Category Archives: Ticaret Hukuku

Anonim Şirket Nasıl Kurulur?

Anonim Şirket Nasıl Kurulur?

Anonim Şirket Kuruluşu | Anonim Şirket Nasıl Kurulur | Anonim Şirket | Şirket Kuruluşu | Commercial Law | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu | Efes Hukuk Bürosu

Anonim Şirket Nasıl Kurulur

İleride yüksek gelir elde etmesi beklenen şirketlerde vergisel avantajları ve ortakların sermaye ile sınırlı olarak sorumluluğu tercih edilmesinin sebeplerinin başında gelmektedir. Peki anonim şirket kuruluşu nasıl gerçekleştirilir?

Kuruluş İçin Gerekli Belgeler

  1.  Şirket kuruluş dilekçesi (İzmir Ticaret Odası)
  2. Şirket ana sözleşmesi
  3. Ticaret Sicil tarafından onaylanmış, şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınan kişilere ait şirket unvanı altında düzenlenmiş imza beyannamesi
  4. Nakdi sermayenin bankaya yatırıldığını gösterir banka mektubu
  5. Şirket sermayesinin on binde dördünün Rekabet Kurumu hesabına yatırıldığına dair dekont
  6.  Oda kayıt beyannamesi, imza beyannamesi fotokopisi

Anonim Şirket Kuruluşunda Dikkat Edilmesi Gereken Başlıca Hususlar

  •  Bir tüzel kişinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi halinde tüzel kişi ile birlikte tüzel kişi adına yetkilendirilen gerçek kişiye ilişkin yetkili organ kararının getirilmesi gerekir.
  • Tüzel kişi ortak var ise tüzel kişi ortağın temsilci kararı ve o yıl içinde alınmış ticaret sicil tasdiknamesi,
  • Yabancı uyruklu hakiki şahıs var ise noter onaylı pasaport tercümesi ve SGK şirket kuruluş dilekçesi ve bildirim formu, Yabancı uyruklu tüzel kişi var ise yetkili merciden alınmış apostil şerhli ve noter onaylı sicil belgesi tercümesi,
  • Ortak ikametgahı Türkiye dışında ise SGK şirket kuruluş dilekçesi ve bildirim formu,
  • Şirket ortakları arasında reşit olmayanların bulunması durumunda; reiit olmayan ortağın kanuni temsilcisinin muvafakat yazısı,
  • Şirket ortakları arasında reşit olmayan ortak ile ana-baba veya bunlardan birisi aynı şirkette ortak ise reşit olmayan çocuğa kayyum tayin edildiğine dair mahkeme kararı,
  • Okuma yazması olmayan ortakların parmak izi ve bunun yanında 2 tanık imzası aranmaktadır.
  • Anonim şirketlerde ortak sayısı en az 1 olmalıdır.
  • Anonim şirketlerde sermayenin asgari 50.000-TL olması mecburiyeti vardır. Halka açık olmayan kayıtlı sermaye miktarı 100.000-TL’den az olamaz.
  • Anonim şirketler belli bir süre veya süresiz kurulabilir. Şirket süresiz olarak kuruluyorsa bunun ana sözleşmesinde açıkça belirtilmesi zorunludur.
  • Türk Ticaret Kanunu Madde 331/1’e göre, anonim şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir. Aynı zamanda kuruluşu özel mevzuat gereği Bakanlık veya diğer resmi kurumların iznine veya uygun görüşüne tabi olanlar gerekli izni aldıktan sonra kuruluş işlemlerini gerçekleştirebilirler.
  • Türk Ticaret Kanunu Madde 342/1’e göre;
    •  Hizmet edimleri,
    •  Kişisel emek,
    •  Ticari itibar,
    •  Vadesi gelmemiş alacaklar şirkete sermaye olarak konulamaz.
  • Anonim şirket ünvanının Türkiye genelinde korunması mecburiyeti bulunmaktadır. Bu itibarla tespit edilen ünvanın daha önce herhangi bir ticaret sicilinde tescil edilmemiş olması gerekmektedir. Ticaret Ünvanının uygunluğu, hem Mersis programı hem de Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi unvan sorgulama kısmı üzerinden Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Ticaret Ünvanları Hakkındaki Tebliğine uygun olarak sorgulanmalıdır.
  • Yönetim kurulu üyeleri en az 1 üyeden oluşur ve en çok 3 yıl için seçilirler.
  • Anonim şirketlerin ana sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa çift imza ile temsil olunur.
  • Yönetim kurulunun görev bölümü ve şirketin temsil şekli ana sözleşme ile belirlenmemişse ana sözleşmenin tescilinden sonra alınacak bir karar ile yönetim kurulunun görev bölümü ve temsil şekline dair kararın tescil ve ilanı gereklidir.
  • Pay sahipleri dışından seçilen ve temsil ilzam yetkisine sahip olmayan yönetim kurulu üyelerinin kimliğine, vatandaşlığına, yerleşim yerlerine ilişkin yazılı beyan ile görevi kabul ettiklerine ilişkin imzalı belgeler getirilmelidir.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Sözleşmelerin Türkçe Yapılması Zorunluluğu

Sözleşmelerin Türkçe Yapılması Zorunluluğu | İzmir Lawyer | İzmir Hukuk Bürosu

Mustafa Yolcu, Att.

Sözleşmelerin Türkçe Yapılması Zorunluluğu

1926 tarihli ve 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe kullanılması hakkında kanun, Türk tabiiyetindeki şirketlerin Türkiye dahilindeki her türlü sözleşmelerini Türkçe düzenlemelerini amirdir.

Madde 1 – Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler,Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar.

Madde 2 – Ecnebi Şirket ve müesseseler için bu mecburiyet Türk müessesatı ile ve Türkiye tebaasından olan efrat ile muhabere, muamele ve temaslarına ve devair ve memurini Devletten birine ibraz mecburiyetinde bulundukları evrak ve defterlerine hasredilmiştir.

Madde 3 – İkinci maddede mezkür şirket ve müesseseler muamelatında Türkçeden başka bir lisanı dahi ilaveten kullanabilirlerse de asıl olan Türkçe olup mesul imzaların Türkçe metin zirine vaz’ı mecburidir. Bu memnuiyete rağmen imza diğer lisanla yazılmış kısım veya nüshanın altına mevzu olsa dahi Türkçesi muteberdir.

İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun

805 sayılı Yasanın uygulanması ile ilgili olarak Yargıtay (11. HD., 30.11.1979, 3303/5469, YKD 1980, sa: 3, sh. 388 vd.) bir teminat mektubunda yer alan teminat mektubunun 15.03.1975 gününü geçmemek üzere yükleme tarihinden itibaren bir ay sonrasına kadar geçerli olacağı şartı İngilizce yazılı olduğu için geçersiz saymış ve mektup vadesiz teminat mektubu olarak kabul edilmiştir.

Aynı Yargıtay kararında, Türkiye’de kurulu şirketlerin aslında Türkçe olarak düzenlenen bir sözleşmeye işin niteliği ve özelliğinin yabancı terim ve tabirlerin aynen kullanılmasını zorunlu kılması halinde, tarafların beynelmilel terim ve tabirleri özel şart olarak yazdırmalarının; mümkün ve geçerli olacağı kabul edilmiştir.

Yargıtay 11.HD., 07.04.1980, 1912/1864

Teminat mektubunda Fransızca olarak yazılan belgelendirme şartı, niteliği ve özelliği itibariyle beynelmilel terim ve tabirlerin aynen kullanılmasını zorunlu kılmadığı gibi; Fransızca yazılan şartta Türkçe olarak yazılması mümkün ve olağan bulunan garantinin belgelendirme koşuluna ilişkindir.

Detaylı bilgi veya hukuki danışmanlık almak için bize Contact sayfası üzerinden yazabilirsiniz.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Sözleşme Nedir?

Sözleşme Nedir? | Ticaret Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Avukatlık Bürosu

TDK’ye Göre Sözleşme Nedir?

sözleşme

1. isim Sözleşmek işi, kavil.

2. isim, hukuk Hukuki sonuç doğurmak amacıyla iki veya daha çok kişinin, kuruluşun karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla gerçekleşen işlem, bağıt, akit, mukavele, kontrat:
      “Anayasa, her şeyden önce bütün vatandaşların uymak zorunda olduğu bir toplum sözleşmesidir.” – Necati Cumalı

3. isim Bu işlemi gösteren belge, mukavelename:
      “İlgili sözleşmelerin altına imzamızı koyarken bu imzaya sadık kalma konusunda ne ölçüde niyetliydik?” – Ahmet Cemal

Hukuk Kapsamında Sözleşme Nedir?

Sözleşme, en az iki kişinin, sözleşme kurmaya yönelik iradelerini, karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulan ve taraflar arasında bağlayıcı bir hukuki ilişki işlem olarak tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanuna göre sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Burada bahsedilen irade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.

Sözleşme Türleri

Taraflara Göre Sözleşme Türleri

  1. Bir tarafa borç yükleyen sözleşmeler.
  2. İki tarafa borç yükleyen sözleşmeler
    1. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler
    2. Eksik iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler
  3. Çok taraflı Sözleşmeler

Sözleşmede Şekil Sebestliği İlkesi

Türk Borçlar Kanunu Madde 12 kapsamında sözleşmelere şekil serbestisi getirilmiş olup; sözleşmelerin hiçbir şekil şartı ile bağlı olmadığı düzenlenmiştir. Fakat bu serbesti kanunda aksi öngörülen durumlar ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırma aynı zamanda geçerlilik şartı olarak da tanımlanmaktadır.

MADDE 12- Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.

Türk Borçlar Kanunu

Sözleşme Özgürlüğü

Sözleşme özgürlüğü ilkesi, hukukumuzun en temel ilkelerinden bir tanesidir. Bu ilke kapsamında herkes diledikleri taraflar ile sözleşme yapabilir, ortak bir mutabakata vararak sözleşme içeriğini de istedikleri gibi düzenleyebilirler. Mutabakata varılarak, bir başka deyişle tarafların ortak iradeleri ile oluşturulan sözleşme düzenlemeleri adeta bir kanun gibi tarafları bağlamaktadır.

MADDE 26- Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.

Türk Borçlar Kanunu

Bu özgürlüğün kimi uzantıları aşağıdaki gibi listelenebilir;

  • Sözleşme yapıp yapmama özgürlüğü
  • Sözleşme yapıp yapmama özgürlüğü
  • Sözleşmenin biçimini seçme özgürlüğü
  • Sözleşmeyi ortadan kaldırma ve içeriğini değiştirme özgürlüğü
  • Sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğü

Sözleşmenin Geçerliliği

Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için aranan bir takım şartlar bulunmaktadır. Bunlar;

  • Sözleşme taraflarının irade beyanları sağlıklı olmalıdır.
  • Sözleşme, Kanunun Emredici Kurallarına Aykırı Olmamalıdır
  • Sözleşme, Kamu Düzenine Aykırı Olmamalıdır.
  • Sözleşme, Genel Ahlaka Aykırı Olmamalıdır.
  • Sözleşme Konusu Yükümlülükler İmkansız Olmamalıdır.
  • Sözleşme, Kişilik Haklarına Aykırı Olmamalıdır.

Sözleşmenin tarafları, konuyu belirlerken kanunun çizdiği sınırları aşarlarsa bunun sonucu, sözleşmenin geçersizliğidir.

İmza

Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur. İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması gerekmektedir.. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur. İmzanın el yazısı dışında bir araçla atılması, ancak örf ve âdetçe kabul edilen durumlarda ve özellikle çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanmasında yeterli sayılır.  Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.

İmza atamayanlar, imza yerine usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla, parmak izi, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilirler.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Senette Zamanaşımı Nedir? Bono & Çek Zamanaşımı

Senette Zamanaşımı Nedir? | Bono & Çek Zamanaşımı | İcra Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu

Çek ve Bono ticari hayatın vazgeçilmez enstrümanlarından biri. Poliçe ile birlikte bu evraklar aynı zamanda Kambiyo Senetleri olarak tanımlanmakta olup; kamu güveni niteliği taşıması için yasa koyucular tarafından icra kabiliyeti yüksek özellikler ile donatılmışlardır. Peki, çek ve bononun zamanaşımı süresi nedir?

BONODA ZAMANAŞIMI

  • Hamilin düzenleyene karşı açacağı davalar bonoda senedin vadesinden itibaren 3 (üç) yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  • Hamilin cirantalara karşı açacağı davalar ise protesto tarihinden itibaren 3 (üç) yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  • Ödeyen kişinin kendisinden öncekilere karşı açacağı davalar ise, bonoyu ödediği veya bononun dava yolu ile kendisine karşı öne sürüldüğü tarihten itibaren 6 (altı) ay geçmekle zamanaşımına uğrar.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 749–(1) Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler,vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Hamilin, cirantalarla düzenleyene karşı ileri süreceği istemler, süresinde çekilen protesto tarihinden veya senette “gidersiz iade olunacaktır” kaydı varsavadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (3) Bir cirantanın başka cirantalarla düzenleyen aleyhine ileri süreceği istemler, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar.

ÇEKTE ZAMANAŞIMI

  • Hamilin cirantalar ve düzenleyene karşı açacağı davalar ise ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 (üç) yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  • Çek borçlularından birinin diğerine karşı açacağı davalar ise, çeki ödediği veya çekin  dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren 3 (üç) yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 814-(1) Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin  dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl  geçmekle zamanaşımına uğrar.

Konuya ilişkin daha detaylı bilgi almak veya hukuki uyuşmazlıklarınıza ilişkin danışmanlık almak için Contact page for your questions.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Mücbir Sebep Nedir?

Mücbir Sebep Nedir? | İzmir Lawyer | İzmir Hukuk Bürosu

Mücbir Sebep Nedir?

Mücbir sebep olayları genellikle doğal afetler veya düşmanlıkların patlak vermesi gibi tarafların kontrolü dışındaki belirli eylemler, olaylar veya durumlar olarak tanımlanabilir. Bir mücbir sebep maddesi, tipik olarak bir veya her iki tarafı, bu tür olayların meydana gelmesinin ardından bir şekilde sözleşmeyi yerine getirmekten mazur gösterir. Temel ilkesi, bir tarafın kontrolü dışında olan belirli olayların meydana gelmesi durumunda, söz konusu tarafın yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını yerine getirmekten muaf tutulması veya askıya alma hakkına sahip olmasıdır.

Her ne kadar uygulamada ve sözleşmelerde sıklıkla karşılaşılmakta ise de mücbir sebebin tanımı ve şartlarına özel hukuk mevzuatında yer verilmemiştir. Bununla birlikte Vergi Usul Kanununda mücbir sebebe ilişkin bir düzenleme ile ilgili özel kanunlarda mücbir sebep ile karşı karşıya kalınmasına ilişkin kimi düzenlemeler mevcuttur.

Vergi Usul Kanunu

Madde 13 – Mücbir sebepler: 1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; 2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; 3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler; 4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması; gibi hallerdir.

COVİD-19 Mücbir Sebep Olarak Kabul Edilebilir Mi?

Covid-19 salgınının objektif olarak birçok hukuk sistemi ve sözleşme nezdinde mücbir sebep olarak kabul edilebilme yeterliliği olsa da, bu konunun her bir sözleşme nezdinde somut olayın özellikleri dikkate alınarak incelenmesi büyük önem teşkil etmektedir.

25 Ocak 2021 Mücbir Sebep Tebliği

25.01.2021 Tarihinde Resmi Gazetede Yayınlanan 524 Sıra Nolu Vergi Usul Tebliğ ile Gelen Değişiklik ile Kapsam Dahilinde Olan İşletmeler Mücbir Sebep Kalktıktan 26 Gün Sonra Vergi Beyannamesi Vermeye Başlayacak.

Bahse konu tebliğ kapsamında, COVİD-19 sebebi ile “ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin 1/12/2020 tarihi (bu tarih dâhil) ila alınan karar kapsamında faaliyetlerine tekrar başlamaları uygun görülen tarih aralığında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmesi uygun bulunmuştur.”

Söz konusu sektörlere “Sinema salonu, kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lokal, çay bahçesi, halı saha, yüzme havuzu, hamam, sauna, lunapark faaliyetinde bulunan işletmeler” örnek gösterilebilir.

Bu kapsamda mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükelleflerle ilgili olarak; kanuni verilme süresi mücbir sebep dönemine isabet eden ve bu dönemde verilmesi gereken Muhtasar Beyannameler (Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri dâhil) ve Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile “Form Ba-Bs” bildirimlerinin verilme ve söz konusu dönem içerisinde oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları” ile e-Defterler ve bunlara ilişkin berat dosyalarının ikincil kopyalarının yüklenme sürelerinin mücbir sebep halinin sona ereceği tarihi izleyen ayın 26 ncı günü sonuna kadar ve bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin beyanname verme süresi uzatılan ilk dönemden başlamak üzere beyannamenin verilmesi gerektiği ayı izleyen aydan itibaren sırasıyla her bir dönem için takip eden ilgili ayın sonuna kadar uzatılması uygun bulunmuştur.

Mücbir Sebebe İlişkin Mevzuatımızda Bulunan Kimi Örnek Düzenlemeler

Türk Ticaret Kanunu

Madde 643 – Kanunen muayyen olan müddetler içinde poliçenin ibrazı veya protesto keşidesi bir devletin mevzuatı veya her hangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkansız bir mani yüzünden mümkün olmamışsa bu muameleler için muayyen olan müddetler uzatılır.

Türk Borçlar Kanunu

Madde 228– Alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden  veya mücbir sebepten  dolayı yok olması  veya ağır biçimde  zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür.

Madde 576- Otel, motel, pansiyon, tatil köyü gibi yerleri işletenler, konaklayanların getirdikleri eşyanın yok olması, zarara uğraması veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın bizzat konaklayana veya onu ziyarete gelen ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluluktan kurtulurlar.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079