Author Archives: Av. Mustafa Yolcu

Maktu Vekalet Ücreti Nedir?

Maktu Vekalet Ücreti Nedir?

Maktu Vekalet Ücreti Nedir?

maktu

(maktu:), Arapça maḳṭūʿ

1. sıfat, eskimiş Kesik.

2. sıfat, eskimiş Kesin olarak değeri biçilmiş.

3. sıfat, eskimiş Ölçü ile satılmayan, götürü.

Maktu kelimesi Türk Dil Kurumu tarafından kesin olarak değeri biçilmiş olarak tanımlanmatadır. Yasal süreçlere ilişkin sıklıkla duymakta olduğumuz maktu vekalet ücreti de aslında değeri belirli olan vekalet ücreti anlamında kullanılmaktadır.

Yargılama süreçlerinde vekalet ücreti maktu ve nisbi olarak ikiye kategoride incelenmekte olup; maktu vekalet ücreti özellikle yargılama değerinin para ile ölçülemediği veya yargılama konusunun parasal bir karşılığı olmadığı durumlarda söz konusu olmaktadır. Nisbi vekalet ücretine ilişkin yazımızı buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Maktu vekalet ücretleri Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile düzenlenmektedir.

Ayrıca altı çizilmesi gereken bir husus da vekalet ücreti belirlenirken nisbi vekalet ücretine tabii dosyalarda vekalet ücretinin maktu ücretin altında olmaması gerektiğidir.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Limited Şirketlerde Çağrısız Genel Kurul

Limited Şirketlerde Çağrısız Genel Kurul – İzmir Avukat

Tüm ortakların veya temsilcilerinin bir arada bulunmaları halinde genel kurul çağrısına ilişkin uzun ve yorucu prosedürler uygulanmaksızın bir genel kurul toplantısı gerçekleştirilebilir. Bu genel kurula çağrısız genel kurul adı verilir. Çağrısız genel kurulun gerçekleştirilebilmesi için şirketin tüm paylarının temsil edilmesi ve bu pay sahipleri veya temsilcilerinin bir itirazının olmaması gerekmektedir.

Limited Şirketler Türk Ticaret Kanunu Madde 573 ve devamında düzenlenmiş olmakla birlikte, Anonim Şirketlere ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı da açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda Limited Şirketlerde çağrısız genel kurul süreçlerine ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu Madde 416 hükümleri uygulanacaktır.


Türk Ticaret Kanunu Madde 416–(1) Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler.
(2) Çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir.

Olağan & Olağanüstü Genel Kurul

Limited şirketlerde gene kurullar genellikle olağan ve olağanüstü olarak ikiye ayrılmakta olup; olağan genel kurul toplantıları her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içinde ve en az yılda bir kez yapılmaktadır. Olağanüstü genel kurul toplantıları ile uygulamada ihtiyacın meydana gelmesi ile her zaman gerçekleştirilebilmektedir.

Çağrısız Genel Kurul Gündemi

Çağrılı genel kurul gerçekleştirilmesi durumunda, genel kurul gündeminin çağrı esnasında belirlenerek taraflara bildirilmiş olması gerekmekte olup; bu gündem maddelerinin değiştirilmesi bir takım sıkı kurallara tabiidir. Çağrısız genel kurullarda ise böyle bir kısıtlama söz konusu değildir. Taraflar oybirliği ile gündeme maddeye ekleyebilmektedir.

Genel kurul karar tutanağının noter aracılığı ile tescil edilerek, şirketin tabii olduğu Ticaret Sicil Müdürlüğü bünyesinde tescil edilmesi gerekmektedir.

Gerekli Belgeler

Genel kurul kapsamında alınan kararların niteliğine, şirketin ortaklık yapınsa veya benzeri değişkenlere göre eklenmesi veya hazırlanması gereken evraklar farklılık gösterebilir. Bu sebep ile ticari işletmenin bulunduğu yer Ticaret Sicil Müdürlüğü ile iletişime geçerek en güncel hazırlanacak belgeler tespit edilebilir. Ancak uygulamada standart bir çağrısız genel kurul tescili için öncelikle ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış bir üst yazı, noter tescilli genel kurul karar tutanağı, genel kurul toplantısı esnasında hazır bulunanlara ilişkin bir hazirun cetveli ve var ise burada pay sahibi kimseleri temsil eden kişilerin vekaletnameleri bulunmalıdır.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Gizlilik Sözleşmelerinde Önemli Noktalar

Gizlilik Sözleşmelerinde Önemli Noktalar

Gizlilik Sözleşmelerinde Önemli Noktalar – İzmir Avukat

Ticari süreçlerde, gizlilik sözleşmeleri artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Peki, sürekli karşımıza çıkan ve genellikle masum görünen gizlilik sözleşmelerinde (veya sıklıkla duyduğumuz hali ile NDA / “Non Disclosure Agreement”) nelere dikkat edilmeli? Sizler için en önemli olduğunu düşündüğümüz beş maddeyi özetledik.

1- Taraflar

Bir gizlilik sözleşmesinin tarafları ile gizli bilgininin paylaşılacağı tarafların aynı olmaması durumunda, sözleşmeyi imzalamanın bir anlamı var mı? Muhtemelen yok. Bu sebep ile bir gizlilik sözleşmesi imzalarken sözleşmenin taraflar maddesinde yer alan bilgilerin güncel olduğundan emin olunması gerekiyor. Burada taraflar ticari şirketle ise yalnızca adres ve ticari ünvan değil bunların yanı sıra vergi numarası veya mersis numarası gibi bilgilerin de alınması ileride şirketin tespiti esnasında büyük bir kolaylık sağlayacaktır.

2- Sözleşmenin Süresi

Sözleşmelerde süreçlerin sınırlarının çizilmesi, zaten bir sözleşmenin esas amacını oluşturmaktadır. Burada genel olarak sözleşmeler kapsamında tarafların elde etmiş olduğu bilgileri ne kadar süre saklamak ve/veya koruma zorunda olduğu belirli kılınmalı. Yalnızca bir yıllık bir gizlilik sözleşmesi makul olmamakla birlikte, sonsuza dek uzanacak bir yükümlülük de genellikle karşı tarafça kabul görmeyecektir. Burada sektör uygulaması ve genel ticari hayat gözetilerek bir karar verilmelidir.

3- Gizli Bilginin Tanımı

Tarafların sözleşmedeki rollerine göre gizli bilginin tanımı daraltılıp, genişleticektir. Burada gizli bilginin doğru bir şekilde tanımlanarak ticari süreci aksatmayacak bir kapsamın belirlenmesi oldukça önem teşkil etmektedir.

4- Cezai Şart

Proportion of Tangible and Intangible Assets in S&P500 Market Value (source: Ocean Tomo, 2015

Yukarıda yer verili grafikde de açıkça görüleceği üzere artık ticari şirketlerde “elle tutulamayan” varlıklar, şirket değerinin yüksek bir kısmını oluşturuyor. Bu kapsamda şirketlerin gizli bilgileri, marka, patent ve hatta alan adları gibi fikri mülkiyetlerinin etkili bir şekilde korunması gerekiyor. Yalnız, maddi olmaması sebebi ile çoğu zaman bu bilgilere değer biçmek kolay değil.

Örneğin bir personelin almakta olduğu maaşın, diğer personeller tarafından öğrenilmesi şirket içerisinde bir huzursuzluğa sebebiyet verebilir. Peki burada bu huzursuzluğun tam olarak maddi karşılığının belirlenmesi mümkün mü? Çoğu zaman değil. Bu sebep ile gizlilik sözleşmelerinde eğer bir cezai şart belirtilecek ise muhtemel bir zarar göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması ileride birçok yasal sürecin önüne geçebilecektir.

Konuya ilişkin yasal danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Ticari Defterlerin Kaybolması 2022

Ticari Defterlerin Kaybolması

Ticari Defterlerin Kaybolması – İzmir Avukat

Türk Ticaret Kanunu kapsamında basiretli olarak nitelendirilen tacirlerin ticari defter ve belgeleri en az 10 (on) yıl süre ile saklama yükümlülüğü getirilmiştir. Söz konusu belgelerin kaybolması durumunda başta Vergi Dairesi olmak üzere birçok kurum ile problemler yaşanılabileceği gibi, makul bir gerekçelendirilmenin yapılamaması durumunda tacir hakkında Vergi Usul Kanunu madde 359 kapsamında hapis cezası dahi söz konusu olabilir. Bu sebep ile tacirlerin saklamak ile yükümlü oldukları belgelerin kaybolması durumunda vakit kaybetmeksizin bir zayi belgesi alması önem arz etmektedir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 87/2

Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.

05.07.2022 Tarihinde gerçekleştirilen değişiklik ile 15 günlük hakdüşürücü süre 30 (otuz) gün olarak değiştirilmiştir.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/07/20220705-1.pdf

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Saklamakla yükümlü olunan belgelerin kaybolması durumunda, ticari işletmenin bulunduğu yer ticaret mahkemesine dava açılması gerekmektedir.

Hak Düşürücü Süre

Türk Ticaret Kanunu ve ilgili Yargıtay kararları kapsamında, davanın 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği önemle vurgulanmaktadır. Burada 30 günlük hak düşürücü süre durumun hak sahibi kimselerce öğrenildiği tarihten itibaren başlamaktadır. Emsal mahkeme kararlarında sürenin aşılması akabinde açılan davalarda hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahis ile ret kararı verildiği görülmektedir.

Davanın Tarafları

Ticaret mahkemesinde açılan, zayi belgesi taleple dosyanın bir karşı tarafı bulunmaması sebebi ile hasımsız olarak açılmalıdır.

Defter, Kayıt veya Belgeleri Gizleme Suçu

Tacirlerin saklamak ile yükümlü oldukları belgeleri kaybolduklarından haberdar olmalarından itibaren en geç 15 gün içerisinde zayi belgesi talep etmeleri gerekecektir. Aksi takdirde, olası bir soruşturmada Vergi Usul Kanunu Madde 359 kapsamında hapis cezası ile karşılaşma ihtimalleri söz konusu olabilir.

Vergi Usul Kanunu Madde 359 –  

a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;

1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,

2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, 

Hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Emekli Maaşına Haciz Konulabilir Mi?

Emekli Maaşına Haciz Konulabilir Mi? – İzmir Avukat

İcra takibi sırasında alacağın tahsili için başvurulan bir yol olan maaş haczi, ile alacaklı, çalışanların maaşına haciz koyabilir. Buna uygulamada maaş haczi denmektedir. Peki, emekli maaşına haciz konulabilir mi? Emekli maaşına nasıl haciz konulur? Maaş haczi nasıl kaldırılabilir?

Hakkında icra takibi başlatılmış olan bir kişi, kamu veya özel sektör fark etmeksizin çalıştığı taktirde; icra müdürlüğünce, bağlı olarak çalıştığı işverene, İcra ve İflas Kanunu’nun 355 vd. maddeleri uyarınca maaş haczi müzekkeresi gönderilir. Buna göre; haciz yazısını alan işveren, bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin hacizce haczolunan miktarı borçlunun maaş veya ücretinden keserek hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. İşverenin bu müzekkereye uymaması suç oluşturur ve savcılık nezdinde hakkında suç duyurusunda bulunulabilir.

Peki, emekli maaşında durum nasıl?

Emekli maaşının haczi Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yalnızda belirli borçlar bakımından gerçekleştirilebilir. İlgili düzenlemeye göre, SSK prim alacakları ve nafaka alacakları dışında emekli maaşının haczi mümkün değildir.

Ancak bu durumların dışında borçlunun rızası ile iki durumda emekli maaşına haciz konulabilir. Öncelikle, eğer borçlu, borcuna ilişkin emekli maaşından kesinti yapılmasına yönelik icra dairesine muvafakat verir ise emekli maaşı haczedilebilir. Bir diğer durum ise bankalar ile yapılan kredi sözleşmelerinde eğer borçlu bankaya emekli maaşından kesinti yapabilmesine yönelik bir yetki tanımış ise ilgili sözleşme hükümleri kapsamında banka hesaptan tek taraflı kesinti yapabilir.

Maaş haczini kaldırmak için iki yol bulunmaktadır.
Bunlardan ilki usulsüz bir işlem varsa iptalini sağlamaktır. Örneğin icra dosyasında usulsüz işlem yapılmışsa mesala tebligatlar usulüne uygun değilse, eski dosya işlemden kaldırıldıktan sonra usule aykırı harç ödenmeden yenilenmişse icra mahkemesine başvurarak maaş haczinin kaldırılması sağlanabilir.

Maaş haczi nasıl kaldırılır sorusunun bir diğer cevabı ise borcun ödenmesidir. Burada belirtmemiz gereken temel husus, borcun tamamının ödenmesidir. Borçluya çıkarılan ödeme emrinde vekalet ücreti, icra dosya masrafları, harç ve giderler gibi borç kalemleri bazen bulunmadığı için, borcunu ödemek isteyen borçlu karşı tarafın avukatı ile iletişime geçerek borcunu ödemek istediğini belirtmeli veya icra dairesine giderek güncel borç miktarının gösterir kapak hesabı çıkartmalı akabinde borcunu ödemelidir.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Menkul Satışlarda Türk Parasının Kullanılması Zorunluluğu

Menkul Satışlarda Türk Parasının Kullanılması

Menkul Satışlarda Türk Parasının Kullanılması – İzmir Avukat

19 Nisan’da yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de (“Tebliğ”) Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile piyasada döviz kullanımına ilişkin birtakım sınırlandırmalar getirildi.

Söz konusu tebliğ ile menkul satış sözleşmelerinde ödemenin Türk parası ile yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Tebliğ’de belirtili “menkul” ibaresi gayrimenkul tanımına girmeyen tüm mal ve eşyalar olarak anlaşılmalıdır.

Bu kapsamda taraflar menkul satışlarında yabancı para cinsinden veya yabancı paraya endeksli olarak fiyat kararlaştırabilse de fiili ödemeyi Türk parası ile gerçekleştirmek zorunda.

Tebliğ kapsamında eğer menkul satışında döviz cinsi kararlaştırılmış ise ödeme tarihinde hangi kur üzerinden Türk parasına çevrileceği ise belirtilmemiştir. Bu kapsamda eğer taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise vade tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kurunun esas alınması gerecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da pay, pay benzeri kıymetler de birer menkul satış sözleşmesi niteliğinde olup; söz konusu sınırlandırmalar kapsamındadır. Bu çerçevede pay senetleri ve çıplak pay devirleri için de Türk parası ile ödeme gerçekleştirilmesi gerekecektir.

Tebliğ’İn istisnaları incelendiğinde de tebliğ yürürlük tarihi öncesinde akdedilmiş menkul satış sözleşmelerinin ifa edilmesi kapsamında dolaşıma girmiş olan döviz cinsi kıymetli evraklar, aynı şekilde tebliğ yürürlük tarihi öncesi düzenlenmiş faturalar ile Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri için Türk parasının kullanılması zorunluluğu belirtilebilir.

Aksinin yetkili kamu kurumlarınca tespiti halinde, yabancı para cinsi ile menkul satışına ilişkin sözleşmeler sebebi ile 2022 yılı için, sözleşmenin tarafı olan her bir tarafa ayrı ayrı 14.211,00-₺ ile 118.555,00-₺ arası idari para cezası uygulanacaktır.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Gizlilik Politikası Nedir?

Gizlilik Politikası Nedir?

Gizlilik Politikası Nedir?

Gizlilik politikası, bir kuruluşun yürütmekte olduğu faaliyetlerinde topladığı kişisel bilgilere ilişkin detayların yer aldığı bir metindir. Politika kapsamında kuruluş toplamakta olduğu kişisel bilgilerin kimlerden, nasıl toplandığı gibi detaylara yer vermektedir. Gizlilik politikası kapsamında ayıca kullanılmakta olan çerezlere ait detaylara da yer verilebileceği gibi, Çerez Politikası adı altında ikinci bir döküman ile de bu hususlar açıklanabilir.

Gizlilik Politikasında Nelere Yer Verilmedir?

İyi bir gizlilik politikası;

  • Kişisel verileri toplanmakta olan kişi grupları,
  • Hangi kişisel verilerin toplandığı,
  • Bu verilerin nerede saklanmakta olduğu,
  • Kişisel verilerin hangi amaçlar ile toplandığı ve varsa bunların yasal sebepleri,
  • Kuruluş tarafından verilerin kimlere hangi sebepler ile aktarılabilecek olduğu,
  • Bu kişisel verilerin ne kadar süre ile saklanacak olduğu,
  • Şikayet ve talepler için kuruluş ile nasıl iletişime geçilebilecek olduğu gibi temal konuları kapsamalıdır.

Bunların dışında gizlilik politikası 3. sitelere verilen bağlantılara ilişkin yasal uyarılar veya kullanılmakta olan çerezlere ilişkin detayları da içerebilir.

Neden Bir Gizlilik Politikasına Sahip Olmalısınız?

Hemen hemen tüm gelişmiş ülkelerin mevzuatlarında gizlilik politikaları zorunlu kılınmış olup; kullanıcıların kişisel verilerine yönelik farklı adlar altında bir takım metinlerin bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Bizim ülkemizde de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile kişisel verileri işlenmekte olan ilgili kişilere yönelik bir aydınlatma metni hazırlanması gerektiği düzenlenmiş olduğu gibi, Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik kapsamında da elektronik ticaret faaliyetleri gerçekleştirmekte olan kişilere benzer bir gizlilik metni yükümlülüğü getirilmiştir.

Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik

Madde 7 – (1) Aracı hizmet sağlayıcı ve kendine ait elektronik ortamda satış yapan hizmet sağlayıcı tarafından, elektronik ticaret işlemlerinin gerçekleştirildiği ağ üzerinden doğrudan ulaşılabilecek şekilde ana sayfada “işlem rehberi” başlığı altında aşağıdaki bilgiler güncel olarak bulundurulur: …ç) Elektronik ticaret işlemleri nedeniyle elde ettiği kişisel verilere ilişkin gizlilik kuralları.

Genel Veri Koruma Tüzüğü

Şirketiniz kapsamında Avrupa’da faaliyet gösteriyorsanız veya Avrupa’da yerleşik kullanıcıların kişisel bilgilerini işliyorsanız, GDPR’ye uymanız ve dolayısıyla erişilmesi kolay bir gizlilik politikasına sahip olmanız gerekir.

Gizlilik Politikanız İnternet Sitenizde Nerede Yer Almalı?


Gizlilik politikanız web sitenizin derinliklerinde değil, kullanıcılar tarafından rahatlıkla erişilebilecek bir konumda olmalıdır. Ziyaretçiler tarafından varlığı bilinebilir ve dikkat çekici olması genellikle tavsiye edilmektedir.

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Terms Of Service Nedir?

Terms Of Service Nedir?

Terms Of Service (Kullanıcı Sözleşmesi) Nedir?

Özellikle uygulama ve internet sitelerinde karşımıza sıklıkla çıkmakta olan Terms Of Service (veya TOS, Service Agreement, Terms and Conditions, Kullanıcı Sözleşmesi, Kullanıcı Şartları vb.) kullanıcılar ile servis sağlayıcı arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir kurallar bütünüdür. Günümüzde özellikle yazılımı kullanmaya başlamadan önce veya bir internet sitesine üyeliğin tamamlanmasından önce karşınıza çıkmaktadır.

Terms of Service, genellikle içerisinde hizmet koşulları, ödeme şartları, sorumluluğun sınırlandırılması ve gizlilik gibi düzenlemeler içermektedir. Verilecek hizmete göre şekillendirilmesi gereken bu sözleşmeler, hizmeti alan kişilerin uyması gereken kuralları da içerecektir. Örneğin; bir sosyal medya platformunda kullanıcıların rahatsız edici içerikleri paylaşması yasaklanabilir veya bir sağlık uygulamasında söz konusu hizmetin niteliğine göre bir medikal uyarıya yer verilmesi gerekebilecektir. Esasen, bir Terms Of Service, bir hizmet sağlayıcı ile hizmeti kullanan kişiler arasında bir sözleşme görevi görür.

Neden Terms Of Service (Kullanıcı Sözleşmesi) Hazırlanmalıdır?

En temel sebeplerden birkaçı;

  • Verilecek olan hizmetin kötüye kullanılmasının ve yasalara aykırı içeriklerin önüne geçilmesi,
    Örneğin kullanım limitini aşmak için kötü niyetli uygulamalar gerçekleştirilmesi, yazılım kapsamında tersine mühendislik faaliyetlerinin öne geçirilmesi veya yazılım içerisinde 3. kişilere yönelik suç oluşturacak içerik ve paylaşımların önüne geçilmesi gibi hususların düzenlenmesi önem taşımaktadır.
  • Hizmetin kullanımı neticesinde meydana gelebilecek tazminat taleplerinin önüne geçilmesi,
    Eğitim veya spor faaliyetlerine yönelik bir hizmet kapsamında içeriklerin kapsam dışına çıkartılması veya kullanım neticesinde kullanıcıda bedensel bir zararın meydana gelmesi durumunda hizmet sunan kişilerin tazminat talepleri ile karşılaşması mümkündür. Sözleşmede bu tarz durumların açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
  • Sunmakta olduğunuz hizmet kapsamında sahip olduğunuz fikri mülkiyet haklarının da korunması,
    Yazılımınızın, sunmakta olduğunuz hizmet kapsamında üretmekte olduğunuz eserlerin veya 3. kişilere ait fikri mülkiyetin ihlal edilmesi durumunda bir takım maddi ve manevi zarara uğrayabilirsiniz.
  • Kuralları ihlal eden kullanıcıların engellenmesi veya hizmetin feshedilmesi örnek gösterilebilir.
    Kuralları ihlal eden veya verilen hizmeti suistimal eden kullanıcılara verilen hizmetin sona erdirilmesi daha büyük zararlar ile karşılaşmanızın önüne geçecektir.

Terms Of Service kapsamında kullanılara verilecek hizmetin sınırları belirlenerek, uymaları gereken kuralları kabul etmeleri sağlanır. Bu kapsamda kurallara uymayan kişilerin hizmete ulaşımı sınırlandırılabilir veya engellenebilir.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

DPO Nedir? Kimdir?

DPO Nedir? Kimdir?

DPO Nedir? – İzmir Avukat

DPO Nedir?

DPO (Data Protection Officer), GDPR (Genel Veri Koruma Tüzüğü / General Data Protection Act) kapsamında yasal şartları taşıyan veri sorumlularının atamakla yükümlü olduğu bir yasal uyum görevlisidir. DPO, görevli olduğu şirkette GDPR yasal uyum sürecini gerçekleştirmek ve şirket içinde bir veri koruma kültürünü teşvik etmek ile görevlidir. Ayrıca, bir DPO, GDPR’a aykırılık sebebi ile kişisel olarak sorumlu değildir

DPO şirket içerisinde tam zamanlı veya yarı zamanlı çalışan bir kişi olabileceği gibi dışarıdan sözleşmeli olaraka hizmet alınan bir danışman da olabilir.

Şirket içi çalışan bir kişinin DPO olması halinde, DPO’nun görevleri ile çıkar çatışması olmamak kaydı ile, söz konusu çalışan başka bir pozisyonda da çalışmaya devam edebilir. Burada farklı pozisyonlar arasında çıkar çatışması incelenirken şirket içerisinde kişisel verilerin işlenme amaçlarını ve araçlarını belirlemeye yönlendiren bir pozisyon olup olmadığı incelenmedir. Genel bir kural olarak çatışan pozisyonlar; genel müdür, operasyon şefi gibi üst düzey yönetim pozisyonlarıdır.

Hangi Veri Sorumluları İçin DPO Bir Yasal Zorunluluktur?

  • Kişisel veri işleyen tüm kamu makamları (mahkemeler hariç),
  • Temel faaliyetleri veri sahiplerinin düzenli ve sistematik şekilde büyük ölçekli olarak izlenmesi olan kuruluşlar
  • Temel faaliyetleri özel nitelikli kategorilerini işlemek olan (sağlık, ırk veya etnik köken, siyasi görüşler, dini veya felsefi inançlarla ilgili veriler) kuruluşlar

DPO atamak zorundadır.

DPO’nun Sahip Olması Gereken Yetkinlikler

  • Ulusal ve Avrupa veri koruma yasaları ve uygulamalarında uzmanlık,
  • İleri Düzey GDPR Bilgisi
  • Sektörel ve organizasyönel bilgi birikimi,
  • Kuruluşun idari kuralları ve prosedürleri hakkında sağlam bir bilgi.
  • Dürüstlük ve yüksek mesleki etik.

DPO Ne Yapar?

  • Kişisel verilerin korunması ile ilgili tüm konulara uygun şekilde ve zamanında dahil olmak.
  • DPO, üst ve orta yönetim toplantılarına düzenli olarak katılmaya davet edilir.
  • Veri koruma ile ilgili kararların alındığı durumlarda varlığı tavsiye edilir.
  • DPO’nun görüşüne her zaman gereken ağırlık verilmelidir. Anlaşmazlık durumunda, DPO’nun tavsiyesine uyulmamasının nedenlerinin belgelenmesini önerir.
  • Bir veri ihlali veya başka bir olay meydana geldiğinde derhal DPO’ya danışılmalıdır.
  • Veri otoriteleri ile ilgili süreçleri yürütür.

DPO’nun Özerkliği

  • Görevlerinin yerine getirilmesiyle ilgili herhangi bir talimat almaz.
  • Görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle denetleyici (veya işleyici) tarafından görevden alınmaz veya cezalandırılmaz.
  • GDPR 39. Madde uyarınca, DPO’lara bir konuyla nasıl başa çıkacakları talimatı verilmemelidir.

Konuya ilişkin danışmanlık hizmetlerimizden haberdar olmak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Şirketlerde Avukat Bulundurma Zorunluluğu

Avukat Bulundurma Zorunluluğu

Şirketlerde Avukat Bulundurma Zorunluluğu – İzmir Avukat

Avukat Bulundurma Zorunluluğu Nedir?

Avukatlık Kanunu Madde 35 ile belirli tüzel kişilerin avukat bulundurma zorunluluğu düzenlenmiştir. Bu kişilerin kendi bünyelerinde veya anlaşmalı olarak dışarıdan bir avukat ile çalışmaları zorunludur. Bir başka ifade ile dışarıdan sözleşmeli olarak avukatlık hizmeti alınabileceği gibi, kendi bünyelerinde sigortalı bir avukat çalıştırılması ile de bu yükümlülük yerine getirilebilir.

Kimler Avukat Bulundurmak Zorundadır?

Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri için söz konusu zorunluluk öngörülmüştür.

  • Belirli sermaye miktarı üzerinde sermayeye sahip anonim şirketler
  • Üye sayısı 100’den fazla olan yapı kooperatifleri

Limited Şirketlerde Avukat Bulundurma Zorunluluğu Mevcut Mudur?

Hayır, yasal mevzuat kapsamında limited şirketler ve adi şirketler için avukat bulundurma zorunluluğu düzenlenmemiştir. Her ne kadar yasal zorunluluk olmasa da ileride daha yüksek bedelli zararlar ile karşılaşılmaması açısından düzenli olarak avukatlık desteği alınmasını tavsiye ederiz.

2022 Yılı Avukat Bulundurma Zorunluluğuna Aykırılığın Cezası Nedir?

Avukatlık Kanunu Madde 35 kapsamında Cumhuriyet Savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.

2022 yılı brüt asgrai ücret 5.004 TL olarak belirlenmiş olup; ilgili madde kapsamında 2022 yılı için avukat bulundurmamanın yaptırımı 10.008-TL olarak belirlenecektir.

İlgili Mevzuat

Avukatlık Kanunu

Madde 35 – Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler. Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir. Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulleri kanunları ile diğer kanun hükümleri saklıdır.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079