Menü Kapat

Çalışma Süresinden Sayılan Haller

Çalışma Süresinden Sayılan Haller

Çalışma Süresinden Sayılan Haller – İzmir İş Avukatı

Çalışma süresi kavramı İş Kanunu’nda kesin olarak açıklanmamıştır. Ancak Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 3. Maddesi, çalışma süresi kavramını “Çalışma süresi, işçinin çalıştığı işte geçirdiği süredir. İş Kanunu’nun 66. maddesinin birinci fıkrasındaki sürelerde çalışma sürelerinden sayılır.” şeklinde ifade etmiştir. Bu minvalde, sabah akşam belirli saatlerde yapılan iş faaliyeti aşağıda ve sınırlı sayılan haller durumunda çalışma süresinden sayılan haller olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çalışma Süresinden Sayılan Durumlar

İş Kanunu’nun 66. maddesi “Hangi durumda işçi fiilen çalışmasa bile haftalık çalışma süre hesabı yapılırken, işçinin çalışmış sayılacağını düzenlemiştir”. Taraflar sözleşme kurulurken işçi lehine, hangi sürelerin çalışma sürelerinden sayılacağını belirleme hakkına sahiptir. Örneğin; bazı toplu iş sözleşmelerinde öğle yemeği haricinde günde iki kez çay molası gibi sürelerin çalışma süresinden sayılarak kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu sürelere örnekleri incelersek :

1) İşçinin işe hazır halde beklediği süre

İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın, çıkacak işi bekleyerek geçirdiği süreler, işçi fiilen çalışmasa bile kanun gereği çalışma süresinden sayılmıştır.

Örneğin; kasiyerin boş dükkanda müşteri gelmesini beklemesi, şoförün kamyonun yüklenmesini beklemesi gibi işçinin fiilen çalışmaması bu sürelerin de çalışma süresinden sayılacak olması sonucuna çıkmaktadır. Belirtmek gerekir ki, bu durum sadece işin niteliğinden değil, mal veya hizmet üretimi kesintiye uğradığı zamanda gündeme gelecektir. Mesela, işveren arıza nedeniyle çalıştırdığı işçisini işyerinde tutmak yerine evine göndermişse, çalışma süresinin bitimine kadar evinde geçirdiği süre iş süresinden sayılır.

2) Yer ve sualtına inip çıkmak için geçen süre

Bazı işçiler madenlerde, taş ocaklarında veya her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında çalışmaktadır. Bu tarz yerlerde çalışan işçilerin kıyılara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri ve çalıştıkları yerlerden çıkmaları için belli bir süre geçmesi gerekmektedir. İşin niteliğinden kaynaklanan bu süreler işçi aleyhine olarak işçi fiilen çalışmıyor gerekçesiyle çalışma süresine dahil etmemek, ahlaka ve vicdana aykırılık teşkil edecektir. Bu yüzden İş Hukuku kanuni bir korumayla, bu süreleri çalışma sürelerine dahil ederek işçi lehine bir hüküm getirmiştir. Ancak maddenin kapsamı yer veya sualtında çalışan tüm işçileri kapsarken, yüksek irtifa gereken işler bu madde kapsamına dahil edilmemiştir. Amaçsal yorum yaparak; yüksek köprü inşaatı ya da rüzgar tribünü inşaatları da bu madde kapsamına dahil edilmelidir.

3) Emzirme izni süresi

İş Hukuku, gebe ve anne kadınlar için birçok özel düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemelerden biri de, çocuk emziren kadınların çocuklarına süt vermek için belirtilen süreyi, çalışma süresine dahil edilmesidir. İş Kanunu’nun 74. maddesinin son fıkrasında; kadın işçiye, çocuğu bir yaşına gelinceye kadar her gün bir buçuk saat emzirme izni verilmesi gerektiğini düzenlemiştir. Kadın işçinin, bir buçuk saat çocuğunu emzirmek için belirlenen günlük saati, çalışma süresinden sayılmıştır.

4) Yolda geçen süreler

a. Çalışmak üzere gönderme halinde

İşverenler, iş görme borcu altında olan işçilerin işin niteliğinden veya başka bir sebepten dolayı işçilerini, işyerinin dışına çalışmak üzere gönderebilmektedir. Bu sebeple kanun, işçilerin işveren tarafından başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde, yolda geçen sürelerin iş süresinden sayılması gerektiğini ifade etmiştir. Örneğin; yolda kaza geçiren aracın tamiri için gönderilen işçinin, aracın bulunduğu mahale giderken yolda geçirdiği süre çalışma süresinden sayılacaktır.

b. Çalışılacak yere birlikte taşıma süresi

İşin niteliği gereği işçilerin toplu olarak getirilmesi ve götürülmesi gereken çalışmalarda işçinin işi görmek için götürüldüğü alana gidiş ve geliş süresi çalışma süresinden sayılmıştır. Konu hakkında düzenleme getiren İş Kanunu’nun 66. Maddesinin 1. Fıkrasının (f) fıkrası “Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler” şeklinde ifade etmiştir.

Yukarıda ifade edilen madde kapsamına girmek için işyerinin maddede ifade edildiği gibi; demiryolu, karayolu gibi yerleşim yerinden uzak olan ve toplu ulaşım araçlarıyla ulaşımının zor olduğu yerlerde bulunması gerekmektedir. Özellikle bu tür taşıma, işçi için sosyal yardım amaçlı yapılan taşımalardan ayrılması gerekmektedir. Temel nokta, bu taşımanın yapılması işin niteliğinden kaynaklıyor olmasıdır.

5) İşverenin talimatıyla gönderme halinde asıl işini yapmaksızın geçen süre

İş Kanunu’nun 66. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, “İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler” şeklinde düzenleme getirmiştir. İşverenin talimatı sonucu, asıl işini yapmak için bir yere gönderilen işçinin o işi icra edebilmek için geçirdiği süreler çalışma süresinden sayılmıştır. Ayrıca kanun maddesi, işçinin iş görmek için gönderildiği yer ifadesini açarak işçinin evinde veya bürosunda geçirdiği süreyi de çalışma süresinden sayılması gerektiğini ifade etmiştir. Burada temel nokta, işçinin işveren tarafından herhangi bir iş ile meşgul edilmesidir. Kanun, bu meşguliyet sırasında geçirilen sürelerin iş süresinden sayılmasını hükme bağlamıştır.

6) İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde geçen süreler

İşverenlerin, işçiler için ayarlanan iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri için işyeri dışında veya içinde geçirdikleri sürenin de çalışma süresinden sayılacağını, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin 8. maddesinde hükme bağlanmıştır.

Çalışma Süresinini Aşılması

Yargıtay’a göre, 4857 sayılı Kanun’un 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği 7.5 saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Günde 11 saate kadar olan (11 saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, 11 saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.Dolayısıyla fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, kural olarak bu iddiasını ispat etmek zorundadır.Fiili bir olgu söz konusu olduğundan, kural olarak, işçi, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.

İş Hukuku Kapsamında Hazırladığımız Diğer Çalışmalarımız;

İzmir İş Avukatı

Logo

Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-posta: [email protected]

Telefon: +90 553 463 7079

Benzer Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTürkçe