Mirasta Denkleştirme Davası

Mirasta Denkleştirme Davası
Mirasta Denkleştirme Davası

Mirasta Denkleştirme Davası – İzmir Avukat

Mirasta denkleştirme, miras bırakanın sağlığında, mirasçısının ondan karşılıksız olarak aldığı malları ve kıymetleri aynen veya karşılığını geri vermesinden ve bunların mirasın taksimi sırasında hesaba katılmasından ibaret bir işlemdir.

Mirasta denkleştirme (iade), miras bırakanın öncelikle alt soyları arasındaki eşitliğin sağlanmasına, daha geniş olarak bütün mirasçılar arasındaki denkliği sağlamaya yönelik bir amaç taşır. Denkleştirmenin amacı, yasal mirasçılar arasında, miras bırakanın sağlığında bunlardan birine veya bazılarına yaptığı kazandırmalarla bozulan eşitliği, yeniden meydana getirmektir. Bu anlamda, mirasta denkleştirme sadece yasal mirasçılar için geçerlidir.

Denkleştirmeye Tabi Olan ve Olmayan Durumlar:

Miras bırakan tarafından yapılmış bulunan kazandırmanın, denkleştirmeye tabi olabilmesi için,

  • Miras bırakanın ivazsız (karşılıksız) bir kazandırma olmalıdır.
  • Kazandırma sağlar arası bir nitelik taşımalıdır.
  • Kazandırmada miras bırakanın kendi malvarlığından yapılmalıdır.
  • Kazandırmanın kazandırmadan yararlanan yasal mirasçının miras payına mahsuben yapıldığı miras bırakanın iradesinden anlaşılması gerekir.

Yasal denkleştirmeye tabi kazandırmalar; çeyiz, kuruluş sermayesi verme, malvarlığını devretme, borçtan kurtulma vb. şeklinde ifade edilen diğer kazandırmaların özellik ve niteliklerinden hareketle, alt soyun ekonomik bağımsızlığını kazanmasına, devam ettirmesine ve ilerletmesine hizmet eden ve onun hayatta daha iyi bir yer elde etmesini sağlamak amacı güden kazandırmalar anlaşılır.

Türk medeni kanunun 674 hükmünde Miras bırakanın çocuklarına yaptığı eğitim ve öğrenim masrafları denkleştirmeden muaf olacağını ancak alışılmış ölçüleri aşan miktarda yapılan masraflar denkleştirmeye tabi tutulacağı belirtilmiştir.

Olağan Hediyeler ile evlenme giderleri iadeye tabi değildir. TMK 675 olağan hediyelerin iadeye tabi olmadığını belirtmiştir. Olağan hediye kavramına ise doğum günü kutlaması, bir çocuğun dünyaya gelmesi, sınavlarda başarılı olması, okulu bitirmesi, yılbaşı kutlaması, bayram harçlıkları gibi bağışlamalar olağan hediye sayılır.

Yine medeni kanunumuzun 675. Maddesinde Olağan hediyeler ile evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun giderlerin de denkleştirmeden muaf tutulacağı hükme alınmıştır.

İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; davalı ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez. Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır. Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa kendiliğinden tenkis davasına dönüşmez. (Y14HD-K.2019/3584)

Denkleştirme ile Tenkisin Farkları

  1. Denkleştirmeye konu kazandırma tümüyle terekeye iade edilirken tenkise tabi kazandırma tasarruf oranını aştığı kadarıyla indirilir.
  2. Denkleştirmeye tabi kazandırmalar miras bırakanın yalnızca sağlığında yapmış olduğu kazandırmalar iken tenkise tabi kazandırmalar kural olarak ölüme bağlı kazandırmalar olup istisnaen bazı hallerde sağlararası kazandırmalar tenkis edilir.
  3. Tenkis talebi, saklı paylı mirasçıdan diğer bir mirasçıya ileri sürülebileceği gibi saklı payı ihlal eden bağışlamayı alan 3.kişiye karşı da ileri sürülebilir.
  4. Tenkis davasını sadece saklı payı olan mirasçı açabilir. Denkleştirmeyi ise saklı payı olsun olmasın miras hakkı olan herkes açabilir.

Altsoy ve altsoy dışındaki kanuni mirasçıların durumları ve farkları

Altsoy ve altsoy dışındaki kanuni mirasçıların hukuki durumları birbirinden farklıdır.

Muris hiçbir şey bildirmemiş olduğu takdirde, altsoy dışındaki kanuni mirasçıların mirasta iade mükellefiyetleri yoktur. Murisin iradesi anlaşılamadığında altsoy dışında kalan mirasçıların iade mükellefiyetlerinin olmadığı varsayılır. Altsoy dışındaki kanuni mirasçıya karşı ileri sürülen mirasta denkleştirme taleplerinde ise ispat yükü talebi ileri süren mirasçı üzerindedir. Karinenin aksini iddia eden ispatla mükelleftir. Altsoy ve altsoy dışında ispat külfetinin yer değiştirdiğine dikkat etmek gerekir.

Altsoy ve Altsoy Dışındaki Kanuni Mirasçıların Durumları ve Farkları

Altsoy ve altsoy dışındaki kanuni mirasçıların hukuki durumları birbirinden farklıdır.

Muris hiçbir şey bildirmemiş olduğu takdirde, altsoy dışındaki kanuni mirasçıların mirasta iade mükellefiyetleri yoktur. Murisin iradesi anlaşılamadığında altsoy dışında kalan mirasçıların iade mükellefiyetlerinin olmadığı varsayılır. Altsoy dışındaki kanuni mirasçıya karşı ileri sürülen mirasta denkleştirme taleplerinde ise ispat yükü talebi ileri süren mirasçı üzerindedir. Karinenin aksini iddia eden ispatla mükelleftir. Altsoy ve altsoy dışında ispat külfetinin yer değiştirdiğine dikkat etmek gerekir.

Miras Hukukuna İlişkin İlginizi Çekebilecek Diğer Çalışmalarımız;

İzmir Miras Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

İş Kazası Nedir?

İş Kazası Nedir? – İzmir Avukat

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesine göre;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

İş Kazalarının Nedenleri:

1.İşçiden Kaynaklanan Sebeplere Örnekler

  • İşi Bilinçsiz Yapmak,
  • Dalgınlık ve Dikkatsizlik
  • Makina Koruyucularını Çıkarmak
  • Tehlikeli Hızla Çalışmak
  • Görevi Dışında İş Yapmak
  • İş Disipline Uymamak
  • İşe Uygun Makina Kullanmamak
  • Yetkisiz ve İzinsiz Olarak Tehlikeli Bölgede Bulunmak
  • Kişisel Koruyucuları Kullanmamak
  • Tehlikeli Hızda Araç Kullanmak

2. İşverenden Kaynaklanan Sebeplere Örnekler

  • Tehlikeli Yükseklikte İstifleme – Kapatılmamış Boşluklar – İşyeri Düzensizliği – Koruyucusuz Makina, Tezgahlar – Parlayıcı Patlayıcı Maddeler
  • İşçilere işin yapılması ve işyerinin gerekliliği ile ilgili gerekli eğitimleri vermemek
  • İşin niteliği ile ilgili gerekli koruyucu ve önleyici ekipmanları, kıyafetleri temin etmemek

İş Kazası Unsurları

1. Sigortalı Olma

2. Bir Kazanın Var Olması

3. İşçinin Zarara Uğraması

4. Uygun İlliyet Bağının Olması

İlliyet Bağını Kesen Durumlar:

1) İşçinin ağır kusuru

2) 3. kişinin ağır kusuru

3) Mücbir sebep (Tahmin edilemeyen ve engellenmesi mümkün olmayan durumlar)

İş kazası meydana geldiğinde ne yapılmalı?

İşveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve SGK’ya da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

Sigortalı bakımından ise; kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde, iş kazası bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile SGK’ya bildirilmesi zorunludur.

Eğer iş kazası işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmiş ise, bildirim süreleri iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan tahsil edilir.

İş Göremezlik Türleri

Geçici İş Göremezlik: Bir iş kazası veya meslek hastalığı sonucu bedensel veya ruhsal bir zarara uğrayan işçinin geçici olarak çalışamamasıdır.

Kalıcı İş Göremezlik: İşçinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu uğradığı bedensel veya ruhsal zarar sebebiyle meslekte kazanma ve çalışma gücünde sürekli nitelikte bir azalmanın doğması halidir. Örneğin: Gitar çalan kişinin bir parmağını kaybettiği zaman çalışma gücü daha az oranda azalırken, kişi meslekte kazanma gücünü çok büyük oranda kaybeder.

İlgili Yargıtay Kararları:

Bir iş yerinde yıkanma yerleri, yani sigortalıların kişisel vücut temizliğinin yapıldığı yerlerin işyeri olarak kabul edildiğine göre, işverenin işyerinde çalışan ve geceleri de işyerinde kalan sigortalılar için özel yıkanma yerleri hazırlamadığı bu nedenle kazalı sigortalının zorunlu olarak işyerinin yakınında bulunan “dereye” girerek yıkandığı yeri işyeri eklentisi saymış ve derede meydana gelen olayı iş kazası saymıştır. (Yarg. GHK. 6.07.2005 tarih ve 2005/10-444, 2005/449 sayılı kararı)

Makina şefi ve yönetici olan sigortalının,işçilere gerekli talimatı verip kendisinin de ocağa doğru gittiği, ölüsünün yaklaşık bir saat kadar sonra derede bulunduğu, ölümünün başın alın bölgesine çekiçle vurulmuş iki darbenin sonucu beyin kanamasından olduğu, ölmeden önce 25 metre uzaklıktaki dereye kadar yürüdüğü, otopsi raporunda üstün olasılığın, başka bir şahısça yapılmış olabileceği fenni kanı olarak tespit edilmiştir. Savcılık soruşturması, olayın intihar mı yoksa, cinayet mi olduğu konusuna açıklık getirememiştir. Varılan bu sonuca göre;sigortalının işyerindeyken, kendisini hemen veya sonradan beden veya ruhça arızaya uğratan bir olay, başkaca hiçbir koşul aranmaksızın Sosyal Sigortalar açısından iş kazası sayılacaktır. (Yarg.9.H.D.78/8413E.)

Bunun dışında,nasıl işyerinde meydana gelen kazaların nedenleri üzerinde durulmuyorsa, işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla işyerinin dışına çıkan işçi de, herhangi bir nedenle kazaya uğrarsa bu kazanın da iş kazası olarak nitelendirilmesi gerekir. (Yargıtay21HD.,5.7.2004,6443/6691)

İş Hukuku Kapsamında Hazırladığımız Diğer Çalışmalarımız;

İzmir İş Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Kuru Sıkı Tabanca Taşımak Yasal Mı?

Kuru Sıkı Tabanca Taşımak Yasal Mı? – İzmir Avukat

Kuru Sıkı Silah Nedir?

5729 Sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun ile kuru sıkı silahlar; ses ve gaz fişeği atabilen silahlar olarak ifade edilmiştir.

Kuru Sıkı Tabanca Taşımak Yasal Mı?

İlgili kanun kapsamında söz konusu silahların taşınması, asten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olanlara veya onsekiz yaşından küçüklere satışı ve yönetmeliğe aykırı olarak satışı yasaklanmıştır. Ayrıca 5729 sayılı kanun ile kuru sıkı silahların, ancak her an kullanıma elverişli olmayacak ve kolay ulaşılmayacak şekilde, boş olarak kutu içerisinde nakledilebilieceği düzenlenmiştir.

5729 Sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun Madde 3 – (1) Bu Kanun kapsamına giren silahların;
a) Taşınması,
b) Ateşli silahlarla işlenen veya 6136 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı hükümlü bulunanlar ile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olanlara veya onsekiz yaşından küçüklere satılması,
c) Yönetmelikte belirlenmiş esas ve usullere aykırı olarak imal edilmiş olanlarının satılması, yasaktır.

Kuru Sıkı Silah Taşımanın Cezası Nedir?

Yukarıda belirtili yasaklara aykırı davranışta bulunanlara beşyüz Yeni Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca bu silahların mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

Kuru Sıkı Silahı Modifiye Etmenin Cezası Nedir?

6136 Sayılı Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun ile kuru sıkı tabancalarda değişiklik yapılarak öldürmeye elverişli hale getirilmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağı düzenlenmiştir.

Madde 13- Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur… Kuru sıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancayı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştüren kişi, bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre cezalandırılır.

Other works that may be of interest to you;

Izmir Criminal Lawyer

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Bıçak Taşımak Yasak Mı?

Bıçak Taşımak Yasak Mı?

Bıçak Taşımak Yasak Mı? – İzmir Avukat

Yasal mevzuatımızda 6136 Sayılı Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun ile savunma amaçlı kullanılan aletlerin ülkeye girişi, imalatı, satılması, satın alınması ve taşınması gibi durumlar düzenlenmiştir.

Bıçak Taşımak Yasak Mı?

Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun ile kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala,kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı, madde 5 ile ise bu aletlerin satış, taşınması ve bulundurulması yasaklanmıştır.

6136 Sayılı Kanun Madde 4 – Ülke içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala,kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı yasaktır. Bunlardan bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verilir.

Madde 5 – Yurda sokulması ve yapımı yasaklanan ve 4 ncü maddenin 1 nci fıkrası kapsamına giren bıçak ve aletlerin satılması, satınalınması, taşınması ve bulundurulması yasaktır. Bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılmasına 4 ncü maddeye göre izin verilen bıçaklar bu yasağın dışındadırlar.

İstisnalar

Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanunu ile bu yasağa bir takım istisnalar getirilmiş olup; yalnızca sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin, ev gereçlerinden olan veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve benzerlerinin kullanılması serbest bırakılmıştır.

Ayrıca yukarıda belirtili bıçak ve aletlerden bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verileceği de düzenlenmiştir.

Taşınması Yasak Olan Silahların Ülkeye Sokulması Halinde Cezası Nedir?

Her kim, bu Kanun hükümlerine aykırı olarak yukarıda sayılan bıçak veya başkaca aletler yahut benzerlerini ülkeye sokar, sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları ülkede yapar veya bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya aracılık ederse iki yıldan beş yıla kadar hapis ve ikiyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.

Nitelikli Haller

  • Suç konusu bıçak ve aletlerin niteliği veya sayı olarak azlığı halinde verilecek ceza yarısına kadar indirilir.
  • Yasak olan bıçakların ülkeye sokulması için teşekkül kuranlar ile yönetenler veya teşekküle mensup olanlar tarafından bu suç işlenirse failler hakkında beş yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
  • Teşekkül kurmadan suçun ki veya daha çok kişinin birlikte işlenmesi halinde, verilecek cezalar bir kat artırılır.
  • Yasak olduğu belirtilen bıçak ve başkaca aletlerin veya benzerlerinin miktar bakımından vahim olması halinde hükmolunacak cezalar yarı oranında artırılır.

Taşınması Yasak Olan Silahların Satılması, Bulundurulması ve Taşınması Halinde Cezası Nedir?

Yıkarıda saymış olduğumuz bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.

Nitelikli Haller

  • Belirtili bıçak veya diğer aletlerin veya benzerlerinin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde hükmolunacak cezalar yarıdan bir katına kadar artırılır.
  • Yapımına izin verilen bıçakları veya diğer aletleri veya benzerlerini kullanma amacı dışında satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında birinci fıkradaki; o bıçak veya diğer aletlerin veya benzerlerinin sayı ve nitelik bakımından vahim olması halinde de ikinci fıkradaki cezalar hükmolunur.
  • Yivli ve yivsiz silahlarla bıçak ve diğer aletleri, hal ve şartlara göre sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıyanlar, üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Other works that may be of interest to you;

Izmir Criminal Lawyer

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Munzam Zarar Nedir?

Munzam Zarar Nedir?

Munzam Zarar Nedir? İzmir Avukat

Munzam Zarar Nedir?

munzam

Arapça munżamm

1. sıfat, eskimiş Katılmış, ulanmış, eklenmiş.

2. isim, eskimiş Katma, ekleme, ek.

Munzam, Türk Dil Kurumu’na göre eklenmiş, katılmış anlamına gelmektedir. Munzam zarar, alacaklının borcunun faizile birlikte ödenmesi durumunda dahi bu ödenen bedelin üzerinde bir zarara uğraması halinde söz konusu olmaktadır. Borçlunun kusuru sabebile uğramış olduğu bu munzam zarar aynı zamanda aşkın zarar olarak da ifade edilmektedir.

Munzam zarara örnek olarak bir alacağın tahsili için alacaklı tarafından yapılmış olan ihtar veya mahkeme tespit giderleri, alacaklının başkasına olan borcunu ödeyememesi sebebi ile meydana gelen cezai şart ödemeleri, alacaklının yoksun kalmış olduğu kazanç örnek verilebilir.

Türk Medeni Kanunu – Aşkın Zarar

Madde 122- Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.

Munzam Zararın Şartları

Munzam zarardan bahsedilebilmesi için somut olayda;

  • Asıl Alacağın Mevcut Olması
  • Borçlunun Temerrüde Düşümüş Olması
  • Munzam Zararın Oluşmasından Borçlunun Sorumlu Olması
    gerekmektedir.

Munzam Zararın İspatı

Yasal mevzuat ve temel hukuk ilkeleri çerçevesinde, munzam zararın ispatı bu zarara uğramış olduğu ve zararının giderilmesini talep eden alacaklı tarafından gerçekleştirilmelidir. Alacaklı yasal süreç kapsamında bu zararının somut bir şekilde ortaya koyabilmekle yükümlüdür.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

İşçilik Alacakları Nelerdir?

İşçilik Alacakları Nelerdir? – İzmir İş Hukuku Avukatı

1-    Kıdem Tazminatı 

Labor Law | kapsamında bir yıllık çalışma süresini tamamlayan işçi çalışmış olduğu her yıl için 30 günlük kıdem tazminatına hak kazanacaktır. İşyerinden gerekli şartlar çerçevesinde ayrılması durumunda da bu tazminatın kendisine ödenmesini talep edebilecektir. 

2-    Fazla Çalışma Ücreti 

Yasal mevzuatımızda haftada çalışılması süresi en fazla 45 saat, günlük ise 11 saat olarak belirlenmiştir. Bu süre kısıtlanmasının arkasında yatan amaç çalışanların sağlığını korumaktır. Fazla süreler ile yapılan çalışmalar karşılığında, çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş zamlı hali ödenmelidir. Ayrıca fazla çalışma yaptırmak için çalışandan yazılı olarak onay alınması gerekmektedir.

3-    Yıllık İzin 

1 – 5 yıl arası kıdemi olan işçiler 14 gün, 5 – 15 yıl arası kıdemi olan işçiler 20 gün, 15 yıl ve üzeri kıdemi olan işçiler 26 gün yıllık izne hak kazanırlar. Çalışanın yıllık izin haklarını çalıştığı süre zarfında tamamen kullanmamış olması durumunda, kullanmadığı yıllık izin hakları için iş ilişkisinin sona ermesi durumunda bu izinlerin ücret karşılığını alabilir. İşçi tarafından talep edilmesine rağmen yıllık izne hak kazanılan yıl boyunca izin kullandırılmaması da haklı fesih nedenidir.

4-    Ulusal Bayram ve Genel Tatil Ücreti 

1 Ocak, 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 15 Temmuz, 30 Ağustos, 29 Ekim ve dini bayramlarımız; ulusal bayram ve genel tatil günleri kabul edilmektedir. Bu günlerde çalışanlara bir iş karşılığı olmaksızın o güne ait ücretleri tam olarak ödenirken; çalışanların tatil yapmayıp da çalışması halinde ayrıca çalıştıkları her gün için ekstra bir günlük ücretleri de ödenmelidir.

5-    Hafta Tatili 

Ülkemizde her çalışana 7 günlük çalışma süresi içerisinde en az 1 günlük (24 saat) izin verilmesi gerekmektedir. Eğer, hafta tatili gününde çalıştırılıyorsa, günlük ücretinin %50 fazlası tutarında hafta tatili ücreti çalışana ödenmelidir.

6-    Ayrımcılık Tazminatı 

Anayasa kapsamında işveren çalışanlarına karşı eşit davranma borcu altındadır. Bu kapsamda objektif veya haklı bir sebep olmadıkça işçiler arasında farklı uygulamalar yapmamalıdır. İşverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, çalışan 4 aylık ücreti tutarında ayrımcılık tazminatı talep edebilir.

7-    AGİ (Asgari Geçim İndirimi)

AGİ işçilere uygulanan bir gelir vergisi indirimidir. Bu gelir vergisi indiriminin tutarı; işçinin medeni durumuna yani evli veya bekar olup olmamasına, evliyse eşinin çalışıp çalışmamasına ayrıca çocuk sayısına göre değişiklik göstermektedir. Bu indirimin her ay işçiye ödenmemesi durumunda çalışan bedelin ödenmesini talep edebilir.

8-    SGK Primlerinin Tam Yatırılması

Sosyal güvenlik hakkı işçi hakları arasında vazgeçilmez bir unsurdur. Tüm sağlık hizmetleri sosyal güvenlik prim ödemeleri altında verilmektedir. İşçi eksik primlerinin tamamlanması talebini iş mahkemesinde açacağı bir “hizmet tespiti davası” ile de talep edebilir.

9-    Mobbing Nedeniyle Tazminat

Mobbing ile anlatılmak istenen işyerindeki duygusal taciz, psikolojik şiddet, dışlama, aşağılama, rahatsız etme, çalışma motivasyonunu, özgüvenini kırma ve mutsuz etmeye yönelik eylemlerdir. Mobbingin işveren tarafından gerçekleştirilmesi gibi başka çalışanlar tarafından gerçekleştirilen mobbingi engellememesi de sorumluluğunu ortaya çıkaracaktır. Bu kapsamda çalışan manevi tazminat talebinde bulunabilir.

İş Hukuku Kapsamında Hazırladığımız Diğer Çalışmalarımız;

İzmir İş Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?

Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır? İzmir Boşanma Avukatı

Uzaklaştırma Kararı Nedir?

Özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacı ile aktif olarak kullanılan hukuki tedbirlerden bir tanesi de uzaklaştırma kararıdır. Bu karar ile birlikte şiddete maruz kalan mağdurun temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve ileride meydana gelebilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi hedeflenmektedir.

Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Madde 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: …b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi…

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir.

Uzaklaştırma Kararı İçin Nereye Başvurulmalı

Uzaklaştırma kararı alabilemek için şiddet mağduru kimseler tarafından polis merkezlerine, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, Cumhuriyet Başsavcılıkları’na veya Aile Mahkemelerine  bir dilekçe ile başvurularak uzaklaştırma kararı talep edilebilir. 

Size yakın Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerini görmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Uzaklaştırma Kararını Kimler Verebilir?

Uzaklaştırma kararı hakim tarafından verilebileceği gibi gecikmesinde sakında olması halinde kolluk tarafından da karar verilebileceği Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında düzenlenmiştir.

Uzaklaştırma Kararı Ne Kadar Sürede Çıkar?

Uzaklaştırma kararı, başvuru tarihinden itibaren genellikle 1-3 gün içerisinde çıkmaktadır.

Karar İhlal Edilirse Ne Olur?

Uzaklaştırma kararını ihlal eden kimseler hakkında 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsi kararı verilebilir.

Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Madde 13 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur. (2) Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.

Uzaklaştırma Kararına İtiraz Edilebilir Mi?

Hakkında verilen uzaklaştırma kararının haksız veya hukuka aykırı olduğunu düşünen kimseler kararın kendilerine tefhim veya tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde söz konusu karara karşı itiraz etme hakkına sahiptir.

Similar articles that may interest you;

İzmir Divorce Attorney

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

İddet Süresi Nedir?

İddet Süresi Nedir?

İddet Süresi Nedir? İzmir Boşanma Avukatı

İddet Süresi Nedir?

İddet, “belirli bir süre, sayılı günler” anlamına gelmekte olup; iddet süresi, iddet müddeti veya bekleme süresi mevcut evlilik birliğinin sona ermesinden itibaren kadının yeni bir evlilik yapabilmesi için geçmesi gereken yasal süreyi ifade etmektedir. Bu düzenleme ile evlilik sonrasında fakat iddet müddeti süresinde doğan çocuğun evlilik birliği içerisinde doğmuş kabul edilmektedir.

Türk Medeni Kanunu Madde 132-

Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.

İddet Süresi Ne Kadar?

Türk Medeni Kanunu Madde 132 kapsamında evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz (300) gün süre olarak belirlenmiştir.

İddet Müddetinin Kaldırılması

İddet müddeti evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz (300) gün sürenin geçmesi ile kendiliğinden sona erer. Ayrıca TMK Madde 132/2 kapsamında iddet süresi tamamlanmadan kadının doğum yapması ile de bu süre kendiliğinden sona erer.

İddet Müddetinin Kaldırılması Davası

Bir diğer yöntem ise kadının önceki evliliğinden hamile olmadığının tespiti veya eski eşlerin birbirleriyle yeniden evlenmeye karar vermeleri durumunda mahkeme tarafından iddet müddeti kaldırılır.

İddet Süresinde Yapılan Evlilik Geçerli Mi?

İddet müddeti evliliğe kesin bir engel olmayıp bu süre içerisinde kadın tekrar evlilik gerçekleştirebilir. İddet müddeti evliliğin kesin olmayan engellerinden bir tanesidir.

Similar articles that may interest you;

İzmir Divorce Attorney

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Düğün Takılarının Paylaştırılması

Düğün Takılarının Paylaştırılması

Düğün Takılarının Paylaştırılması – İzmir Boşanma Avukatı

Düğün Takıları Kime Aittir?

Boşanma süreçlerinde en sık karşılaşılan sorulardan biri takıların hangi tarafa ait olduğudur. Yargıtay’ın bu konuda vermiş olduğu yerleşmiş içtihatlar incelendiğinde bu konuda kararların istikrarlı olduğu görülecektir. Kararlarda düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının kadına ait olduğu ve kadının kişisel eşyası niteliğinde olduğu ifade edilmektedir.

Takıların İspatı

Hukukumuzdaki temel ilkeler ve usul kuralları kapsamında bir davada, vakalardan kendi lehine sonuçlar çıkartan kişi bu durumu ispat ile yükümlüdür. Düğünde takılan takıların ispat edilmesi için tanık, fotoğraf, video gibi her türlü delilden yararlanılabilir.

Takıların İadesini Talep Etmede Zamanaşımı

Takıların iadesine ilişkin bir talepte bulunulmamış ise Türk Borçlar Kanunu kapsamında bu talebin 10 (on) yıl içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

İlgili Yargıtay Kararları

Boşanmada düğün takıları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur. Mahkemenin davayı kabul gerekçesi olaya ve içtihatlara uygun değildir. Şu durumda, eşyaların geri alınması için bir neden olmadığına göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.  (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2002/10498K. 2003/770T. 27.1.2003)

Medeni Kanunun 1. maddesi gereği Hâkim Kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisine sahiptir. Taraflar zilyetlik karinesinin aksini her türlü delil ile ispatlayabileceklerine göre, burada örf ve âdetin tespiti önem taşımaktadır. Tarafların oturdukları bölgede, düğünde kim tarafından hediye edilmiş olursa olsun, takılan ziynet eşyasının geline ait olduğunu kabule elverişli istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gerekir. Bu yön gözetilmeden örf ve adet araştırılmadan, eksik tahkikatla düğün sırasında kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdada karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 1995/10121K. 1995/11061T. 26.10.1995)

Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2015/17417 K.)

Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup, onun kişisel eşyası niteliğindedir.  (Yargıtay 2. Hukuk D. 2017/9893 K.)

Similar articles that may interest you;

İzmir Divorce Attorney

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

İrtifak Hakkı Nedir?

İrtifak Hakkı Nedir?

İrtifak Hakkı Nedir? İzmir Avukat

İrtifak Hakkı Nedir?

irtifak hakkı

isim, hukuk

Başkasının arsa, yol, bahçe vb. taşınmaz malından belirli bir yolda yararlanma hakkı.

İrtifak hakkı, hak sahibine bir eşya üzerinde yararlanma yetkisi sağlayan bir ayni haktır. (Ayni haklara ilişkin detaylı bilgi için; Ayni Hak Nedir?) İrtifak hakkı, bir ayni hak olması sebebi ile herkese karşı ileriye sürülebilen mutlak bir etkiye sahiptir.

Türk Medeni Kanunu Madde 779- Taşınmaz lehine irtifak hakkı, bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz lehine konulmuş bir yük olup, yüklü taşınmazın malikini mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınmaya veya yararlanan taşınmaz malikinin yüklü taşınmazı belirli şekilde kullanmasına katlanmaya mecbur kılar.  Yapma borçları, irtifaka başlı başına konu olamaz; ona ancak yan edim olarak bağlanabilir. 

İrtifak Hakkının Kurulması

İrtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır.  İrtifak hakkının kazanılmasında ve tescilinde, aksi öngörülmüş olmadıkça taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanır. İrtifak hakkının zamanaşımı yoluyla kazanılması, ancak mülkiyeti bu yolla elde edilebilecek taşınmazlarda mümkündür. 

İrtifak Hakkı Çeşitleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu kapsamında intifak türleri taşınmaz lehine irtifak hakkı, intifa hakkı, oturma hakkı, üst (inşaat) hakkı, kaynak hakkı ve diğer irtifaklar olarak düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu kapsamında irtifak hakları belirtili çeşitlerde sınırlı olarak düzenlenmiş olup; burada belirtili çeşitler dışında başkaca irtifak hakkının mevcut olmadığı kabul edilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken sözleşme serbestisi kapsamında irtifak haklarının içeriğinin taraflarca özgürce kararlaştırılabilecek olduğudur.

İrtifak Hakkı Sahibinin Hakları

İrtifak hakkı sahibi, hakkının korunması ve kullanılması için gerekli olan önlemleri alabilir.

İrtifak Hakkı Sahibinin Sorumlulukları

İrtifak hakkı sahibi hakkını yüklü taşınmazın malikine en az zarar verecek biçimde kullanmak zorundadır. Bu ilkeyi aşılması durumunda hakkın kötüye kullanılması söz konusu olabilecek olup; bu duruma ilişkin yaptırımlar ile karşılaşılması gündeme gelecektir.

İrtifak Hakkının Sona Ermesi

İrtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olmasıyla sona erer. 

Kira ve Taşınmaz Hukukuna İlişkin Diğer Yazılarımız İçin;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079