilen mesleğin önemi sebebiyle bürolarında yapılan aramalar, kanunda özel olarak düzenlenmiştir. 130. Madde çerçevesinde avukat bürolarının ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabileceği hükme bağlanmış olup Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada hazır bulundurulur. Avukat bürosundaki aramalarda Cumhuriyet savcısı ve baro başkanı veya baroyu temsilen bir avukat olmadan yapılan aramalar hukuka aykırı aramalardır.

AİHM kararlarında avukat bürolarında yapılan aramalarda, aramanın somut bir sebebi mevcut olmadan olası bir kanıt elde etme amacıyla yapılan aramaların sözleşmeye aykırı olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Kolesnichenko/Rusya kararında avukat bürosunda yapılan aramalarda tanık bulunsa dahi hukuki bir eğitime sahip olmaması durumunda bu tanıkların yeterli olmadığı, hukuki bilgiye sahip tarafsız tanıkların aramada mevcut olmasının önemi ifade edilmiştir.

OHAL süresince geçerli olacak son düzenleme ile “Avukat bürolarında hâkim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle, Cumhuriyet savcısının katılımı olmaksızın, adli kolluk görevlileri tarafından arama ve el koyma yapılabilir. Arama ve el koyma işlemi sırasında baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat hazır bulundurulur; ancak, 5271 sayılı Kanunun 130 uncu maddesinin ikinci ve  üçüncü fıkraları uygulanmaz.” şeklinde bir değişikliğe gidilmiştir. (KHK 668/3i)

Arama esnasında el konulmak istenen bilgi veya belgeye dair avukatın, baro başkanının ya da onu temsil eden avukatın el konulacak şeyin avukat ve müvekkil arasındaki mesleki ilişkiye ait olduğunu ileri sürerse el konulacak şeyler ayrı bir zarf içine koyulur ve mühürlenir. Bu eşyalar ile ilgili soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimi, kovuşturma evresinde hakim ya da mahkeme 24 saat içinde karar verir.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer çalışmalarımız;

İzmir Ceza Avukatı

Logo

Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-posta: [email protected]

Telefon: +90 553 463 7079

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTürkçe