Category Archives: Siber Güvenlik & Bilişim Hukuku

Dezenformasyonla Mücadele Yasası

Dezenformasyonla Mücadele Yasası
Dezenformasyonla Mücadele Yasası

Dezenformasyonla Mücadele Yasası – İzmir Avukat

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Dezenformasyonla Mücadele Yasası ile internette hizmet veren platformlara, yayıncılara ve servis sağlayıcılarına çeşitli yükümlülükler getirildi. Söz konusu düzenlemelerin bazıları kişilik haklarının korunması, haber sitelerinin içerik saklama yükümlülüğü, yasa dışı içerikler hakkında bilgilendirilme konularında yararlı olsa da söz konusu düzenlemenin 29. Maddesi sebebi ile sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Sosyal medya yasası ismi ile bilinen yasa maddelerinin düzenlemeleri özetle;

Çocukların, gençlerin ve ailenin, internetin yasa dışı içerikleri hakkında bilinçlendirilmesi ve güvenli kullanımı konusunda bilgilendirilmesi için Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne ilave görevler verilecek.

Tüm haber siteleri, yayınladıkları içerikleri saklamak zorunda olacak. Böylelikle hukuka aykırı içeriklerin yok edilmesi ve keyfi olarak ortadan kaldırılmasının önüne geçilmiş olacak.

Kişilik hakkının zedelenmesi şikayeti ile mahkemeye başvuru yapıp içeriğin kaldırılması talebinde bulunan ve talebi mahkemece kabul edilen kişiler artık diğer siteler için başvuru yaptığında mevcut karar bu adresler için de uygulanacak. Her site için ayrı karar çıkarılması gerekmeyecek.

Yeni yasa ile künye belirtmeksizin internet haberciliği yapmak mümkün olmayacak. TBMM Genel Kurulu’nda, Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi’nin görüşmelerine 29’uncu maddeden başlandı. Yasanın 29. Maddesinin Meclis’te kabul edilmesinin ardından ise sosyal medya kullanıcıları maddenin özelliklerini araştırmaya başladı. Dezenformasyonla mücadele yasası kapsamında kabul edilen ve halk arasında tartışmalara sebebiyet veren 29. maddeyle; ” Halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayın yapan kimseye, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” öngörülüyor.

Yeni yasayla beraber “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu tanımlanıyor. Suçun oluşması için şu 5 şart aranacak : Yayılan haber gerçek değilse, ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa, halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa , kamu barışını bozmaya yönelik ise aleni ise (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilecekse) kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Sosyal medya yasası ile adli merciler tarafından talep edilen bilgiler verilmezse , sosyal ağ sağlayıcılarının internet trafiği bant genişliği de yüzde 90 oranında daraltılabilecek. Bu minvalde baktığımızda özellikle suçun unsurları bakımından pek çok durumun bu maddeye sokulabileceği kanısı ile sosyal medyada büyük tepki topladı. Zira bilinçli olarak yapılan yalan haberlerin yanı sıra, pek çok bilgi ve haber sosyal medyada kullanıcılar tarafından sıklıkla paylaşılmakta. Bu paylaşımlar zaman zaman ekonomik, siyasi, gündeme yönelik bilgilendirme ve yardım arama amacı içeriyor. Örneğin bir istismarı duyurmaya yönelik haber yapıldığında, yalan haber olduğu taktirde bu haberi yapan ve paylaşanlara ceza verileceğinden bahsediliyor. Peki kullanıcı, bu haberlerin doğruluğunu tespit edebilir mi? Veya nasıl tespit edecek? Burada sosyal medya kullanıcılarının ”halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu” tanımının muğlaklığı da tedirgin ediyor. Zira yalan haber ve yanıltıcı bilginin kime ve neye göre tanımlanacağı belli değil.

Bir başka tartışma yaratan zorunluluk ise whatsapp, instagram, facebook, youtube gibi yaklaşık iki milyondan fazla kullanıcısı olan fakat Türkiye’de genel merkezi bulunmayan bu uygulamalara da genel merkez açma zorunluluğu getirilmesi yönünde. Düzenlemede Türkiye’de ofis açma ile birlikte Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu da mevcut. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde, bu kişinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması gerekecek. Bu uygulamalar Türkiye’de merkez açmayı kabul edecek mi sorusu akıllarda. Türkiye’de genel merkez açılmaması durumunda da başta reklam kısıtlamaları, akabinde ise uygulamalara yapılacak kısıtlamalarla uygulamaların yavaşlık sebebi ile kullanılamaz hale geleceği tedirginlik yaratıyor.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı Nedir?

Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı Nedir?

Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı Nedir? – İzmir Avukat

İnternet Alan Adları Yönetmeliği” ile “Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı” veya kısaca “UÇHS”, alan adları ile ilgili ihtilafların çözüm sürecini hakemler veya hakem heyetleri vasıtasıyla yürüten taraflar olarak tanımlanmaktadır.

İnternet siteleri alan adlarına ilişkin uyuşmazlıklar artık UÇHS’ler tarafından çözülecek.

İnternet Alan Adları Yönetmeliği Madde 23 –

Alan adları ile ilgili ihtilaflar alternatif olarak UÇHS’ler tarafından işletilen uyuşmazlık çözüm mekanizması vasıtasıyla çözülür. Uyuşmazlık çözüm mekanizmasının işletilmesine ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından düzenlenir.

Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı

Madde 24 –

(1) Kurum, UÇHS’lerin taşıması gereken asgari nitelikleri, uyması gereken kura ları ve diğer hususları tespit eder ve bunları internet sitesinden ve gerek olduğu ha lerde diğer uygun araçlarla kamuoyuna duyurur.

(2) UÇHS olmak isteyen taraflar Kurum’a başvuruda bulunurlar. Kurum tarafından gerekli şartları taşıdığı tespit edilen taraflara UÇHS olarak faaliyette bulunabilmelerini teminen faaliyet belgesi düzenlenir. (Ek cümle:RG-20/4/2021-31460) Kurum, İnternet alan adlarına ilişkin pazar koşuları, uyuşmazlık sayıları gibi hususları dikkate alarak faaliyet gösterecek UÇHS sayısına üst sınır getirebilir.

(3) UÇHS’lerin, ihtilafların çözümü sürecini başarıyla yönetebilecek, idari ve teknik yetkinliği haiz olmaları ve olası ihtilaf konularında uzman yeterli sayıda hakemi listelerinde bulundurabilmeleri gerekir.

Uyuşmazlık Çözüm Mekanizmasına Başvuru

Uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvuru için;

a) İhtilaf konusu alan adının, sahip olunan ya da ticarette kulanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer ya da aynı olması ve

b) Alan adını tahsis ettiren tarafın bu alan adı ile ilgili yasal bir hakkı ya da bağlantısının olmaması ve

c) Bu alan adının alan adı sahibi tarafından kötü niyetle tahsis ettirilmesi veya kulanılması gerekmektedir. (Madde 25)

Hakemler

UÇHS listelerinde yer alacak hakemlerin fikri mülkiyet hakları hukuku, marka hukuku, ticaret hukuku veya bilişim hukuku alanlarında uzman olması gerekecektir.

UÇHS’ler nezdinde aksi gerekmedikçe yazılı inceleme gerçekleştirilecek olup; taraflar şahsen dinlenmeyecektir. (Madde 26)

Kararın Alınması

Söz konusu yönetmelik kapsamında Hakem veya heyet, yasal mevzuat ve içtihatları gözeterek şikayetçi talebi doğrultusunda alan adlarının iptaline, şikayetçi tarafa devrine veya talebin reddine karar verebilecektir. (Madde 27)

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Gizlilik Politikası Nedir?

Gizlilik Politikası Nedir?

Gizlilik Politikası Nedir?

Gizlilik politikası, bir kuruluşun yürütmekte olduğu faaliyetlerinde topladığı kişisel bilgilere ilişkin detayların yer aldığı bir metindir. Politika kapsamında kuruluş toplamakta olduğu kişisel bilgilerin kimlerden, nasıl toplandığı gibi detaylara yer vermektedir. Gizlilik politikası kapsamında ayıca kullanılmakta olan çerezlere ait detaylara da yer verilebileceği gibi, Çerez Politikası adı altında ikinci bir döküman ile de bu hususlar açıklanabilir.

Gizlilik Politikasında Nelere Yer Verilmedir?

İyi bir gizlilik politikası;

  • Kişisel verileri toplanmakta olan kişi grupları,
  • Hangi kişisel verilerin toplandığı,
  • Bu verilerin nerede saklanmakta olduğu,
  • Kişisel verilerin hangi amaçlar ile toplandığı ve varsa bunların yasal sebepleri,
  • Kuruluş tarafından verilerin kimlere hangi sebepler ile aktarılabilecek olduğu,
  • Bu kişisel verilerin ne kadar süre ile saklanacak olduğu,
  • Şikayet ve talepler için kuruluş ile nasıl iletişime geçilebilecek olduğu gibi temal konuları kapsamalıdır.

Bunların dışında gizlilik politikası 3. sitelere verilen bağlantılara ilişkin yasal uyarılar veya kullanılmakta olan çerezlere ilişkin detayları da içerebilir.

Neden Bir Gizlilik Politikasına Sahip Olmalısınız?

Hemen hemen tüm gelişmiş ülkelerin mevzuatlarında gizlilik politikaları zorunlu kılınmış olup; kullanıcıların kişisel verilerine yönelik farklı adlar altında bir takım metinlerin bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Bizim ülkemizde de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile kişisel verileri işlenmekte olan ilgili kişilere yönelik bir aydınlatma metni hazırlanması gerektiği düzenlenmiş olduğu gibi, Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik kapsamında da elektronik ticaret faaliyetleri gerçekleştirmekte olan kişilere benzer bir gizlilik metni yükümlülüğü getirilmiştir.

Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik

Madde 7 – (1) Aracı hizmet sağlayıcı ve kendine ait elektronik ortamda satış yapan hizmet sağlayıcı tarafından, elektronik ticaret işlemlerinin gerçekleştirildiği ağ üzerinden doğrudan ulaşılabilecek şekilde ana sayfada “işlem rehberi” başlığı altında aşağıdaki bilgiler güncel olarak bulundurulur: …ç) Elektronik ticaret işlemleri nedeniyle elde ettiği kişisel verilere ilişkin gizlilik kuralları.

Genel Veri Koruma Tüzüğü

Şirketiniz kapsamında Avrupa’da faaliyet gösteriyorsanız veya Avrupa’da yerleşik kullanıcıların kişisel bilgilerini işliyorsanız, GDPR’ye uymanız ve dolayısıyla erişilmesi kolay bir gizlilik politikasına sahip olmanız gerekir.

Gizlilik Politikanız İnternet Sitenizde Nerede Yer Almalı?


Gizlilik politikanız web sitenizin derinliklerinde değil, kullanıcılar tarafından rahatlıkla erişilebilecek bir konumda olmalıdır. Ziyaretçiler tarafından varlığı bilinebilir ve dikkat çekici olması genellikle tavsiye edilmektedir.

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Terms Of Service Nedir?

Terms Of Service Nedir?

Terms Of Service (Kullanıcı Sözleşmesi) Nedir?

Özellikle uygulama ve internet sitelerinde karşımıza sıklıkla çıkmakta olan Terms Of Service (veya TOS, Service Agreement, Terms and Conditions, Kullanıcı Sözleşmesi, Kullanıcı Şartları vb.) kullanıcılar ile servis sağlayıcı arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir kurallar bütünüdür. Günümüzde özellikle yazılımı kullanmaya başlamadan önce veya bir internet sitesine üyeliğin tamamlanmasından önce karşınıza çıkmaktadır.

Terms of Service, genellikle içerisinde hizmet koşulları, ödeme şartları, sorumluluğun sınırlandırılması ve gizlilik gibi düzenlemeler içermektedir. Verilecek hizmete göre şekillendirilmesi gereken bu sözleşmeler, hizmeti alan kişilerin uyması gereken kuralları da içerecektir. Örneğin; bir sosyal medya platformunda kullanıcıların rahatsız edici içerikleri paylaşması yasaklanabilir veya bir sağlık uygulamasında söz konusu hizmetin niteliğine göre bir medikal uyarıya yer verilmesi gerekebilecektir. Esasen, bir Terms Of Service, bir hizmet sağlayıcı ile hizmeti kullanan kişiler arasında bir sözleşme görevi görür.

Neden Terms Of Service (Kullanıcı Sözleşmesi) Hazırlanmalıdır?

En temel sebeplerden birkaçı;

  • Verilecek olan hizmetin kötüye kullanılmasının ve yasalara aykırı içeriklerin önüne geçilmesi,
    Örneğin kullanım limitini aşmak için kötü niyetli uygulamalar gerçekleştirilmesi, yazılım kapsamında tersine mühendislik faaliyetlerinin öne geçirilmesi veya yazılım içerisinde 3. kişilere yönelik suç oluşturacak içerik ve paylaşımların önüne geçilmesi gibi hususların düzenlenmesi önem taşımaktadır.
  • Hizmetin kullanımı neticesinde meydana gelebilecek tazminat taleplerinin önüne geçilmesi,
    Eğitim veya spor faaliyetlerine yönelik bir hizmet kapsamında içeriklerin kapsam dışına çıkartılması veya kullanım neticesinde kullanıcıda bedensel bir zararın meydana gelmesi durumunda hizmet sunan kişilerin tazminat talepleri ile karşılaşması mümkündür. Sözleşmede bu tarz durumların açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
  • Sunmakta olduğunuz hizmet kapsamında sahip olduğunuz fikri mülkiyet haklarının da korunması,
    Yazılımınızın, sunmakta olduğunuz hizmet kapsamında üretmekte olduğunuz eserlerin veya 3. kişilere ait fikri mülkiyetin ihlal edilmesi durumunda bir takım maddi ve manevi zarara uğrayabilirsiniz.
  • Kuralları ihlal eden kullanıcıların engellenmesi veya hizmetin feshedilmesi örnek gösterilebilir.
    Kuralları ihlal eden veya verilen hizmeti suistimal eden kullanıcılara verilen hizmetin sona erdirilmesi daha büyük zararlar ile karşılaşmanızın önüne geçecektir.

Terms Of Service kapsamında kullanılara verilecek hizmetin sınırları belirlenerek, uymaları gereken kuralları kabul etmeleri sağlanır. Bu kapsamda kurallara uymayan kişilerin hizmete ulaşımı sınırlandırılabilir veya engellenebilir.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Müstehcenlik Suçu

Müstehcenlik Suçu

Müstehcenlik Suçu | İzmir Hukuk Bürosu

Müstehcen Ne Demek?

müstehcen

sıfat, Arapça mustehcen

Açık saçık, edebe aykırı, yakışıksız:

Türk Ceza Kanunu Madde 226 kapsamında tanımlanan “Müstehcenlik Suçu”, özellikle çocukların veya hayvanların içerisinde bulunduğu cinsel içerikler aracılığı ile işlenen bir suç tipidir. Farklı materyaller aracılığı ile işlenmesi mümkün olan müstehcenlik suçu yalnızca çocukların içerisinde yer aldığı cinsel içerikler ile sınırlı olarak düşünülmemelidir.

Türk Ceza Kanunu Kapsamında Müstehcenlik Suçu

Müstehcenlik Suçu
Madde 226-

  1. a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
    b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek
    şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
    c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
    d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
    e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
    f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
    Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
  2. Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  3. Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  4. Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  5. Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  6. Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
  7. Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

Yargıtay Kararları Kapsamında Müstehcenlik Suçu

YARGITAY 18.CEZA DAİRESİ ESAS NO:2015/43159 KARAR NO:2017/1689

“Anal ya da oral yoldan yapılan, eşcinsel veya grup halinde bulunulan cinsel birleşmelere ait görüntülerin veya cisimle yapılan mastürbasyon görüntülerinin tek başına “doğal olmayan” kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği, bu kavramın cinsel yaşamın içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya bütün toplum tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkileri tanımladığı gözetilerek, sanığa ait iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen ve müstehcen içerikli olduğu değerlendirilen DVD, CD ve sabitdiskteki görüntülerin tamamı hakkında bilirkişi raporu aldırılarak yada hakim tarafından bizzat incelenerek, bu materyallerde çocukların kullanılıp kullanılmadığı, içeriklerinde şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin bir ilişki türü olup olmadığı saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi… Kanuna aykırı ve sanık …’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA…”


YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ 2015/2271 E. , 2015/9553 K.

“Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet ve müstehcenlik suçundan kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;
Sanığın çocuk yaşta bulunan mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkiye girip, bu ilişkiye ait müstehcen görüntüleri mağdurenin bilgisi dahilinde kendisine ait cep telefonuna kaydettiği, bu görüntülerin CD’ye aktarılmasını sağladıktan sonra yine çocuk yaştaki tanıklar D.. ve D..’ın görmesini sağlayan sanığın eylemlerinin ayrı ayrı TCK’nın 236/3-c-1 ve 226/5. maddesindeki suçları oluşturduğu, sanığın bu eylemleri ayrıca mağdure H..’ye yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu da oluşturmakla birlikte, TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gözetilerek sanığın ceza miktarı itibariyle ağır nitelikteki aynı Kanunun 226/3-c-1 ve 226/5. maddelerine göre cezalandırılması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan mahkûmiyeti ile müstehcenlik suçundan beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ 2017/3354 E., 2019/5468 K.

“1- Sanığın evinde yapılan arama sonucu ele geçirilen bilgisayar, hard diskler ve CD’lerin bir kısmında çocukların kullanıldığının, bir kısmında ise hayvanlarla yapılan cinsel ilişkiye ait görüntüler bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 44. maddesindeki fikri içtima kuralları gereği en ağır cezayı öngören aynı Kanunun 226/3. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden ayrı ayrı hüküm kurulması,
2- Sanıktan ele geçirilen bilgisayar, hard diskler ve CD’lerde yüklü müstehcen içerikli verinin sayısı ve niteliği gözetildiğinde temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Other works that may be of interest to you;

Izmir Criminal Lawyer

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

E-Ticaret Avukat / E-Ticaret Hukuku

E-ticaret Avukat

E-ticaret Avukat | E-ticaret Hukuku | İzmir Hukuk Bürosu

İçerisinde bulunduğumuz hızlı toplum yapısı ve teknolojik gelişmeler neticesinde hızla büyüyen bir e-ticaret sektörü ile karşı karşıyayız. Bu sektör beraberinde bir çok yasal mevzuatı ve kanuni yükümlülüğü de birlikte getiriyor. Sıcak para ve hızlı bir şekilde kitlelere ulaşabilme imkanı karşısında yüksek yaptırımlar ile karşılaşılması da gündeme geliyor.

Sürekli değişen torba kanun ve yönetmelikler arasında kaybolmak oldukça kolay. Yasaların teknolojinin hızına yetişmeye çalıştığı günümüzde şirketlerin yükümlülüklerinin farkına varması biraz vakit alabiliyor. Bu süre zarfında yüksek idari yaptırımlar ile karşılaşmak ise, özellikle yeni kurulmuş girişimler için sıkıntı yaratabilir. İnternet sitenizi güncel mevzuat ile uyumlu tutmak için uzman bir ekip ile çalışmanız sizi bir çok baş ağrısından kurtaracaktır.

İşletmenize yönelik, hazırlayacağımız çözüm odaklı hizmet anlayışı ile, yasal uyum doküman setleri ile birlikte hukuki riskinizi minimuma indirecek, sizin için asıl önemli olan işletme faaliyetlerine odaklanabileceksiniz.

E-ticaret şirketlerinin yasal uyum süreçlerine yönelik gerçekleştirdiğimiz kimi faaliyetler;

1- E-ticaret gerçekleştiren şirketlere yönelik gerekli yasal süreçlerin takip edilerek gerekli hukuki metinlerin oluşturulması.

2- 6698 Sayılı Personal Data Protection Law‘na uygun olarak;

  • Aydınlatma Metinleri,
  • Çerez Politikaları,
  • Muvafakatname Metinleri,
  • Gizlilik Politikaları,
  • Veri Sorumlusu İrtibat Prosedürünün Hazırlanması

3- 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun başta olmak üzere güncel yasal mevzuat çerçevesinde;

  • Mesafeli Satış Sözleşmesi,
  • Garanti Sözleşmesi
  • Ön Bilgilendirme Formu
  • Satış Sonrası & İade Koşulları
  • Tüketici Hakem Heyeti Süreçlerinin Takibi ve Gerekli Yanıtların Hazırlanması

4- Ticari İletişim Ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında alınması gereken onay düzenlemeleri.

Konuya ilişkin uzman ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

İYS Kayıt Yükümlülüğü

İYS Kayıt Yükümlülüğü

İYS Kayıt Yükümlülüğü | E-Ticaret | Bilişim Hukuku | İzmir Bilişim Avukatı | İzmir Hukuk Bürosu

İYS Nedir?

04.01.2020 tarihli Resmî Gazete yayınlanan Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te Türkiye’de gerçekleştirilen kişisel verileri koruma faaliyetleri kapsamında ticari elektronik ileti göndermek isteyen gerçek ve tüzel kişilere kayıt zorunluluğu getirilen yeni bir sistem oluşturulması düzenlenmiştir. Bir başka deyişle İYS, Ticari Elektronik İleti onayı alınmasına, reddetme hakkının kullanılmasına ve şikayet süreçlerinin yönetilmesine imkan tanıyan bir sistemdir.

Ticari Elektronik İleti Nedir?

Gerçek ve tüzel kişilerin ticari faaliyetleri doğrultusunda mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak ya da işletmesinin tanınırlığını arttırmak amacıyla elektronik iletişim araçlarıyla yapılan her türlü ticari iletişimi ticari elektronik ileti olarak adlandırılır.

Müşterilerime kutlama ve tebrik gibi işletmenizin tanınırlığını arttırmaya yönelik ticari elektronik iletiler öncesinde de onay alınması gerekmektedir.

İYS Kayıt Yükümlülüğü

  • Ticari elektronik ileti göndermek isteyen gerçek ve tüzel kişiler İleti Yönetim Sistemi (İYS)’ne kaydolmak zorundadır. İlgili yönetmelik kapsamında işletmeler yalnızca sistem üzerinden onayı alınan alıcılara ticari elektronik ileti gönderilebilecektir.
  • İleti Yönetim Sistemi üzerinden alınmayan onaylarda, onayın alındığına dair ispat yükümlülüğü, hizmet sağlayıcıya aittir. İYS’den alınmayan onaylar, hizmet sağlayıcı tarafından 3 gün (iş günü) içinde İYS’ye kaydedilmek zorundadır. İleti Yönetim Sistemi kaydedilmeyen onaylar geçersiz sayılacaktır.
  • Alıcı, reddetme hakkını İleti Yönetim Sistemi üzerinden de kullanabilecektir. Şikayet başvuruları, İYS üzerinden ön incelemeyle değerlendirilecektir.

İYS Kayıt Tarihleri

İşletmeler, 1 Ocak 2021’ye kadar mevcut izinlerini İleti Yönetim Sistemi’ne yüklemek zorundadır. Bu tarihe kadar yüklenmeyen izinler geçersiz kabul edilecektir. 150 bin adet ve altında ticari elektronik ileti onayı (telefon numarası ve eposta adresi sayısı toplamı) olan hizmet sağlayıcılar için bu tarih 1 Haziran 2021‘dir.

İYS Başvurusu Nasıl Gerçekleştirilir?

E-devlet İle Başvuru

İYS kaydı için işletme yetkilisinin MERSİS kaydı mevcut ise, sisteme e-Devlet şifreniz ile giriş yapabilirsiniz.

E-İmza İle Başvuru

İYS kaydı için işletme yetkilisinin e-imzası mevcut ise, sisteme ilgili taahhütname metnini imzalayarak da giriş yapabilirsiniz.

Other

Hizmet sağlayıcının MERSİS numarası yoksa;

Aşağıda belirtili tüm bilgi ve belgelerin  onkayit@iys.org.tr adresine gönderilmesi gerekmektedir.

Gerekli Bilgiler

  • İmzaya Yetkili kişi TCKN (Yabancı firma yetkilisi için Pasaport No)
  • İmzaya Yetkili kişi ad soyad
  • Yetkili kişi e-posta
  • Yetkili kişi cep telefonu
  • Ticaret Unvanı
  • Vergi Kimlik Numarası
  • Vergi Dairesi
  • Web Sitesi
  • İletişim Numarası
  • City
  • İlçe
  • İletişim Adresi

Gerekli Belgeler

  • Vergi levhası fotokopisi (yoksa vergi numarasını içeren belge)
  • İşletme sahibinin nüfus cüzdanı fotokopisi
  • İşletme yetkilisinin şirket unvanı altında düzenlenmiş imza sirküleri
  • Varsa oda (meslek kuruluşu) kayıt belgesi
  • Marka kullanımına yetkisi olduğunu gösteren belge (Marka tescil belgesi, yetkilendirme yazısı vb.)
  • Kaşeli ve imzalı taahhütname
    (İYS Kullanım Taahhütnamesini tüm sayfaları kaşeli ve imzalı olacak şekilde kargo ile gönderilmesi gerekmektedir. Diğer belgelerin gönderilmesi gerekli değildir.).
    Taahhütnameyi indirmek için tıklayınız

Kargo Adresi; İleti Yönetim Sistemi A.Ş. Hukuk Departmanı Adına TOBB İkiz Kuleleri C Blok 15.Kat Dumlupınar Bulv. No:252, 06530 Çankaya / Ankara

Konuya ilişkin uzman ekibimizden hukuki danışmanlık almak için Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Bilişim Suçları Nelerdir?

Bilişim Suçları Nelerdir?

Bilişim Suçları Nelerdir? | İzmir Bilişim Avukatı | İzmir Hukuk Bürosu | İzmir Avukat

Bilişim Nedir ve Bilişim Suçları Nelerdir?

Her tür çeşitli bilginin ve verilerin elektronik ortamlar aracılığıyla işlenip değerlendirildiği teknolojiye bilişim adı verilir. Bilişim suçları adi ve münferit olabileceği gibi organize de olabilmektedir. Bu da suç türlerini farklılaştırmaktadır. Bilişim elektronik sistemlerin tümünü kapsar. Elektronik aletler, iletişim ve interneti kapsar. Bilişim suçları da bu araçları yasal olmayan amaçlar için kullanmak olarak özetlenebilir.

Bilişim Suçları Nelerdir?

  • Bilgisayar yoluyla dolandırıcılık ve sahtecilik
  • Gerçek kişileri taklit etme ya da sahte bir kişilik oluşturma vb.
  • Ticari sırların çalınması
  • Banka ve ya kredi kartlarının habersiz ve kötü amaçlı kullanılması
  • Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme, verileri değiştirme suçu
  • Uyuşturucu alımı-satımı
  • Yasadışı yayınlar
  • Başka birinin bilişim sistemine izinsiz girme suçu, yazılımı izinsiz kullanma
  • Pornografi
  • Terörist faaliyetler
  • Hacking
  • Organ ticareti

Bilişim Yoluyla İşlenen Suçların Yapısı Nedir?

  • Bilgisayar sistemleri ve teknolojilerini bilişim suçları için kullanma,
  • Ağır maddi ve manevi sonuçlar doğurması,
  • Gerekli kanun ve düzenlemelerin eksik ve yetersiz olması,
  • Güvenlik güçlerine bildirilmemesi,
  • Suçunu işleyenlerin genelde 17-35 yaş arasındaki gençlerden oluşması,
  • İtibar ve prestij kaybetme korkusunun baskın gelmesi,
  • Takip edilmesi gereken prosedüre tam olarak hâkim olunmaması olarak örneklendirilebilir 

Bilişim sistemine girme, Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma, Erişilmez Kılma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme gibi suçlar bilişim suçlarının temel kategorize adıdır. Ülkemizde en çok rastlanılan bilişim suçu istatiksel olarak bilişim sistemine girme suçudur. 

Bilişim sistemine girme suçunun ispatlanması açısından IP adresinin tespiti çok önemlidir. IP adresi, internet bağlanan her bilgisayara sistem tarafından ayrı ayrı verilen bir nevi kimliktir. İki tür IP adresi vardır:

  • Statik IP Adresi: Statik IP adresi, hangi cihaz veya sunucu için belirlenmişse, o cihaz veya sunucu için sabit kalan, değişmeyen internet adresidir.
  • Dinamik IP adresi Dinamik IP adresi, internete her bağlanıldığında değişen bir IP adresidir. IP adresleri sınırlı olduğundan internet servis sağlayıcıları, internete bağlanan kullanıcıya her seferinde ayrı bir IP adresi verir, kullanıcının internet bağlantısı kesildiğinde aynı IP adresi internete bağlanan başka bir kullanıcıya verilir.

Bilişim sitemine girme suçunun işlendiği cihazın internete bağlanması için gerekli olan IP adresi servis sağlayıcıdan sorularak tespit edilmelidir. Özellikle belirtelim ki, IP adreslerinin yeterli olmadığı hallerde GSM şirketleri tarafından bir IP adresi, birden fazla kişiye PORT yapılarak verilebilmektedir. Bilgisayar içindeki her program, iletişim için ayrı birer port kullanmaktadır. Bu nedenle bilgisayardaki programların iletişimi için IP ve port numarası olmak üzere iki tane adres numarası gerekmekte, IP adresi Port numarası olarak gösterilmektedir. Tutulmasında yasal zorunluluk bulunmayan PORT bilgisine ulaşıldığında, birden fazla kişiye verilen IP’nin, suçun işlendiği saatte kim tarafından kullanıldığının belirlenmesi mümkün olmaktadır (Y.8CD-K.2014/9860).

Bilişim suçları ülkemizde yenidir. Bu yüzden de bilişim suçlarıyla ilgili yasalar da yetersizdir. Bununla ilgili yapılan en kapsamlı yasa 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundadır.

Bilişim sistemine izinsiz girme ve sistemde uzun süre kalma bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırma ile karşılaşma demektir. Bazen de bu ceza adli para cezasına çarptırılma ile olur. Eğer bilgiler değiştirilir, yok edilir ya da bozulursa ceza yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.

Tüm bilişim suçları ve cezaları Avrupa Siber Suçlar sözleşmesine uyumlu şekilde hazırlanmıştır. Ancak teknoloji ilerledikçe bilişim suçları da giderek çeşitlenmektedir. Bu yüzden ülkemizde yeni suçlar olması nedeniyle gerekli kanun ve düzenlemelerin eksik ve yetersiz kalmaktadır.

Bilişim Suçlarında Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma Hakkında: 

Bilişim suçları, savcılık tarafından re’sen  soruşturulması gereken suçlardandırlar. Bu nedenle, bilişim suçlarının soruşturulması şikayete tabi değildir. Hal böyle olunca Mağdurun şikayetten vazgeçme beyanı da ceza davasının düşmesine neden olmaz. Bilişim suçu için TCK’daki zamanaşımı süreleri içinde savcılığa bildirimde bulunulursa etkili bir soruşturma yapılabilir. TCK’ya göre en basit bilişim suçunun zaman aşımı 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra suç ihbarında bulunulması veya kamu davasının zamanaşımı süresinde sonuçlandırılmaması halinde suçun soruşturulması veya kovuşturulması mümkün değildir.

Önemle belirtelim ki; müşteki daha önce şikayet hakkını kullanma imkanını bulamamış olsa bile re’sen başlatılan yargılamanın ceza mahkemesindeki aşamalarında davaya müdahil olarak taraf sıfatını kazanabilir.

Uzlaştırma ise bağımsız ve objektif üçüncü bir kişinin, uyuşmazlığın taraflarına olayın özelliklerine göre şekillenecek çeşitli çözüm önerileri sunup onların bu çözüm önerilerini müzakere etmesini ve sunulan çözüm önerilerinden birisinde anlaşmalarını hedefleyen bir alternatif uyuşmazlık çözümü yöntemidir. 

Özetle suç isnadı yöneltilen kişi ile suçun mağduru olan kişinin bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşması olarak tanımlanabilir. Re’sen soruşturulması öngörülen Bilişim suçları ise uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Bilişim Suçları İçin Avukat Tutmalı Mıyım?

Ülkemizde işlenen bilişim suçları için kanunlar yetersizdir. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerine doğru atıflar yapılabilmesi,  suç tipinin doğru belirlenebilmesi, gerekli delillerin toplanabilmesi ve İP adres tespitlerinin yapılabilmesi adına olumsuz bir sonuçla karşılaşmamak için bilişim suçları ve davalarında uzman bir avukata başvurmak akıllıca olur. 

Konuya ilişki hukuki danışmanlık almak için ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Kripto Paraların Hukuki Niteliği Nedir?

Kripto Para Mağdur

Kripto Para Mağdur | Kripto Para Hukuki Nitelik | Bilişim Hukuku | Bitcoin Mağdur | İzmir Avukat

Kripto Paraların Hukuki Niteliği

Elektronik para, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında, ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, çeşitli ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer olarak tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda, elektronik para, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yetki verilen tüzel kişiler tarafından ihraç edilmektedir. Bu nedenle kripto paraların elektronik para tanıma da girmediği söylenmektedir. Nitekim Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu yaptığı açıklamada, herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla 6493 sayılı Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de ilgili kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir ifadelerine yer vermiştir. 

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 3. maddesi doğrultusunda, menkul kıymetler; para, çek, poliçe ve bono hariç olmak üzere, paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertikalarını, borçlanma araçları veya menkul kıymetleştirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile söz konusu kıymetlere ilişkin depo sertikalarını ifade etmektedir. Dolayısıyla, kripto paralarmenkul kıymet olarak tanımlanamayacaktır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında eşyaya ilişkin herhangi bir tanıma yer verilmemiştir. Ancak doktrinde, üzerinde hakimiyet sağlanabilen ve kişiler dışındaki cismani varlıklar eşya olarak tanımlanmaktadır. Kripto paralar, dijital ortamda işlem görmekte olup cismani olmaması diğer bir deyişle elle tutulur olmaması nedeniyle eşya niteliğinde kabul edilemeyeceği söylenmektedir.

Bu kapsamda, önemle belirtmek gerekir ki, kriptopara kullanımı son dönemde vergi kaçırma, uyuşturucu, fidye, internet üzerinden kumar oynanması gibi kara para aklama suçlarının işlenmesinde kullanılan bir sistem haline gelmiştir. Buna rağmen yürürlükteki mevzuat açısından, kriptopara kullanımı ve/veya kriptopara ile ödeme yapılmasına ilişkin yasaklayıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”)’nun “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” başlıklı 282. maddesinde, “alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” denilmektedir. 

İlgili hüküm dikkate alındığında, suçtan kaynaklanan bir gelirin, kriptoparaya çevrilmesi ihtimalinde söz konusu kriptoparanın da suçtan kaynaklanan malvarlığı değeri kapsamında sayılmasına engel bir hüküm bulunmamaktadır.

Diğer yandan belirtmek gerekir ki, uygulamada yeni yeni görüldüğü üzere kripto para alım satım platformları kullanıcıların borçları veya herhangi türdeki davaları nedeniyle her nevi kriptopara ve Türk lirasına ilişkin adli makamlardan gelen ve genelde müzekkere olarak nitelendirilen resmi yazılar kapsamında hukuka uygun talepleri karşılamakta olup, haciz şerhi işlenmesi veya tedbir konulması yönünde taraflarına ulaşan resmi yazılar kapsamında hukuka uyarlı olarak, kullanıcılarının hesaplarında tutulan Türk lirası ve her nevi kriptoparasına haciz şerhi işlemekte veya tedbir uygulamaktadır.

Açıklamalara ek olarak, kriptopara alım satım platformlarını düzenleyen bir yasa çıktığı durumda, bu yasanın geriye dönük işletilip işletilemeyeği konusunun da önemle ele alınması gerekmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki kanunlarınzaman bakımından uygulanması açısından üç ilke, “Geriye yürüme, derhal uygulanma ve ileriye yürüme” ilkeleri, önem arz etmektedir. Uluslararası bir hukuk kuralı olan “Geçmişe Etkili Olmama Kuralı” kuralı kanunlarımızda zaten hali hazırda geçerli ve yürürlüktedir. 

Bu nedenle, kripto alım satım platformlarını düzenleyen bir yasa çıktığı durumda, kriptopara alım satım platformları vasıtasıyla yapılmış bulunan işlemler veya bu platformlarda bulundurulan Türk lirası veya kriptoparalara ilişkin tüm kazanılmış hakların herhangi bir şekilde etkilenmeyeceği, hali hazırdaki hukuka uygun davranışlardan dolayı önümüzdeki günlerde de herhangi bir zarar görülmesi veya aleyhe bir durumla karşılaşmanın olmayacağı düşünülmektedir.

Sonuç olarak, kripto paralar ve özellikle Bitcoin, günümüz itibarıyla herhangi bir denetleyici ve düzenleyici kuruma tabi olmaması nedeniyle bağımsız para birimi olarak anılmaktadır. Bu bağımsızlık, kimi yatırımcılar tarafından endişe verici bulunmakta, kimi yatırımcılar ise kriptoparaları geleceğin en büyük yatırımı olarak nitelendirmektedir. 

Görülmektedir ki, kripto paralara dair hukuki anlamda henüz herhangi bir düzenleme bulunmamasına ve kripto paraların mevcut hukuki kavramlara sokulamamasına karşın artık yavaş da olsa adımlar atılmaya başlanmıştır. Düzenlemelerin oluşturulmasında fayda sağlayacağı üzere doktrinsel düşüncelerin geliştiğine ve uygulamada farklı gelişmelerin yaşandığına şahit olunmaktadır. Merkezi otoritelerce kripto paralara direkt müdahale etmek yerine kullanıcıların ve yatırımcıların dikkatini risklere çekerek uyarma yöntemleri tercih edilmekteyken yeni gelişen süreçte, somut açıdan pek bir gelişme yaşanmasa da yapılacak düzenlemelerin başta banka, sermaye piyasası, vergi, miras, mal paylaşımı, icra ve iflas hukuku ile diğer alanlarda önemli etkileri olacağı şüphesiz bulunmaktadır. 

Özetlemek gerekirse: Kripto paralar; blockchain adı verilen teknolojiyi kullanarak, bütünüyle dijital ortamda yaratılan, fizikî dünyada karşılığı olmayan türlerdir. Merkezî bir sisteme veya hiçbir ulusal para birimine bağlı değillerdir. Kripto paraların kullanıldığı ve yaygınlaştığı göz önüne alındığında bu paraların hukukî niteliklerini tespit etmek ve hukukî bir düzenlemeye bağlayarak işlem güvenliğini sağlamak gerekmektedir. Ancak gerek ülkemiz hukukunda gerek yabancı devletlerin hukukunda henüz bitcoin gibi kripto paraların hukuki çerçevesi tam olarak oluşturulmamıştır.

Hukukumuzda bitcoin gibi kripto paralar ne para olarak ne de elektronik para olarak kabul görmektedir. Dolayısıyla henüz herhangi bir yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Kripto paraları ayrı ayrı ele almak gerekmektedir. Blockhain Teknolojileri Uzmanı Dr. Bora Erdamar’ın açıklamasına göre kripto paraların nitelendirilmesinin doğru yapılabilmesi adına Türkiye’de çalışma grubu kurulmuştur. Zira kripto paralar hukuken henüz bir nitelendirmeye sahip olmamakla birlikte, öncelikle kripto paralarının tanımının yapılması gerekmektedir. Emtia mı, menkul kıymet mi yoksa para olarak mı değerlendirileceği ya da bambaşka bir kategoride mi ele alınacağı hususunda söz konusu çalışma kurulunun kararı önümüzdeki süreçte hukuki anlamda tam anlamıyla hukuki koruma elde edilmesi için önemlidir.

Kripto Para Mağduriyeti Nasıl Oluşuyor?

Dolandırıcılık girişimleri ile sanal ortamın her köşesinde karşılaşılmaktadır. Kripto para birimi borsaları da bundan payını almaktadır. Farklı, yeni kurulan şirketlere ve borsa platformlarına yatırım yapanların kripto para birimi yatırımlarını kaybetme olasılıkları yüksektir. Bu dolandırıcılıklar genel olarak sahte mobil uygulamalar, e-posta yönlendirmeleri, güvenilir olmayan tweetler ve uygulama güncellemeleri yolu ile karşımıza çıkmaktadır. 

Dolandırıcıların, kripto para birimi yatırımcılarını kandırmak için kullandığı en yaygın yöntem Google Play ve Apple App Store’dan indirilebilen sahte uygulamalardır. Bitcoin News tarafından bildirilen verilere göre, binlerce insan hali hazırda sahte kripto para birimi uygulamalarını indirmiş durumdadır. E-postanın meşru bir kripto para birimi şirketinden aldığınız bir e-postaya birebir benzemesi durumunda dahi, dijital para biriminizi yatırmadan önce dikkatli olmak gerekmektedir. E-posta, logo ve marka tam olarak aynı mı? E-posta adresinin meşru şekilde şirketle bağlantılı olduğunu doğrulayabiliyor musunuz? Bunun kontrol edilebilir olması, bünyesinde gerçek insanların çalıştığı bir şirket tercih etmenin önemli olmasının nedenlerinden biridir. 

Bilindiği üzere, Kripto para borsasında Thodex ve VeBitcoin’in ardından, GoldexCoin’e de erişim sağlanamıyor. Aşağıda Birtakım Kripto Para Mağduriyetlerine Yer verilmiştir:

  • Merhaba şikayetçiyim Paribu kripto para uygulamasından emirlerim harici alım yapıp mağdur ettiler mail attım destek hizmetlerini aradım dönüş olmadı konuyla ilgili buradan destek talep etmekteyim yardımcı olursanız sevinirim.
  • Kripto paramı TL’ye çevirdim ama hesabıma düşmedi ve almak istediğim başka bir kripto aşırı yükseldi alamadım ve şu an zarardayım! Bu siteye bulaştığıma çok pişmanım B*** çok daha kaliteli idi ilgili kişilerin bu sorunu bir an önce çözmeleri lazım insanları mağdur etmenize hakkınız yok.
  • İstanbul merkezli üç ilde sanal para dolandırıcılığı yaparak 12 milyon TL vurgun yaptıkları öne sürülen dokuz şüpheli yakalandı. Dolandırılanlar arasında bulunan Hindistan uyruklu Türk vatandaşı A.T , 3 milyon TL’lik sanal parasının buhar olduğunu söyledi. A.T ‘ nin ifadesi ise şöyle: “İki yıl önce sanal para almak için araştırma yaptım. Bu siteyi buldum. 220 bin lira ödeyerek 7.19 Bitcoin aldım. Sonra sanal para yükselince çekmek istedim. Ancak havale emrini verdiğimde sanal cüzdanım boşaltıldı. Bu olaydan sonra psikolojim bozuldu”
  •  Transfer işlemlerinin yavaş olması ve hesap kapatma işleminin yapılamaması öne çıkan diğer şikayet konuları olurken verilere göre geçen yıl ile kıyaslandığında kripto para şikayetlerinin artış oranı yüzde 8 bin 619’lara kadar ulaştı.
  •  Uygulamadan belli bir miktar kripto para aldım. Ancak aldığım kripto paranın üstünde hiçbir emir/engel vesaire olmamasına rağmen satamıyorum.”
  • Hesabımdaki hiçbir kripto para gözükmüyor, hiçbir şekilde iletişime geçemedim. 10 bin dolarlık yatırımım vardı. Hiçbir şey gözükmüyor bunun sebebi nedir? Bu kadar sağlam bir sitede ilk defa böyle bir sorun yaşıyorum.”

Kripto Para Mağduriyeti Sebebi İle Ne Yapabilirim? 

Kripto paralarla  ilgili yaşanan mağduriyetlerde herhangi bir delil, e-posta adresi veya sosyal medya hesabı biliniyorsa bunları kullanarak şikayette bulunmak gerekmektedir.  Ancak bunun getireceği fayda elbette başvurduğunuz polis teşkilatının bilişim suçlarını takip etmede ne kadar yeterli olduğuna bağlı olarak değişecektir. Bu sebeple kripto alanındaki adımlarınızı enine boyuna düşünerek atmanız, sizin için en koruyucu önlem olacaktır. Konuya ilişkin hukuki danışmanlık için bizimle Contact page. 

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Bankaların Mevduatı İade Etme Yükümlülüğü

Bankaların Mevduatı İade Etme Yükümlülüğü

Bankaların Mevduatı İade Etme Yükümlülüğü | Banka Siber Saldırı | Bilişim Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Avukatlık Bürosu

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu

Madde 61 — “…mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz. Mevduat veya katılma hesabı sahipleri ile kredi kuruluşları arasında vade ve ihbar süresi hakkında kararlaştırılan şartlar saklıdır.” Hükmünü amirdir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2009/8730 K. 2011/2237

…davacıya ait para, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile hesaplardan çekilerek başka hesaplara havale edilmiş olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalılardan Banka davacıya vermiş olduğu şifre ve parolanın davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır.

Bu itibarla, somut olayda davacıya atfedilecek her hangi bir kusurun ispat edilememesi nedeniyle tüm kusurun davalılardan Bankada olduğunun kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile tarafların birlikte kusurlu olduğunun kabul edilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir…

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2016/7711 K. 2018/1256

Somut olayda mahkemece, davacının kendi istemi ile tek kullanımlık şifre üreten cihazı aldığı, bankadaki parasını koruyamadığı, davalı banka tarafından da davacının kullanıcı adı ve parolasını 3. şahıslar ile paylaştığı konusunda dosyada somut delillerin bulunmadığı davaya konu olayda… ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolaların davacının kusuru ile üçüncü kişilerce ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır….

Bu itibarla, somut olayda davacıya atfedilecek herhangi bir kusurun ispat edilememesi sebebiyle tüm kusurun davalı bankalarda olduğunun kabulüyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2386 K. 2017/4206

ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolaların davacının kusuru ile üçüncü kişilerce ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır… Bu itibarla, somut olayda davacıya atfedilecek her hangi bir kusurun ispat edilememesi sebebiyle tüm kusurun davalı bankada olduğunun kabulüyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2009/12918 K. 2011/5262

…davacının SMS yöntemiyle bilgilendirilme yöntemini tercih ettiği, hesabından yapılan havalenin mesaj yoluyla davacının cep telefonuna gönderildiği, ancak sim kartının kopyalanması ve telefonun başka kişilerce kullanılması nedeniyle mesajın davacıya ulaşmaması nedeniyle havaleden haberdar edilmediği belirlendikten sonra… Mahkeme kabulü ve bilirkişi raporundan, sim kartın bilinmeyen kişilerce değiştirilerek işlem yapıldığı ve davacının bir kusuru bulunmadığı anlaşılmasına göre, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolanın davacının kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamamıştır…

Yukarıda yer verili Yargıtay kararlarında detaylı olarak açıklandığı üzere banka hesaplarına gerçekleştirilen bir siber saldırı durumunda, bankaların mevduatı iade yükümlülüğü bulunmaktadır.

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

İlginizi çekebilecek benzer çalışmalarımız;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079