Category Archives: Ticaret Hukuku

Cari Hesap Sözleşmesi

Cari Hesap Sözleşmesi

Cari Hesap Sözleşmesi Nedir? | İzmir Ticaret Avukatı

cari

(ca:ri:), Arapça cārī

1. sıfat Geçerli olan, yürürlükte olan:
      Memlekette bu konunun hükmü hâlâ caridir.

2. sıfat Akan.

Cari Hesap Sözleşmesi Nedir?

Türk Ticaret Kanunu kapsamında cari hesap sözleşmesi, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme olarak tanımlanmaktadır. Bu sözleşmelerin bir diğer özelliği de bütünlük ilkesi kapsamında değerlendirilmeleridir. Yani, cari hesap kapsamında tüm alacak ve borçlar bir bütün olarak değerlendirilir ve cari hesap kesim tarihine kadar hiçbir taraf alacaklı veya borçlu sayılmaz.

Cari Hesap Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları ve Bakiye

Cari hesap sözleşmelerinin yazılı olarak hazırlanması esas olup; yazılı olarak yapılmadıkça geçerli olmaz.

Cari hesap sözleşmesi kapsamında veya ticari teamül (gelenek) kapsamında belirli zaman dilimlerinde hesap kapatılır ve alacak ve borç toplaması yapılarak aradaki fark belirlenir. Hesabın devrine ilişkin zaman dilimi sözleşmede veya ticari teamülde belirli değil ise her takvim yılının son günü kapatılacağı kabul edilir.

Cari hesap sözleşmesi hesap devri akabinde gerekli hesaplamayı alan taraf, bir ay içerisinde noter, taahhütlü mektup, telgraf veya güvenli elektronik imza içeren bir yazı ile karşı tarafa itiraz etmez ise söz konusu bakiyeyi kabul etmiş sayılır. Borçlu taraf söz konusu borcunu yerine getirmez ise alacaklı tarafından yasal süreç başlatılması mümkündür.

Ne Zaman Sona Erer

Türk Ticaret Kanunu kapsamında cari hesap sözleşmeleri
a) Kararlaştırılan sürenin sona ermesi,
b) Bir süre kararlaştırılmadığı takdirde taraflardan birinin fesih ihbarında bulunması,
c) Taraflardan birinin iflas etmesi,
d) Taraflardan birinin ölümü veya kısıtlanması halinde, süreli olarak yapılan cari hesap sözleşmelerinde taraflar veya halefleri 10 gün önce haber vermesi halinde,
sözleşmeyi sona erer.

Zamanaşımı

Cari hesabın tasfiyesine, kabul edilen veya mahkeme kararıyla saptanan artan tutara ya da faiz alacaklarına, hesap hata ve yanılmalarına, cari hesabın dışında tutulması gereken veya haksız olarak cari hesaba geçirilmiş olan kalemlere veya tekrarlanan kayıtlara ilişkin bulunan davalar, cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrarlar.

Bileşik Faiz

Yasal mevzuat kapsamında bileşik faiz uygulaması çok sınırlı hallerde mümkün olup; cari hesap sözleşmeleri bu istisnalar arasındadır. Kanun kapsamında ilk üç ay akabinde taraflarca belirlenecek herhangi bir tarihten itibaren faiz bedellerinin ana paraya eklenmesi kararlaştırılabilir, cari hesap kapsamında hesap devri, faiz ve komisyon miktarlarını da sözleşme ile kararlaştırabilirler.

Bakiyenin Haczi

Cari hesap sözleşmesinin taraflarından herhangi birinin 3. bir alacaklısı tarafından cari hesap sözleşmesi kapsamında alacaklarının haczedilmesi halinde hesap kapatılarak artan tutar saplanır. Eğer borcu sebebi ile alacağına haciz koyulan sözleşmenin tarafı kimse haczi on beş gün içerisinde kaldırmaz ise diğer taraf sözleşmeyi feshedebilir.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact geçin.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Ticari İş Nedir?

Ticari İş Nedir?

Ticari İş Nedir | İzmir Ticaret Avukatı

Mustafa Yolcu, Att.

Ticari İş Nedir?

Yasal mevzuatımız kapsamında uyuşmazlığa konu bir işin adi iş mi yoksa ticari bir iş mi olduğunun tespiti, uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesi açısından yüksek önem teşkil etmektedir. Türk Ticaret Kanunu Madde 3 kapsamında, Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari iş olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede ticari iş iki farklı başlık altında incelenebilir. Örnek olarak birden çok kişinin birlikte borçlanmaları hâlinde, bunların alacaklıya karşı müteselsil sorumlu olup olmadıkları veya faiz açısından adi işlerle ticari işler arasındaki farklılıklar gösterilebilir.

Türk Ticaret Kanunu

Madde 3– (1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir

TTK’da Düzenlenen Konular

Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenen tüm hususlar ticari iştir. Fakat Türk Ticaret Kanunu kapsamında herhangi bir işletmeyi ilgilendirmeyen konular da düzenleme alanı bulmuştur. Bunlara örnek olarak bını, haksız rekabet veya çatma gibi örnekler gösterilebilir. Bu kapsamda, TTK’da düzenlenen hususlarda, taraflar tacir olmasa dahi ticari iş olarak kabul edilmektedirler.

Ticari İşletmeyi İlgilendiren İşlem ve Fiiller

Burada ticari işletmeyi ilgilendiren hususların geniş olarak yorumlanması gerekecektir. Ticari yaşamda geçerli olan görüşler uyarınca ticari işletmede yürütülen ticari faaliyet ile doğrudan veya dolaylı olarak bir ilişkisinin bulunduğu kabul edilen tüm işlem ve fiiller, ticari olarak kabul edilmelidir.

Ticari İş Karinesi

Türk Ticaret Kanunu Madde 19 kapsamında, aksi ispat edilinceye kadar tacirin tüm işlemleri ticari iş sayılır.

Türk Ticaret Kanunu

Madde 19– (1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. (2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.

Yargıtay 20.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 14588 Karar: 2017 / 887

Bu bakımdan, yukarıda yapılan açıklamalar değerlendirildiğinde, talebin trafik kazası nedeniyle maruz kalınan yaralanma nedeniyle oluşan maddi zararın sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın, Türk Ticaret Kanununun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi görevine girdiği dikkate alınarak … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

Ticari İş Sayılmanın Sonuçları

  • Ticari İlişkilerde Müteselsil Sorumluluk
    İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar.
  • Ticari İşlerde Faiz
    Ticari işlerde, daha önce taraflarca kararlaştırılmamış olsa dahi ödünç alanın kapital faizi ödemesi istenebilir.
    Adi ödünç sözleşmelerinde bileşik faiz yasak olmakla birlikte; ticari nitelikteki cari hesaplarda, ödünç sözleşmelerinde bileşik faiz uygulanması mümkündür.
    Merkez Bankasının önceki yıl 31 aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faz oranı yüzde dokuzun üzerinde ise ticari işlerde bu oran üzerinden temerrüt faizi istenilebilir.
  • En Yüksek Sınırı Aşan Ticari İşlemlerin Hukuki Akıbeti
    TTK Madde 1530 kapsamında, ticari bir sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır.
  • Ticari İşlerde Zamanaşımı
    TTK Madde 6 kapsamında ticari hükümler koyan kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, kanunda aksine düzenleme yoksa, sözleşme ile değiştirilemez. Fakat taraflar alacağın muaccel olacağı tarihi serbestçe kararlaştırabilmeleri sebebi ile zamanaşımının başlama tarihini de ileriye alabilirler.

Konuya ilişkin hukuki uyuşmazlıklarınız için bizim ile Contact page.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Bono Nedir?

Bono Nedir | İzmir Ticaret Avukatı

Bono Nedir?

bono

isim, hukuk, İtalyanca buono

Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet.

Uygulamada bono kavramından ziyade genellik ile senet olarak ifade edilen bono Türk Ticaret Kanunu kapsamında düzenlenen bir kıymetli evraktır. Bono, iki kişi arasında düzenlenmekte olup; borçlu olunan bedelin ilgili kimseye ne zaman ödeneceğini gösterir bir evraktır. Bono düzenlenmesi akabinde farklı yollar ile, bonoya konu para alacağı üçüncü kimselere devredilebilir.

Bononun Unsurları

  • a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesi ve senet Türkçeden başka bir dille yazılmış ise o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelime
  • b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi
  • c) Vadeyi,
  • d) Ödeme yeris
  • e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı
  • f) Düzenlenme tarihini ve yeri
  • g) Düzenleyenin imzası

Unsurların Eksik Olması

Kural olarak yukarıda belirtili unsurlardan herhangi birinin eksik olması durumunda bono geçersiz sayılmaktadır.

Bu kurala birkaç istisna düzenlenmiş olup; vade tarihi belirtilmemiş bono, görüldüğünde ödenecek olarak kabul edilmektedir.

Senedin düzenlendiği yer net değil ise, ödeme yeri ve düzenleyenin yerleşim yeri senedin düzenlendiği yer olarak kabul edilir. Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır.

Bono’nun Devri

Bono;

I- Ciro ve devir ile

II- Alacağın temliki ile

3. kişilere devredilebilir.

Bononun Tahsili

Bono, alacaklının bizzat kendisi tarafından tahsil edilebilecek olduğu gibi, alavaklı tarafından bankaya ibraz edilerek de tahsil edilebilir.

Bono Zamanaşımı

Konuya ilişkin detaylı bilgi için “Senette Zamanaşımı” başlıklı çalışmamıza buradan ulaşabilirsiniz.

Emsal Mahkeme Kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:1976/3837 K:1976/3840

Bonolar hakkında uygulama olanağı bulunan T.T.K. 621. maddesi geregince borçlu ödemede bulunurken hamil tarafından senede bir ibra şerhi yazılmasını ve kendisine verilmesini istemek hakkını haizdir. Bunun dışında senedin çapraz çizgilerle iptali, imza yerinin yırtılması, makbuz verilmesi gibi islemler odeme icin varsayım olarak kabulu gerekır. Bu durumda taraflar isticvap edilerek yukarıda belirtilen ve senetlerde görülen yırtılmanın nedeni üzerinde durulması ve gerektiğinde T.T.K. 1 ve 2. maddeleri gereğince bu işlemin, ödeme bakımından bir teamül veya örf ve adet olup olmadığının usulen tahkiki gerekirken eksik inceleme ve bilirkişi mütalaasına dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2012/5863 K. 2012/22981

Somut olayda, takip dayanağı senet, takip açılırken her ne kadar icra dairesi kasasına alınmışsa da yargılama sırasında dayanak bono aslının icra müdürlüğünde kaybolduğu ve mahkemeye gönderilemediği, yapılan araştırmalara karşın yine belge aslının bulunamadığı görülmüş, uzun süre imzaya itirazın incelenmesi sırasında temin olunamadığından imza incelemesi yapılamamıştır. İspat külfeti alacaklıda olup, senet aslı üzerinden imza incelemesi yapılmalıdır.

Yerleşik Yargıtay uygulamasına ve bu arada Dairemizin istikrar bulan kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamaz, “imzaya itirazda ispat külfeti alacaklıya aittir”(HGK’nun 26.4.2006 tarih, 2006/12-223 E.-2006/235 K. ). Diğer bir deyişle, alacaklı, takip dayanağı bonoda borçlu keşideciye atfen atılı imzanın onun eli ürünü olduğunu, itiraz halinde ispat etmek zorundadır. Senet aslı ibraz edilemiyorsa bu halde uyuşmazlığın çözümü dar yetkili mahkemenin görevi dışında kalıp yargılamayı gerektirir. Bu durumda ispat yükünün gereği gibi yerine getirilmediğinden ve imzanın borçluya ait olduğu hususu alacaklı tarafından kanıtlanamadığından itirazın kabulüne karar verilmelidir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2013/17842 K. 2013/25254

Dosyaya sunulan 05.07.2012 tarihli cevabi ihtarnamede fındık alımına ilişkin sözleşme yapıldığı buna ilişkin fatura kesilerek senet alındığı beyan edildiği, yine dosyada bulunan takip dayanağı bono ile aynı tarih ve aynı miktarlı fındık alımına ilişkin olarak tanzim edilen faturada borcun 4 eşit taksitte ödeneceğinin belirtildiği görülmektedir. Bu durumda takip dayanağı bononun taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin teminatı olarak verildiği ve kayıtsız şartsız ödeme vaadi unsurunu içermediğinin kabulü gerekir.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Adi Ortaklık Nedir?

Adi Ortaklık Nedir?

Adi Ortaklık Nedir?  | İzmir Ticaret Avukatı | Mustafa Yolcu, Att.

Adi Ortaklık Nedir?

Adi ortaklık, limited veya anonim şirketten farklı olarak ortaklarından bağımsız bir tüzel kişiliği veya mal varlığı bulunmayan şirket türü olarak ifade edilebilir. Adi şirketin kurulabilmesi için birden fazla kişinin şirket kurma iradesi ile bir araya gelmesi gerekmektedir.  Adi şirketler Türk Ticaret Kanunu kapsamında bir ticari şirket olarak kabul edilmedikleri için Türk Borçlar Kanununda yer alan ilgili hükümlere göre düzenlenmektedir.

Türk Borçlar Kanunu – Madde 620

“Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.”

Adi Ortaklığın Özellikleri

  • Ortaklık Sermayesi
    Adi ortaklık kapsamında her bir ortak para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak katılım payı koymak ile yükümlüdür.
  • Kara Katılma
    Adi ortaklık kapsamında elde edilen tüm kazançların aralarında paylaştırılması gerekmektedir.
  • Ortaklıkta Karar Alma
    Adi ortaklıkta ortaklık kararları bütün ortakların oybirliği ile ortaklık sözleşmesinde oy çoğunluğu düzenlenmiş ise ortak sayısının çoğunluğu ile alınır.
  • Ortaklığın Yönetimi
    Sözleşme veya karar ile adi ortaklığın yönetimi bir veya birden çok ortağa veya üçüncü bir kişiye bırakılmamış ise tüm ortaklar yönetme hakkına sahiptir.
  • Rekabet Yasağı
    Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamazlar.
  • Ortakların Yaptıkları Gider ve İşler
    Ortaklar, bir ortağın adi ortaklık için yapmış olduğu gider ve borçlanmalardan sorumludur. Bir ortak şirket için yükümlü olmadığı halde emek sarf etmiş ise bunun karşılığının ödenmesini talep edebilir. Ortaklığa avans olarak borç veren bir ortak, borç vermiş olduğu tarihten itibaren faiz talep edebilir.
  • Özen Borcu
    Her ortak, ortaklık işlerinde kendi işlerinde olduğu ölçüde çaba ve özen göstermekle yükümlüdür.
  • Yönetim Yetkisinin Kaldırılması veya Sınırlandırılması
    Ortaklık sözleşmesi ile yönetme yetkisi verilen ortağın yönetme yetkisi, haklı bir gerekçe olmaksızın diğer ortaklarca kısıtlanamaz veya kaldırılamaz.
    Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağı şeklinde bir ibare yer alsa dahi eğer haklı bir sebep mevcut ise, ortaklardan her birinin yönetim yetkisi kısıtlanabilir.
  • Adi Ortaklığı İnceleme
    Yönetim yetkisi olmasa dahi her bir ortak, ortaklığın işleyişi hakkında bilgi alma, defter ve kayıtlarını inleme, bunlardan örnek alma ve mali durumu hakkında özet çıkarma hakkında sahiptir.

Emsal Mahkeme Kararları

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/9468 E. ,  2015/14079 K.

Türk Borçlar Kanunu’nun 620. Maddesinde; “Adi Ortaklık Sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme” denilerek sözleşme unsuru açıkça belirtilmiştir.
Ortaklar, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bir sözleşme etrafında birleşirler. Sözleşmenin kurulması için tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanlarını açıklamaları gerekir. Adi ortaklık, ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulur. Ortak amaçtan bahsedebilmek için, sözleşme ile ulaşılmak istenen hedefin bütün ortaklar için müşterek olması gerekir.
TBK’nun 620. maddesinde; “ortak bir amaca erişmek üzere” ifadesiyle açıkça belirtilen ortak amaç unsuru, sözleşmenin temel unsurudur. Ortakların, ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmeleri de yeterli değildir. Bu nedenle, ortakların ayrıca bu amacı gerçekleştirmek üzere çalışmalara katılmayı ve bu amaçla işbirliği yaparak birlikte çaba göstermeyi de taahhüt etmeleri ve bu hususta üzerlerine düşeni yapmaları gerekir. Yani ortaklar, ortak amacın gerçekleşmesi için eşit durumda gayret ve özen gösterme yükümlülüğü altındadırlar. Sözleşme de ortaklar için sermaye payı koyma yükümlülüğünün öngörülmüş olması, birlikte çaba gösterme yükümlülüğüne de yer verildiği anlamına gelmez. Bu unsurun sözleşmenin içeriğinde yer alması gerekir. (N.Barlas 38, O.H.Ş.117.sy)
Diğer bir deyimle, taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık olarak kabul edilebilmesi için sözleşme, sözleşmeyi yapacak kişiler, sermaye payı, ortak amaç ve işbirliği unsurları bulunmalıdır.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2016/2844 K. 2017/12266

Bir ortak tarafından adi ortaklığa dair olan sermaye payının istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2011/10282 K. 2011/14972

Dava adi ortaklığın tasfiyesi isteminden ibaret olup olaya Medeni Kanunun ortaklığın giderilmesi hükümlerinin uygulanması doğru değildir. Davanın değeri dikkate alındığında davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken esasa dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2013/8935 K. 2013/17242

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 625. ve 637. (eski Borçlar Kanununun 525. ve 533.) maddeleri gereği kendisine yönetim hakkı tanınan ortağın, ortaklığı ve diğer ortakları temsil yetkisi vardır. Madde gerekçesinde belirtildiği üzere TBK’nun 637. maddesinin ikinci fıkrasında, ortaklardan birinin, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yapması durumunda, diğer ortakların, ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Şirketler İçin UYAP

Şirketler İçin UYAP

Şirketler İçin UYAP | İzmir Ticaret Avukatı | Av. Mustafa Yolcu

UYAP Kurum Portal

Özellikle ticari veya personel kaynaklı uyuşmazlıklar sebebi ile yüksek dava sayısı olan şirketlerin tüm bu yasal süreçleri takip etmesi kimi zaman oldukça güç hale gelebilmektedir. Vatandaşlar kendi adlarına açılmış dava ve icra takiplerini Vatandaş Uyap Vatandaş Portal üzerinden rahatlıkla erişebilirken, şirketler benzer bir şekilde haklarında açılan veya kendilerinin açmış olduğu davalara UYAP Kurum Portal üzerinden erişebilecek olduklarından genellikle habersizdirler.

Kurum Portal Nedir?

UYAP Kurum Portal Türkiye genelinde, tüm adli ve idari mahkemeler ile icra dairelerinde özel şirketlerin veya kamu kurumlarının tarafı oldukları dava dosyalarını internet üzerinden takip edebilmeleri için Adalet Bakanlığı tarafından sunulan bir hizmettir

UYAP Sistemine Kayıt İçin Gereklilikler

  1. UYAP Kurum Portal kullanım talepli dilekçe (Dilekçe Örneği)
  2. Kurum Portal kullanımına ilişkin Sözleşme (Elektronik veya Mobil İmzalı)
    Sözleşme başvuru yapıldıktan sonra “evrak gönderme” ekranında otomatik oluşturulacaktır. “Başvuru sözleşmesini indir” dedikten sonra indirilen evrak üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan (nokta virgül vs. ekle silme işlemi yapmadan) e-imza ile imzalamanız gerekmektedir. Dilekçe ve Sözleşmeyi E-imza ile imzalamak için Uyap Editör programını bilgisayarınıza kurunuz
  3. İmza Sirküleri
  4. Ticaret Sicil Gazetesi (Eğer Şirketiniz Ticari Ünvan Değişikliğine Gİtmiş İse Bu Ticaret Sicil Gazetesini Ek Olarak Eklemelisiniz)

UYAP Kurum Portal’a Nasıl Üye Olunur

İlgili evraklar hazırlandıktan sonra http://kurum.uyap.gov.tr/ giriş yapılır.

Giriş butonuna tıklandıktan sonra giriş seçeneklerinden herhangi biri seçilir. Örnek olarak E-imza seçerek
devam ediyoruz, e-Devlet Aracılığıyla Giriş seçilir gerekli bilgiler girildikten sonra Kurum Portal sistemine giriş yapılır

Açılan Kurum Portal Sayfasından “Başvuru ve Yenileme İşlemleri” menüse tıklanır. “Yeni Başvuru” butonu
yardımı ile ilgili menü açılır. Firmanıza ait “Mersis no” yazılır ve sorgula denilir.(Vergi no veya Detsis no ile de sorgu
yapılabilir.)

Sayfanın sağ kısmında Firma ünvan bilgileri kontrol edilir. Eğer adres bilgileriniz güncel değil ise adres bilgilerinizi
düzeltme işlemi yapılır ve ardından “devam et ” butonuna tıklanarak ikinci adıma geçilir.

Sizden istenilen bilgiler doğru bir şekilde doldurulduktan sonra “devam et” butonuna tıklanır ve son adım olan
üçüncü adıma geçilir. İlgili kısımların doğruluğu kontrol edilir ve “Tamamla” butonu tıklanır.

Yenilenen sayfada “Evrak gönder” butonu tıklanır. Açılan kısımdan ” Başvuru Sözleşmesini indir” butonu tıklanır ve
otomatik oluşturulan “Kurum Başvuru Sözleşmesi” Uyap Editör programı yardımı ile sözleşme üzerinde herhangi bir
değişiklik yapılmadan e-imza (Uyap Editör – Araçlar menüsü içerisinde) ile imzalanır ve diğer üç evrakta hazırlanarak
Evrak Türü kısmından Kurum Başvuru Sözleşmesi seçilir, sözleşme evrakı bilgisayarınızdan seçilerek ekle denir. Bu işlem
diğer üç evrak içinde yapılır.

Tüm evrakları ekledikten sonra “Evrak Gönder” butonu tıklanır ve başvuru işlemi tamamlanır.

Frequently Asked Questions

1) Başvuru işlemleri sonrasında sistem ne zaman aktif edilecek?
● Kullanım başvurunuz incelenip değerlendirildikten sonra gerekli işlemler yapılarak başvuruda belirttiğiniz irtibat mail adresine bilgilendirme yapılacaktır. Bu bilgilendirmede dosya sayınız ve tekabül eden ücret ve hesap numarası belirtilecektir. Ücreti yatırmanıza müteakip ertesi gün sistem kullanımınıza açılacaktır.

2) Kurumsal Web Servis hizmetinden kimler faydalanabilir?
● Kurumsal web servisin açılma amacı; Dosya sayıları Kamu kurumları 2.000, Özel firmalar için 4.000’in üzerinde olan, kurumların/şirketlerin UYAP Kurum Portal Bilgi Sistemindeki sınırlı kullanıcı sayısından etkilenmeden dava ve icra dosyalarına ait bilgileri kendi veri tabanlarına ekleyip raporlama gibi işlemlerini yapabilmelerini sağlamaktır. Dosya sayısı belirtilen rakamın altında olan kullanıcılara bu hizmet verilememektedir.

3) Kurum Başvuru Sözleşmesi ve Kurum Başvuru dilekçesini açamıyorum ne yapmalıyım ?
● Programlar Menüsünde, Kurum Portal’a giriş yapabilmek için gerekli olan tarayıcılar ve giriş yaptıktan sonra, evrakları görüntülemek için gerekli olan UYAP Editör ve Java programı mevcuttur.

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Faturaya İtiraz

Faturaya İtiraz

Faturaya İtiraz | Ticaret Avukatı | İzmir Hukuk Bürosu | İzmir Avukat | Efes Hukuk Bürosu

Fatura Nedir?

fatura

isim, ticaret, (fatu’ra), İtalyanca fattura

Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası:

Faturaya Nasıl İtiraz Edilir?

Türk Ticaret Kanunu

Madde 21- (1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. (2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. (3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.

Yukarıda yer verili Türk Ticaret Kanunu Madde 21/2 kapsamında düzenlenmiş olduğu üzere faturayı teslim alan kişinin, faturanın kendisine ya da fatura içeriğine 8 gün içerisinde itiraz etme hakkı mevcuttur. Yasal mevzuatımız kapsamında faturaya gerçekleştirilecek itirazın hangi usul kapsamında yapılması gerektiği açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte söz konusu itirazın gerçekleştirildiğine ilişkin ispat yükü faturayı teslim alan kişide olması sebebi ile; noter aracılığı ile, güvenli elektronik imza ile, telgraf ya da iadeli taahhütlü mektup gibi güvenilir uygulamalar aracılığı ile itirazın gerçekleştirilmesi ispat kolaylığı sağlayacaktır. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki, her iki tarafın da tacir olması durumunda Türk Ticaret Kanunu Madde 18/3. kapsamında taraflar bir takım özel şekilde şartlara tabi tutulmaktadır.

Mahkeme Kararları

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2014/2108 K. 2014/5205

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamından; taraflar arasında, davalıya ait 8 adet cihazın kalibrasyon bakımı ve sensör değişikliği konusunda akdi ilişkinin kurulduğu sabittir. Uyuşmazlık, iş bedelinden kaynaklanmaktadır. Davacının düzenlediği fatura, tebliğ edilip davalının defterlerine kayıt edilmiş ise de; somut olayda uygulanması gerekli 6762 sayılı TTK’nın 23. maddesine göre 8 gün içerisinde e-posta yoluyla itiraz edildiğinden fatura içeriğinin kesinleştiğinden bahsetmek mümkün değildir.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8580 E.,  2020/635 K.

Bir mal ve hizmet alımı nedeniyle düzenlenen faturaya muhatabın 8 gün içinde itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu süre içinde faturaya itiraz edilmezse faturanın içeriği kabul edilmiş sayılır. Faturanın muhatap tarafından ticari defterlere işlenmesi aynı zamanda hizmetin veya malın alındığına karine teşkil eder. İtiraza uğramayan ve ticari kayıtlara da işlenmiş olan fatura bedelinin karşı tarafa ödenmesinden kaçınılamaz… Karşı dava açısından kabule göre ise; 8 gün içinde itiraza uğramayan faturalar içerik açısından kesinleştiğine ve bu faturalar davalı karşı davacı ticari kayıtlarında işlenip ödendiğine göre sehven ödeme iddiasında bulunulması mümkün olmadığının düşünülmemesi doğru değildir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/1984 E.,  2020/62 K.

Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davalı aşamalardaki beyanları ile akdi ilişkinin varlığını kabul etmiştir.
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. Somut olayda davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan 16.03.2014 tarihli faturanın 20.03.2012 tarihli ihtarname ekinde davalıya 22.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği ancak davalı tarafından faturaya yasal süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2017/1537 K. 2017/3585

Fatura, emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (213 Sayılı VUK 229. md.). Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (TTK 21/1). Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Fatura düzenleyen tacirin TTK’nın 21/2. maddede belirtilen karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdî ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına dair olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır. Bu sebeple faturanın TTK’nın 21. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdî ilişkinin kurulmuş ve iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz.

Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı faturaya dayalı icra takibi yapmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi davalının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davalı tacir ise de davacı tacir değildir. Tacir olmayan davacı, tacir olan davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak da dayanmamıştır. Bu sebeple davalının yapılan tebliğe rağmen ticari defterlerini sunmamış olması sebebiyle de akdî ilişkinin kurulduğu ispatlanmış sayılamaz. Davacı tacir olmadığından TTK’nın 21. maddedeki ispat karinesinden yararlanamayacağı gibi, akdî ilişki de ispatlanmış da olmadığından düzenlenen fatura sebebiyle de alacağın varlığı sabit kabul edilemez. Bu durumda davalıya husumet yöneltilmesini mümkün kılan sözleşme ilişkisi kanıtlanmamış olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.

For more detailed information you can visit our Contact page.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Rödovans Nedir? Rödovans Sözleşmesi Nedir?

Rödovans Nedir? | Rödovans Sözleşmesi Nedir? | Rödovans Sözleşmesi | Ticaret Hukuku | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu | İzmir Avukatları | İzmir Ticaret Avukatı | Efes Hukuk Bürosu

Rödovans Nedir?

Fransızca “redevance” kelimesinden dilimize gelen rödovans kelimesi; ayrıcalık ücreti, ayrıcalık tutarı, telif hakkı anlamına gelmektedir. Rödovans uygulamada özellikle maden kirası anlamında kullanılmaktadır.

Rödovans Sözleşmesi ve Şekil Şartları

Rödovans sözleşmesi veya maden kirası sözleşmesi; maden ruhsat sahalarının, işletme hakkının bir kısmı veya tamamının üçüncü kişilere devrini düzenleyen sözleşmelerdir. Rödovans sözleşmesi yasal mevzuatımız kapsamında ayrıca düzenlenmemiş olup; Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği kapsamında bu sözleşemelere atıf yapılmaktadır.

Ek Madde 7 – Ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında rödövans sözleşmeleri Bakanlığın iznine tabidir. İzin alınmaksızın yapılan rödövans sözleşmesi ile yürütülen madencilik faaliyetleri durdurulur.

3213 sayılı Maden Kanunu Ek Madde 7

Rödovans, maden ruhsat sahalarının işletme hakkının özü kendisinde kalması koşuluyla hak sahibi tarafından sözleşme ile gerçek veya tüzel bir kişiye, bir süre tahsis edilmesidir. Bu sözleşme gereğince, rödovans veren, maden ocağının işletilmesini üstlenen özel veya tüzel kişi, ruhsat sahibine, ürettiği her bir ton maden için önceden ödemeyi taahhüt ettiği meblağ kadar bir ücret öder. İşte bu sözleşme ilişkisine rödovans sözleşmesi denilmektedir. Söz konusu sözleşmenin içerik ve koşullarına ilişkin özel bir düzenleme olmamak ile birlikte Yargıtay kararları ve doktrinde Türk Borçlar Kanunu kira hükümlerinin kıyasen kullanılabileceği belirtilmektedir.

Özel bir düzenleme olmaması sebebi ile, herhangi bir şekil şartına tabii olmayan rödovans sözleşmeleri isimsiz, karma bir sözleşmedir. Rödovans sözleşmesiyle maden ruhsatlı sahanın tamamının kullanımı bırakılabileceği gibi, sadece ruhsat sahasının bir kısmı da verilebilir.

Rödovans Sözleşmesinin Tarafları

Rödovans sözleşmesi meden işletme ruhsatı sahibi (ruhsat sahibi) ve maden sahasının işletme hakkını devralan (rödovansçı) arasında kurulan sözleşmelerdir.

Rödovans Sözleşmesi Kapsamında Tarafların Yükümlülükleri

Rödovans sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.

Ruhsat Sahibinin Yükümlülükleri

Türk Borçlar Kanunu kapsamında rödovans sözleşmesinde ruhsat sahibi madenci, rödovansçıya işletmeyi ilgili işletme amacına elverişli olarak teslim etme yükümlülüğü altındadır. Bu kapsamında, Maden İşleri Genel Müdürlüğüne başvuru yapılarak onayının alınması ve maden siciline tescilinin sağlanması örnek gösterilebilir.

Maden Yönetmenliği’nin 71. maddesinde belirtildiği üzere ruhsat sahibi madenci, sevk fişini zimmet karşılığında Maden İşleri Genel Müdürlüğünden alarak rödovanscıya vermelidir. Yine, 3213 sayılı Maden Yasası ve diğer ilgili mevzuat uyarınca ruhsat sahibince yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri de ruhsat sahibine aittir.

Rödovansçının Yükümlülükleri

Türk Borçlar Kanunu Madde 278’de de işaret edildiği gibi, rödovansçı maden sahasını iyi bir şekilde işletme borcu altındadır. Akılcı ve gereklerine uygun bir maden işletmesi göstermeyerek, maden rezervini daha sonraki kullanımlar için ulaşılamayacak şekilde tahrip eden rödovansçı, ruhsat sahibine karşı sorumlu olur.

Türk Borçlar Kanunu 279. maddesinde kiracı gibi değerlendirilen rödovansçının maden sahasını, kuyuları ve galerileri iyi bir şekilde muhafaza etmesi ve emniyet tedbirlerini alması şart koşulmuştur. Daha sonradan sahanın terk edilmesi halinde 3213 sayılı Maden Yasasının 32. maddesine göre ruhsat sahibi ödemekle sorumlu olduğu bedeli, kendi faaliyet döneminde yeterli tedbirleri almayan rödovansçıdan tahsil edebilir.

Rödovansçı her yıl kendi faaliyet bölgesi için ilgili yasal mevzuata uygun olarak hazırladığı bilançoyu ruhsat sahibine teslim ederek; bilançoda belirtilen yıllık işletme brüt karına göre tahakkuk edecek Devlet hakkını ve Madencilik Fon İştirakini ruhsat sahibine ödemekle yükümlüdür. Ruhsat sahibi bu bilançodaki brüt kara, kendi aldığı rödovans bedelini de ekleyerek bulunacak yeni bedel üzerinden tahakkuk edecek Devlet Hakkı ve Madencilik Fon İştirakini Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ödemekle yükümlüdür.

For detailed information or questions you can visit Contactpage.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Ad Hoc Tahkim Nedir?

Ad Hoc Tahkim Nedir? | Ad Hoc Nedir? | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu | Efes Hukuk Bürosu

Ad Hoc Nedir?

Ad hoc  “amaca özel, niyete mahsus” anlamına gelen Latince ibaredir. Genelde bir soruna yönelik, geçici bir çözümü anlatmak için kullanılır. Bazen de bir yetersizliği ya da üstünkörü üretilen çözümleri vurgulamak için kullanılır.

Ad hoc kavramına örnek olarak geçici olarak kurulan mahkeme ve ya araştırma komisyonları örnek verilebilir.

Tahkim Nedir?

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biri olan tahkim, yerel mahkemelerde görülen davalardan farklı olarak devletin atamış olduğu hakimler yerine uyuşmazlıkların “hakem” olarak adlandırılan özel uzman kimselerin huzurunda çözülmesi yöntemidir. Tahkim süreçleri ortalama bir mahkeme sürecine göre daha hızlı ve daha az masraflı olması sebebi ile popülerlik kazanmaktadır. Tahkim süreçleri ulusal ve uluslararası gibi ikiye ayrılabileceği gibi, kurumsal tahkim ve ad hoc tahkim olarak da ikiye ayrılabilir.

Tahkim süreçlerinde taraflar ayrıca uluslararası kuruluşlar tarafından düzenlenen kurallar neticesinde tahkim sürecinin yürütülmesine karar verilebilir. Bunlardan en bilinen bir kısmına yer vermek gerekir ise;

  • Uluslararası Ticaret Odası Kuralları (“ICC”),
  • Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi Kuralları (“LCIA”),
  • Amerikan Tahkim Derneği Uluslararası Uyuşmazlık Çözümü Merkezi Kuralları (“ICDR”),
  • Singapur Uluslararası Tahkim Merkezi’nin Kuralları (“SIAC”)
  • Hong Kong Uluslararası Tahkim Merkezi Kuralları (“HKIAC”)
  • Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi’nin Kuralları (“ICSID”)
  • Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu Kuralları (“UNCITRAL”)
  • Stockholm Ticaret Odası Kuralları (“SCC”).

Ad Hoc Tahkim Nedir?

Ad Hoc tahkim usulüne göre, tahkim yargılaması tarafların kendi inisiyatifleri ile belirlemiş oldukları yahut önceden belirlenmiş olan kurallara ya da yasalara atıfta bulundukları kurallar çerçevesince, taraflarca yahut tarafların yetkilendirdiği hakem veya hakem kurulunca yapılmaktadır. Ad hoc tahkim, kurumsal tahkim merkezlerinin bürokratik yapısının tahkim yargılamasında gecikmelere neden olabilmesi gibi kimi olumsuz çekinceler sebebi ile tercih edilmektedir. Uygulamada Ad Hoc Tahkim genellikle devletlerin taraf olduğu süreçlerde sıklıkla tercih edilmektedir.

Tahkim Merkezleri

Türkiye’de tahkim süreçleri yeni yeni popülerlik kazanmakta olup; henüz diğer ülkelerde yakalanan bilinirliğe ulaşılmamıştır. 2014 senesinde yürürlüğe giren 6570 sayılı İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu ile İstanbul’da uluslararası alanda faaliyet gösterecek olan İstanbul Tahkim Merkezi’nin kurulmasına karar verilmiştir. İstanbul Tahkim Merkezi’nin yanı sıra İstanbul Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi de İstanbul’da faaliyet göstermektedir.

For detailed information or questions you can visit Contactpage.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Tahmil Tahliye Nedir?

Tahmil Tahliye Nedir?

Tahmil Tahliye Nedir? | Ticaret Avukatı | Deniz Ticareti | Deniz Ticareti Hukuku | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu | Efes Hukuk Bürosu

Türk Dil Kurumuna Göre Tahmil Tahliye

Tahmil,

isim, eskimiş, (tahmi:li), Arapça taḥmīl

Yükleme.

Tahliye,

Arapça taḫliye

1. isim Boşaltma:
      Evin tahliyesi iki gün sürdü.

2. isim, hukuk Tutukluyu serbest bırakma.

Tahmil Tahliye Nedir?

Yukarıda da yer verilmiş olduğu üzere “Tahmil” yükleme, “Tahliye” ise boşaltma anlamına gelmektedir. Deniz ticareti ve taşıma hukuku kapsamında malların yükleme ve boşaltım süreçleri en fazla uyuşmazlık ile karşılaşılan süreçlerden bir tanesidir.

Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Tahmil

Kaptan, eşyayı almak için gemiyi sözleşmede kararlaştırılan yere demirler. Sözleşmede yalnızca geminin yükleme yapacağı liman veya bölge kararlaştırılmışsa, gemi, bu liman veya bölge için tahsis edilmiş bekleme alanında yükleme yerinin belirlenmesini bekler. (Madde 1142)
Sözleşme, yükleme limanı düzenlemeleri ve bunlar yoksa yerel teamül ile aksi öngörülmüş olmadıkça, eşyanın gemiye kadar taşıma gideri taşıtana, yükleme gideri ise taşıyana aittir. (Madde 1142)

Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Tahliye


Kaptan, eşyayı boşaltmak için gemiyi sözleşmede kararlaştırılan yere demirler. Sözleşmede yalnızca, geminin boşaltma yapacağı liman veya bölge kararlaştırılmamışsa, gemi, bu liman veya bölge için tahsis edilmiş bekleme alanında boşaltma yerinin belirlenmesini bekler. (Madde 1166)
Sözleşme, boşaltma limanı düzenlemeleri ve bunlar yoksa yerel teamül ile aksi öngörülmüş olmadıkça, eşyanın gemiden çıkartılması gideri taşıyana, geri kalan boşaltma giderleri ise gönderilene aittir. (Madde 1167)

For detailed information or questions you can visit Contactpage.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Limited Şirket Nasıl Kurulur?

Limited Şirket Kuruluşu | Limited Şirket Nasıl Kurulur | Limited Şirket | Şirket Kuruluşu | Commercial Law | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu | Efes Hukuk Bürosu

Limited Şirket Nasıl Kurulur

İleride yüksek gelir elde etmesi beklenen şirketlerde vergisel avantajları ve sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle sorumlu olmaları, bu tür şirketlerin tercih edilmesinin sebeplerinin başında gelmektedir. Peki limited şirket kuruluşu nasıl gerçekleştirilir?

Kuruluş İçin Gerekli Belgeler

  1.  Şirket kuruluş dilekçesi
  2. Şirket ana sözleşmesi
  3. Şirket sermayesinin on binde dördünün Rekabet Kurumu hesabına yatırıldığına dair dekont
  4.  Oda kayıt beyannamesi, imza beyannamesi fotokopisi

Limited Şirket Kuruluşunda Dikkat Edilmesi Gereken Başlıca Hususlar

  • Limited şirketler bir veya birden fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulabilir, ortak sayısı 50’den fazla olamaz.
  • Limited şirketin sahip olması gereken asgari sermaye tutarı 10.000 TL’dir. Ortakların payları 25,00 TL ve katları olmalıdır.
  • Limited şirketler belli bir süre veya süresiz kurulabilir. Şirket süresiz olarak kuruluyorsa bunu anasözleşmesinde açıkça belirtilmesi zorunludur.
  • Limited Şirketler nama yazılı hisse senedi çıkarabilirler ancak hamiline yazılı hisse senedi çıkartamazlar. Nama yazılı hisseler sadece ortaklığın varlığını kanıtlamak içindir.
  • Türk Ticaret Kanunu Madde 573/3 göre, Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir. Aynı zamanda özel mevzuat gereği kurulması şartlara bağlı olanlar gerekli izni aldıktan sonra kuruluş işlemlerini gerçekleştirebilirler.
  • Türk Ticaret Kanunu Madde 581/1 ’e göre;
    •  Hizmet edimleri,
    •  Kişisel emek,
    •  Ticari itibar,
    •  Vadesi gelmemiş alacaklar şirkete sermaye olarak konulamaz.
  • Türk Ticaret Kanunu Madde 623/1 gereği şirket ortaklarından en az birinin sınırsız olarak yönetim hakkına ve temsil yetkisine sahip müdür seçilmesi gereklidir.
  • Okur-yazar olmayan ortakların parmak izi ve bunun yanında 2 tanık imzası aranmaktadır.
  • Hazırlanan belgelerde yetkilinin T.C. Kimlik numarası belirtilmemişse T.C. Kimlik numarasını gösterir belgenin getirilmesi gerekmektedir.

For detailed information or questions you can visit Contactpage.

Ticaret Hukukuna ilişkin diğer ilginizi çekebilecek çalışmalarımız;

İzmir Ticaret Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079