Category Archives: Fikri ve Sinai Mülkiyet Hukuku

Markanın Kullanmama Sebebi İle İptali

Markanın Kullanmama Sebebi İle İptali

Markanın Kullanmama Sebebi İle İptali – İzmir Avukat

Ticari hayatın devamlılığının sağlanabilmesi adına kullanılmayan markanın iptali Sinai Mülkiyet Kanunu Madde 9 ile açıkça düzenlenmiştir. Böylece kanun koyucu tarafından daha sonra “ileride belki lazım olur” anlayışı ile tescil olunan yedek markaların birikmesinin önüne geçmek istemiştir.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu
Madde 9- (1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.

Madde 26- (1) Aşağıdaki hâllerde talep üzerine Kurum tarafından markanın iptaline karar verilir: a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması…

Sinai Mülkiyet Kanunu Madde 9’un gerekçesinde de “markanın, tescil edildiği mal veya hizmetlerle ilgili olarak kullanılması gereğine açıkça işaret edilmiştir. Ancak maddede söz konusu olan kullanım, markanın tescil edildiği amaç dahilinde, işlevine uygun, yani ticari hayatın içinde, markanın fonksiyonlarının yerine getirilmesi için Türkiye’de kullanımıdır. İngilizcede “genuine use” biçiminde tarif edilen bu kullanım, doktrin ve içtihatta “ciddi biçimde kullanım” olarak yerleşmiştir Bu nedenle sırf üçüncü kişilerin markayı iptal ettirmesini önlemek amacıyla, markanın evraklar veya ilanlar aracılığıyla kullanılması ve benzeri durumlar madde kapsamında kullanım olarak mütalaa edilmeyecektir.” ifadelerine yer verilerek ilgili düzenlemenin amacı ve koşulları açıklanmıştır.

Ciddi Kullanım Nedir?

Ciddi kullanıma ilişkin Türk Patent ve Marka Kurumu Kullanım İspatı Kılavuzu incelendiğinde, ciddi kullanımın kabul edilebilmesi için gerekli unsurların belirlenmiş olduğu görülmektedir Bunlar;

  • Markanın ciddi kullanımı, markanın fiilen kullanımını gerektirmektedir. Dolayısıyla, tek amacı markadan kaynaklanan hakları sürdürmek olan simgesel kullanım ciddi kullanım olarak kabul edilemez.
  • Bir markanın ciddi kullanımı, markanın esas işlevine, yani tescile konu malların veya hizmetlerin kaynağını ayırt etme işlevine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir.
  • Ciddi kullanım, kullanımı gerçekleştiren işletmenin kendi içindeki kullanımı değil, markanın kapsamında yer alan malların veya hizmetlerin piyasadaki kullanımını (ticari etki oluşturacak kullanımı) gerektirir.
  • Ciddi kullanım halihazırda piyasaya sürülmüş veya piyasaya sürülmek üzere olan ve bunun için reklam kampanyaları hazırlanarak müşterilere ulaştırılmış mallara veya hizmetlere ilişkin olmalıdır.
  • Bir markanın kullanımının ciddi kullanım olup olmadığı değerlendirilirken, markanın ticari kullanımını oluşturan tüm faktörler ve durumlar dikkate alınmalıdır. (Markanın ticari kıymetinin gerçek olup olmadığı, özellikle bu kullanımın ilgili ticari sektörde mallar ve hizmetler için pazar oluşturma veya pazar payı yaratma etkileri sağlayabilecek kullanım olarak görülüp görülemeyeceği, vb.)
  • İnceleme konusu vakanın kendi şartları, diğerlerinin yanı sıra, incelenen malların ve hizmetlerin niteliğine, ilgili piyasanın özelliklerine, markanın kullanım sıklığına ve ölçüsüne önem verilmesini gerektirebilir.

Kullanmama Sebebi İle Markanın İptali Davalarında İspat Yükü Davalı Tarafa Aittir

Kullanmama sebebi ile markanın iptaline ilişkin davalarda, markanın Türkiye’de ciddi bir şekilde kullanıldığını davalı şirket tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.

Konuya ilişkin kemikleşmiş Yargıtay kararları da bu doğrultuda olup; bir takım örneklere yer vermek gerekir ise;

Other works that may be of interest to you;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Yazılımların Korunması

Yazılımların Korunması

Yazılımların Korunması – İzmir Avukat

Yazılım Nedir?

Yazılım, bir bilgisayarda donanıma hayat veren ve bilgi işlemde kullanılan programlar, yordamlar, programlama dilleri ve belgelemelerin tümü olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan yola çıkarak yazılımın fikri mülkiyet açısından korunmasını inceleyecek olursak öncelikle Sinai Mülkiyet Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) incelenmelidir.

FSEK kapsamında yazılım kavramına yer verilmemiş olmakla birlikte, bilgisayar programlarına yer verilmiş ve bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları olarak tanımlanmıştır.

Yazılım Patenlenebilir Mi?

Hayır. Patente ilişkin düzenlemeleri içeren Sinai Mülkiyet Kanunu madde 82 kapsamında yalnızca bilgisayar programlarının patent korumasından yararlanamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bilgisayar programlarının bir donanım unsuru ile birlikte patentlenmesi ise mümkündür.

Industrial Property Law

Madde 82- (1) Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilir. (2) Aşağıda belirtilenler buluş niteliğinde sayılmaz. Patent başvurusu veya patentin aşağıda belirtilen konu veya faaliyetlerle ilgili olması hâlinde, sadece bu konu veya faaliyetlerin kendisi patentlenebilirliğin dışında kalır: a) Keşifler, bilimsel teoriler ve matematiksel yöntemler. b) Zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan, kural ve yöntemler. c) Bilgisayar programları. ç) Estetik niteliği bulunan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile bilim eserleri. d) Bilginin sunumu. (3) Aşağıda belirtilen buluşlara patent verilmez: a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar. b) Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitl

Yazılım Telif Kapsamında Korunabilir Mi?

Evet, bilgisayar programları FSEK Madde 2 kapsamında ilim ve edebiyat eserleri içerisinde sayılmış ve telif kapsamında korunabileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda bilgisayar programlarının telif kapsamında korunabilmesi için hususiyet unsurunu taşımaları yeterli olup; telif korunmasından yararlanabilemek için bir sicil kaydı veya başvuru zorunluluğu söz konusu değildir.

Her ne kadar bir kayıt veya tescil zorunluluğu olmasa da bir yazılımın kim tarafından ilk defa üretildiğinin veya sahipliğinin ispatı açısından bir tescil işlemi zorunlu olmamakla birlikte faydalı olabilir.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu

B) Fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri:

I – İlim ve edebiyat eserleri:

Madde 2 – İlim ve edebiyat eserleri şunlardır: 1. Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları,…

İlgili Yargıtay Kararları

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 638 Karar: 2020 / 4396

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09.03.2017 tarih ve 2016/10 E- 2017/55 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.12.2019 tarih ve 2017/3387 E. – 2019/2709 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin “Solidworks” isimli yazılımının eser ve lisans hakkı sahibi olduğunu, müvekkiline ait eserin davalının bilgisayarlarına izinsiz olarak yüklendiğini ve kullanıldığını ileri sürerek FSEK 68 uyarınca telif hakkı bedeli olan 36.576,00 TL’nin 3 katı 109.728,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, müvekkili aleyhinde yapılan 2016/86 D.iş sayılı yapılan tespitin hukuka aykırı olduğunu, işyerinde yazılımın bulunduğu bilgisayarın müvekkiline ait olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/96 D.iş dosyasında alınan raporda davalının işyerinde yapılan inceleme ile bir adet bilgisayarda SolidWorks Premium 7013 programına 28-D2-44-48-R7-CA MAC bilgisayarda 9000-0000-0016-9675-P4DF-35DD seri numarası kullanılarak 29.01.2015 tarihinde yüklenmiş olduğunun tespit edildiği, “SolidWorks” isimli yazılımın bir eser olduğu ve hukuki koruma altında olduğu, tespit raporunda yer alan ekran resimlerinden yazılımın ticari bir iş ile ilgili kullanıldığının anlaşıldığı, izinsiz kullanılan yazılım sürümünün TL cinsinden rayiç bedelin 22.032,00 TL olduğu, FSEK 68 uyarınca 3 kat tazminatın talep edildiği gerekçesi ile 66.096,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçe ile taraf vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 1517 Karar: 2021 / 4527 

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.04.2019 gün ve 2016/1 – 2019/140 sayılı kararı onayan Daire’nin 12.02.2020 gün ve 2019/2968 – 2020/1248 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, “NET CAT” isimli bilgisayar yazılımının mali haklarının davacı şirkete ait olduğunu, davalı işyerinde 05.10.2010 tarihinde yapılan aramada iki adet bilgisayarda davacı şirkete ait “NETCAD” isimli bilgisayar programlarının kurulu olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde kullanımın davacı haklarına tecavüz ve haksız rekabet eylemlerini teşkil ettiğini ileri sürerek FSEK 68. madde uyarınca mutad bedelin 3 katı tutarında olmak üzere şimdilik 10.500,00 TL telif tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 20.05.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 50.000,00 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır. Davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2019 / 1510 Karar: 2021 / 778

Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin bilgisayar programlarının ikinci el olarak alım satımı işi ile iştigal ettiğini, hitap ettiği tüketici kitlesine sattığı ürünlerin ikinci el olduğunu özellikle belirtmek suretiyle satış yaptığını, davacıya ait ürünlerin ilk kullanıcı tarafından yasal yollardan satın alınmasından sonra ikinci el ürün olarak alınıp satılmasının davacının marka hakkını ihlal eder nitelikte bir eylem olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı ….. Bilgisayar Elekt. İletişim Tekn. ve Yay. Dış Tic. Ltd. Şti.’nin davacı … aleyhine ikame ettiği, Microsoft’a ait 2. el bilgisayar programlarının alım satımının telif haklarına tecavüz teşkil etmediğinin tespiti istemine ilişkin davada, yayma hakkının tükenmesi sebebiyle davanın kabulüne karar verildiği ve anılan hükmün temyizi neticesinde, Yargıtay 11. H.D tarafından, bilgisayar programının 2. el satışını yasaklayan OEM lisans sözleşmesi 16. maddesinin 5846 sayılı Yasa’nın 23/2 maddesindeki emredici hüküm karşısında geçerli olmadığı gerekçesi ile onandığı, olayın ceza yargılamasına konu olduğu, ceza yargılaması sırasında aldırılan Adli Tıp raporunda da inceleme konusu davaya konu programlar üzerindeki 166 adet COA etiketinin (Microsoft özgünlük sertifikasının) orijinal olduğunun tespit edildiği, 2. el yazılımın daha önceki kopyaları tamamen silindikten sonra yeniden oluşturularak bu orjinal etiketlerle satışında bir sakınca olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.

Other works that may be of interest to you;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat 9 Daire 59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Fikri Eser Nedir?

Fikri Eser Nedir?

Fikri Eser Nedir? – İzmir Avukat

Eser Nedir?

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Madde 1/B-a kapsamında eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlanmıştır.

Eserin Unsurları Nelerdir?

Kanunumuza göre bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilip koruma altına alınabilmesi için;

  • Fikri bir çabanın ürünü olması,
  • Sahibinin hususiyetini taşıması,
  • Şekillenmiş olması,
  • Kanunda sayılan eser türlerinden birine girmesi, gerekmektedir.

Yasal Mevzuatımız Kapsamında Eser  Çeşitleri

  • İlim ve edebiyat eserleri
    İlim ve edebiyat eserleri şunlardır:
    1. Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları,
    2. Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, Pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri
    3. Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri.
    Arayüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir ögesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar.
  • Musiki eserleri
    Musiki eserleri, her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir.
  • Güzel sanat eserleri
    Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan;
    1. Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi,
    2. Heykeller, kabartmalar ve oymalar,
    3. Mimarlık eserleri,
    4. El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları,
    5. Fotoğrafik eserler ve slaytlar,
    6. Grafik eserler,
    7. Karikatür eserleri,
    8. Her türlü tiplemelerdir.
    Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.
  • Sinema eserleri
    Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.
  • İşlenme ve Derlemeler
    Diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilipte bu esere nispetle müstakil olmıyan ve aşağıda başlıcaları yazılı fikir ve sanat mahsulleri işlenmedir:
    1. Tercümeler;
    2. Roman, hikaye, şiir ve tiyatro piyesi gibi eserlerden birinin bu sayılan nevilerden bir başkasına çevrilmesi;
    3. Musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin filim haline sokulması veya filime alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayıma müsait bir şekle sokulması;
    4. Musiki aranjman ve tertipleri;
    5. Güzel sanat eserlerinin bir şekilden diğer şekillere sokulması;
    6. Bir eser sahibinin bütün veya aynı cinsten olan eserlerinin külliyat haline konulması;
    7. Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde seçme ve toplama eserler tertibi;
    8. Henüz yayımlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi (İlmi bir araştırma ve çalışma mahsulü olmayan alelade transkripsiyonlarla faksimileler bundan müstesnadır.);
    9. Başkasına ait bir eserin izah veya şerhi yahut kısaltılması.
    10. Bir bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veya herhangi bir değişim yapılması;
    11. Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer biçimdeki veri tabanları (Ancak, burada sağlanan koruma, veri tabanı içinde bulunan veri ve materyalin korunması için genişletilemez)
    İstifade edilen eserin sahibinin haklarına zarar getirmemek şartıyla oluşturulan ve İşliyenin hususiyetini taşıyan işlenmeler eser sayılır.

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Other works that may be of interest to you;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Tescili Zorunlu Fikir Sanat Eserleri

Tescili Zorunlu Fikir Sanat Eserleri

Tescili Zorunlu Fikir Sanat Eserleri – İzmir Avukat

Fikir Sanat Eserlerinin Tescil Zorunluluğu

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 13 üncü maddesi ve ilgili yönetmelik kapsamında sinema ve müzik esarlarında yapımcılar tarafından kayıt ve tescil yapılması zorunluluğu getirilmiştir.

FSEK Madde 13/3 – Filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren film yapımcıları ile seslerin ilk tespitini gerçekleştiren fonogram yapımcıları, hak ihdas etmek amacı taşımaksızın, sahip oldukları hakların ihlâl edilmemesi, hak sahipliklerinin belirlenmesinde ispat kolaylığı sağlanması ve malî haklara ilişkin yararlanma yetkilerinin takip edilmesi maksadıyla, sinema ve müzik eserlerini içeren yapımlarının kayıt ve tescilini yaptırırlar. Aynı maksatla, eser sahiplerinin talebi üzerine, bu Kanun kapsamında korunan tüm eserlerin kayıt ve tescili yapılabilir, malî haklara ilişkin yararlanma yetkileri de kayıt altına alınabilir. Beyana müstenit yapılan bu işlemlerden Bakanlık sorumlu tutulamaz. Ancak, kayıt ve tescil işlemlerine esas teşkil edecek işlemlerde, mevcut olmadığını bildiği veya bilmesi icap ettiği veya kendisine ait olmayan malî ve manevî haklara ilişkin yanlış beyanda bulunanlar, bu Kanunda öngörülen hukukî ve cezaî müeyyidelere tâbidirler. Bu Kanun kapsamında yapılan tüm kayıt ve tescil işlemlerine ilişkin ücretler Bakanlık tarafından belirlenir. Kayıt ve tescilin usul ve esasları, ücretlerinin belirlenmesi ile diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.

Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik Madde 5 – …Ayrıca, be li bir mizansen veya senaryo çerçevesinde hareketli ve sesli görüntüleri içermesi nedeniyle sinema eserlerini içeren yapımlar gibi bilgisayar oyunları da hak sahiplerince, sahip olunan hakların belirlenmesi ve haklara ilişkin ispat kolaylığı sağlanması amacıyla kayıt ve tescil yaptırılır.”

Yükümlülüğün Kapsamı Nedir?

  • Müzik Eserleri
  • Sinema Eserleri
  • Bilgisayar Oyunları

Zorunlu Kayıt Başvurusu Nasıl Yapılır?

Başvuruda bulunmak isteyenler kayıt tescil başvuru formları ve sunulması gereken diğer belgeleri içeren başvuru dosyasını incelenmek üzere ilgili meslek birliklerine (müzik eseri içeren yapımlar için MÜ-YAP,MESAM,MSG) iletirler. Başvuru sahipleri ilgili meslek birliklerinin incelemesinden geçirilmiş başvuru dosyası ile birlikte İstanbul Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğüne başvururlar.

2022 Yılı Tescil Başvuru Ücretleri                                                                                   

ESERİN TÜRÜTESCİL ÜCRETİBANDROL ÜCRETİ
YERLİ MÜZİK:1177,230.033
İTHAL MÜZİK:1177,230.033
YERLİ SİNEMA:1177,233,50
İTHAL SİNEMA:1177,233,50
YERLİ OYUN1177,230.033
İTHAL OYUN1177,230.033
İTHAL MAMUL MÜZİK:235,450.033
İTHAL MAMUL SİNEMA (DCP-35 MM-LD)235,453,50
İTHAL MAMUL SİNEMA (DVD-VCD-BLURAY)235,450.033
İTHAL MAMUL OYUN235,450.033
ÜÇ VE DAHA AZ ESER İÇEREN FONOGRAMLAR:294,310.033
Kaynak: https://www.telifhaklari.gov.tr/Kayit-Tescil-Zorunlu-Kayit-Tescil

Other works that may be of interest to you;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Telif Nedir?

Telif Nedir?

Telif Nedir? ⎸ İzmir Avukat

telif hakkı

isim, hukuk

Bir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu eserden doğan haklarının hepsi, telif, yazar hakkı, röyalti.

Telif Hakkı Nedir?

Telif hakkı, Telif Hakları Genel Müdürlüğü kapsamında belirtili tanımı ile “Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklardır.”.

Telif Hakkı Hangi Yasal Mevzuat Kapsamında Düzenlenmiştir?

Telif hakkı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile ilgili yönetmelikleri ile düzenlenmiştir.

Telif Hakkının Kapsamına Giren Haklar Nelerdir?

5846 Sayılı Kanunda eser sahibine ilişkin haklar mali ve manevi haklar şeklindedir.

Manevi Haklar:

  • Umuma arz hakkı
  • Adın belirtilmesi yetkisi,
  • Eserde değişiklik yapılmasını men etme yetkisi
  • Eser sahibinin malik ve zilyede karşı haklar

Mali Haklar ise;

  • İşleme Hakkı (md. 21): Diğer bir eserden yararlanmak suretiyle bu esere oranla bağımsız olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat ürünleri meydana getirme hakkı,
  • Çoğaltma Hakkı (md. 22): Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak nüshasının veya nüshalarının çıkarılmasıdır.
  • Yayma Hakkı (md. 23): Bir eserin aslını veya çoğaltılmış fiziki nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtma hakkıdır.
  • Temsil Hakkı (md. 24): Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkıdır
  • Umuma İletim Hakkı (md. 25): Bir eserin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının radyo-TV , uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanmasıdır.
  • Pay ve takip hakkı (md. 45).

Telif Hakkı Ne Kadar Süre İle Koruma Sağlar?

Koruma süresi, eser sahibi yaşadığı sürece ve ölümünden itibaren 70 yıldır.Eser sahibi tüzel kişiyse, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır. Sahibinin ölümünden sonra alenîleşen eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.Eser sahibi belli değilse, koruma süresi eserin alenîyet kazanmasından itibaren 70 yıldır.

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Other works that may be of interest to you;

Çalışan Buluşları

Çalışan Buluşları | İzmir Avukat

Mevcut bir soruna daha iyi çözüm getiren yeni bir aşamaya buluş denir. Şirketler, araştırma ve geliştirme süreçleri kapsamında ARGE departmanlarında, iş görme borcu buluş olan personel istihdam etmektedirler.

Çalışan buluşlarına ilişkin olarak Türk Borçlar Kanununun 427. maddesinde, “hizmet buluşları üzerinde işçinin ve işverenin hakları, bunların kazanılması ile diğer sınaî ve fikrî mülkiyet hakları konusunda özel kanun hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Konu hakkında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda ise sadece çalışan buluşları değil, çalışan tasarımlarına ilişkin özel hükümler de bulunmaktadır. Kanunda “çalışan buluşu” kavramına yer verilmekle birlikte, iş hukuku ve iş yargılaması bakımında “işçi buluşu”, “işçi tasarımı” ibareleri kullanılabilecektir. 

6769 sayılı Kanunda çalışan buluşları iki şekilde düzenlenmiştir. Buna  göre, hizmet buluşu, çalışanın, bir şirket kapsamında yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak, iş ilişkisi sırasında yaptığı buluştur (m.113/1). Hizmet buluşu dışında kalan buluşlar ise, “serbest buluş” olarak kabul edilir (m.113/2).

İş ilişkisi sırasında gerçekleştirilen buluşun serbest buluş mu yoksa hizmet buluşu mu olduğu konusunda ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermek amacıyla kanuna getirien düzenleme ile işçi, iş sözleşmesi ilişkisi içindeyken serbest bir buluş yapması halinde de bunu geciktirmeden işverene bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Kanuna göre, bildirimde, buluş ve gerekiyorsa buluşun gerçekleştirilme şekli hakkında bilgi vermek suretiyle, buluşun gerçek bir serbest buluş sayılıp sayılmayacağı konusunda işverenin bir kanaate varabilmesi sağlanır (m.119/1).

İş sözleşmesinden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça işçilerin bir işletmede yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımların hak sahibi işverendir (m.73/1). Buna karşılık, işçilerin bulunduğu işyerindeki genel faaliyet konusu bilgi ve araçlardan faydalanmak suretiyle birinci fıkra kapsamı dışında yaptığı tasarımların hak sahibi ise, talep edilmesi hâlinde, işverenleridir (m.73/2).

İşverenin çalışana bir bedel ödeme yükümlülüğü

6769 sayılı Kanunun m. 114/I hükmüne göre, “Çalışan, bir hizmet buluşu yaptığında, bu buluşunu yazılı olarak ve geciktirmeksizin işverene bildirmekle yükümlüdür. Buluş birden çok çalışan tarafından gerçekleştirilmişse, bu bildirim birlikte yapılabilir. İşveren, bildirimin kendisine ulaştığı tarihi, bildirimde bulunan kişi veya kişilere gecikmeksizin ve yazılı olarak bildirir”.

Yargıtay’a göre aksi kanıtlanmadığı sürece buluşun bildirimde belirtilen kişiye ait olduğunun kabulü gerekir (Yarg.11. HD, 24.4.2017, E.2015/14065 K.2017/2349).

İşveren hizmet buluşu üzerinde tam hak talep ederse, çalışan makul bir bedelin kendisine ödenmesini işverenden isteyebilir. Kanunda işverenin hizmet buluşu üzerinde kısmi hak talep etmesine ilişkin olarak, işveren eğer buluşu kullanırsa bu durumda işçinin makul bir bedelin kendisine ödenmesini isteme hakkı doğacağı hüküm altına alınmıştır. (m. 115/6).

İşverenin hizmet buluşuna ilişkin kısmi veya tam hak talebinde bulunmasını takiben bedel ve ödeme şeklî, işveren ile çalışan arasında imzalanan sözleşme veya benzeri bir hukuk ilişkisi hükümlerince belirlenir (m.115/9). Hizmet buluşu birden çok çalışan tarafından gerçekleştirilmişse, bedel ve ödeme şekli her biri için ayrı ayrı belirlenir (m.115/10). İşçinin, işgörme edimi gereği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak yapmış olduğu tasarımın önemi de dikkate alınarak tespit edilecek bir bedel isteme hakkı bulunmaktadır. Taraflar bu bedel konusunda anlaşamadıkları takdirde söz konusu bedel mahkeme tarafından tespit edilir (m.74/1).

6769 sayılı Kanunda çalışan buluşlarına ilişkin hükümler iş hukukunun yapısına uygun olacak şekilde nispi emredici olarak düzenlenmiş olup, bunlara aykırı olacak şekilde çalışanların aleyhine düzenleme ve uygulama yapılamaz. Bu bağlamda tarafların işçi buluşlarına ilişkin sözleşme yapma serbestliği, hizmet buluşlarında patent verilmesi için yapılacak başvurudan; serbest buluşlarda ise çalışanın işverene yapacağı bildirim yükümlülüğünden sonra başlar (m.117/1). Ayrıca işçi ve işveren arasında hizmet buluşları ile serbest buluşlara ilişkin olarak yapılan sözleşmeler, çalışan buluşlarıyla ilgili emredici hükümlere aykırı olmasa dahi, önemli ölçüde hakkaniyetle bağdaşmıyorsa geçersiz sayılır. Aynı husus belirlenen bedel için de geçerlidir (m.117/2).

Kanunda sözleşmenin veya belirlenmiş olan bedelin hakkaniyete aykırı olduğuna ilişkin itirazlar hakkında bir süre öngörülmüştür. Buna göre, bu itirazlar iş sözleşmesinin bitiminden itibaren en geç altı ay içinde yazılı olarak ileri sürülebilir (m.117/3).

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

İş Hukuku Kapsamında Hazırladığımız Diğer Çalışmalarımız;

İzmir İş Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Tekzip Ne Demek?

Tekzip Ne Demek? | İzmir Avukat

tekzip, 

isim, (tekzi:bi), Arapça tekẕīb

Yalanlama

Tekzip veya “Düzeltme ve Cevap Hakkı”, 5187 Sayılı Basın Kanunu Madde 14 ile düzenlenmiş olup; süreli yayınlar aracılığı ile kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal eder nitelikte bulunan gerçeğe aykırı yayımlara yönelik kişilere söz konusu ihlali gerçekleştiren yayınlarda kendi metinlerini yayımlama hakkı tanımaktadır.

Tekzip Metni;

  • İhali gerçekleştiren yayın, süreli bir yayın olmalı
  • Tekzip Metni ihlalden iki ay içerisinde gönderilmeli
  • Tekzip metninde suç unsuru veya üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı unsurlar yer almamalı
  • Tekzip metni, ihlale konu yazıdan uzun olmamalı; ihlale konu içerik yirmi satırdan az veya bir görsel ise cevap otuz satırı geçmemeli

Tekzip metnini teslim alan yayınlar günlük süreli yayınlarda en geç üç gün içerisinde, diğer süreli yayınlarda ise teslim tarihinden üç gün geçmesinden sonraki ilk nüshada, ilgili ihlalin gerçekleştirildiği yayının yer aldığı sayfa ve sütunda, aynı pınlılar ve aynı şekilde, hiçbir düzeltme ve ekleme yapılmaksızın yayımlanmalıdır.

Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanmalıdır.

Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.

Tekzip Hakkının İhlali ve Görevli Mahkeme

Düzeltme ve cevabın belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, yukarıda belirtili şekil şartlarına aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili makamın kararı kesindir.

Düzeltme ve cevabın yayımlanmaması
Madde 18-
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili on milyar liradan yüz elli milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ağır para cezası, bölgesel süreli yayınlarda yirmimilyar liradan, yaygın süreli yayınlarda ellimilyar liradan az olamaz. Sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen ağır para cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili ile birlikte müteselsilen sorumludur. Düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması hallerinde hâkim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere, bu yazının tirajı
yüzbinin üzerinde olan iki gazetede ilân şeklinde yayımlanmasına da karar verir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/3007 E. 2018/6274 K.

Yeni Asır Gazetesinin 24.05.2017 tarihli nüshasının 1. ve 20. sayfalarında yer alan “CHP’Yİ SARSAN MESAJ” ve “CHP’de Dolandırıcılık İddiası” başlıklı haberlerin içeriğinde, İzmirli MYK üyesi olan başvuran hakkında bir sosyal medya paylaşımında, İzmir esnafını dolandırdığından bahisle hakkında yapılan şikayeti haber yaptığı, paylaşım hakkında yapılan yorumların içeriğinde başvuranın şeref ve haysiyetini hedef alan bir ifadede bulunulmadığı, ancak sadece parti içinde çıkan tartışmalara değinildiği anlaşılmakla haberdeki ifadelerin basın özgürlüğü kapsamında nitelendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan haberin ardından noter aracılığıyla adı geçen gazetenin sorumlu yazı işleri müdürüne gönderilen tebligatın işyerinde daimi çalışana tebliğ edildiği ancak muhatabın işyerinde geçici olarak olmamasının sebebinin ve evrakı alan kişinin muhatap adına tebliğ almaya yetkili memur veya müstahdem olup olmadığının açıkça yazılmadığı, dolayısıyla tebligatın 7201 sayılı TK’nın 17. ve 20. maddelerinde yazılı usule aykırı olarak yapıldığı, usulsüz tebligat nedeniyle adı geçen gazetenin sorumlu müdürünün düzeltme ve cevap metnini süresinde yayımlamamasından dolayı sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden, İzmir 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/08/2017 tarihli ve 2017/4005 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre; düzeltme ve cevap metninin yayımlanmamasına, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/4450 E. 2016/2211 K.

Mercii Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2010 tarih ve 2010/115 değişik iş sayılı kararı her ne kadar Ali O….. adına tebligata gönderilmiş ise de; tebligatın gazete sorumlu yazı işleri müdürlüğü adresine çıkartılması, ekinde mercii kararı olduğunun belirtilmesi, 29/04/2010 tarihinde usulüne uygun olarak adreste tebliğ edilmiş olması ve sanığın da 26/02/2010 tarihinden itibaren sorumlu yazı işleri müdürü olarak görevlendirilmesi, mercii kararının tebliği tarihinde sorumlu müdür olan sanığın mahkeme kararının gereğini yerine getirmesinin gerekmesi, ayrıca sanık hakkında 05/07/2010 tarihli iddianameyle kamu davasının açılmasını müteakip mercii kararından haberdar olmasına rağmen mahkeme kararının gereğini yerine getirmeyerek cevap ve düzeltme metnini yayımlamama kastını açıkça ortaya koyması karşısında, cevap ve düzeltme metninin yayımlanmasına dair itiraz mercii kararının önceki sorumlu müdür adına çıkarıldığı ve tebliğ tarihinde sanığa yapılmış bir tebligat bulunmadığından bahisle sorumlu tutulamayacağının kabulü halinde cevap ve düzeltme metninin yayımlanmasına muhatap gazete sorumlu müdürlerinin herhangi bir sebeple görevlerinden ayrılıp yerlerine yeni bir sorumlu müdürün görevlendirilmesi ve tebliğin önceki sorumlu müdür adına çıkarılması halinde kesinleşmiş mahkeme kararlarının yerine getirilmesinin imkansız hale geleceği ve şeref ve haysiyeti ihlal edilen veya hakkında gerçeğe aykırı yayım yapılan kişilerin hakim kararına rağmen korumasız kalacakları gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,

Kanuna aykırı ve katılanın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Fotoğraf ve Telif Hukuku

Fotoğraf ve Telif Hukuku | İnternetteki Fotoğrafların Kullanılması | İzmir Marka Avukatı | Efes Hukuk Bürosu


 Bu çalışmamız kapsamında özellikle internet üzerinde yer alan fotoğrafların kullanımına ilişkin mevzuat ve mahkeme kararlarına yer vereceğiz. Öncelikle önemle uyarmak gerekir ki internet üzerinden elde ettiğiniz bir fotoğrafı kullanmak sureti ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu başta olmak üzere, Türk Ceza Kanunu ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında bir çok ihlal gerçekleştirebilir; idari ve cezai yaptırım ile karşılaşabilirsiniz. Bir başka deyişle arama motorları üzerinden veya 3. kişilerin internet siteleri üzerinden elde ettiğiniz fotoğraf ve görsel içerikler bu içeriklerin sahibinin onayı olmaksızın kullanılamaz. Yaygın uygulamanın aksine Google görseller üzerinden elde etmiş olduğunuz görsel içerikler dilediğiniz gibi kullanabilecek olduğunuz bir görsel veri tabanı değildir.

Yasal Mevzuat

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)

FSEK kapsamında fotoğraflar içerdikleri unsurlara göre; “ilim ve edebiyat eserleri”(Md. 2/3) veya “güzel sanat eseri” (Md. 4/5) kabul edilebilir. Kişilerin portreleri ise Madde 86 kapsamında ayrıca düzenlenmiştir. FSEK kapsamında henüz alenileşmemiş bir eserden her ne şekil ve tarzda olursa olsun faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. (Madde 20). Ayrıca yine FSEK kapsamında esere ilişkin gerçekleştirilen haksız fiil neticesinde uygulanacak cezalar Madde 71 kapsamında düzenlenmiştir.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)

İnternet üzerinden elde etmiş olduğunuz fotoğrafın KVKK yönünden incelemesinde de diğer mevzuatlar ile paralel bir şekilde somut olayın unsurları gözetilerek bir inceleme yapılması gerekmektedir. Her halükarda kişisel verileri içeren aleni bir görsel içeriğin aleniyet amacı dışında işlenmesi durumunda KVKK Madde 18 kapsamında yüklü idari para cezası yaptırımları ile karşılaşılması mümkündür.

Türk Ceza Kanunu (TCK)

İnternet üzerinden elde edecek olduğunuz görsel içeriklerin taşıdığı kişisel veriler gözetildiğinde TCK Madde 134 ve devamında özel hayatın gizliliği ve kişisel verileri  hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarının oluşabilecek olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Mahkeme Kararları

YARGITAY, 11. HUKUK DAİRESİ, E. 2007/12297, K. 2009/1332, T. 6.2.2009

… Ancak, davacı tarafça söz konusu fotoğraf eser niteliğinde olmasa dahi, kendisine ait internet sitesinden izinsiz olarak alınarak, davalının internet sitesi ve dergi nüshalarında çoğaltılıp yayınlanmasının haksız rekabet oluşturduğu da iddia edilmiştir. 5846 sayılı FSEK.nun 84/1 ve 3 üncü fıkralarına göre; eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğrafı nakle yarayan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı fotoğrafın üçüncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayınlanmasını men edebilir. Bu madde ile korunan fotoğrafı kayda yarayan bir vasıta üzerine tespit eden veya ticari maksatla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse olup, koruma tespit ve çoğaltma üzerindedir. Somut uyuşmazlıkta, davacının kızına ait fotoğrafı kendisinin çektiğine ve yine pikselart konusunda dersler verdiği “www.yasamdersleri.com” adlı internet sitesinde yayınlayıp çoğalttığına dair iddiasına karşılık, davalı tarafça söz konusu fotoğrafın aleniyet kazandığı, telif tazminatı talep edilebilmesi için eser niteliğinde olması gerektiği, fotoğrafın “www.google.com” sitesinden elde edilip copyright ( telif hakkı ) uyarısı bulunmadığı savunmalarında bulunulmuştur. O halde, fotoğrafın davacı tarafından tespit edilip kendi internet sitesinde yayınlandığı hususları yanlar arasında çekişme konusu değildir. Nitekim, fotoğrafı çekilen davacının kızı tarafından davalı aleyhine açılan manevi tazminat davasının görüşüldüğü İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.07.2006 tarih ve 941/204 sayılı kararda da davacının kızının fotoğrafının davacıya ait internet sitesinde bulunduğu belirtildiği gibi, davacı da bu hususta gerektiği takdirde kızının tanık olarak dinlenebileceğini belirtmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 5846 sayılı FSEK.nun 84 üncü maddesi yönünden değerlendirilmeksizin, bu davada uygulama yeri bulunmayan aynı Yasa’nın 86 ncı maddesine dayalı olarak davacının fotoğraf üzerinde hak sahipliğinin kanıtlanamadığına ilişkin mahkeme görüşünde isabet bulunmamaktadır.

For more detailed information you can visit our Contact page.

Other works that may be of interest to you;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Ambiguity Between Brands in Supreme Court Decisions

Yargıtay Kararlarında Markalar Arası İltibas | İzmir Lawyer | İzmir Hukuk Bürosu

İltibas Kavramı

isim, eskimiş, (iltiba:sı), Arapça iltibās

Andırışma.

İltibas hukukumuzda tescilli marka ile ilişkilendirilme ve karıştırılmaya yol açma anlamında kullanılmaktadır. İltibasın söz konusu olduğunda, kişi mal ve hizmetler bakımından tescilli marka ile iltibasa sebebiyet veren markanın birbirinden farklı olmadığı ve aynı süje olduğu yanılgısına kapılmaktadır.

Mevzuat Kapsamında Markalar Arası İltibas

Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller
Madde 29
– (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas
alınır.

SINAİ MÜLKİYET KANUNU

Ambiguity Between Brands in Supreme Court Decisions

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2015/6266 K. 2016/81

Somut olayda, davacı “ZARA” esas unsurlu markalarına dayanmış olup davalı Y. K.’nın tescil başvurusuna konu marka “AZARA GOLD” ibaresinden müteşekkildir. Buna göre, işaretler arasında yazılış ve telaffuz yönünden farklılıklar olduğu gibi anlamsal açıdan da bir benzerlik bulunmadığı, ayrıca işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimin de iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik taşımadığının kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2011/15498 K. 2013/11572

Dava konusu başvuru, Türkçe karşılığı “Bayan İnce” anlamına gelen “Miss Slim” kelimelerinden oluşmaktadır. Davacının itirazına dayanak markaları ise “Mis” asıl unsurunu içermektedir. 556 Sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca işaretler arasında iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılacak değerlendirmede inceleme konusu işaretler arasında görsel, işitsel, anlamsal ve yazılış benzerlikleri ve işaretlerin bir bütün olarak ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde bıraktığı genel izleniminin dikkate alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta işaretler arasında anlamsal farklılıklar olduğu gibi yazılış ve telaffuz açısından da bir benzerlik bulunmadığı, ayrıca işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimin de iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik taşımadığı görülmüştür. Bu bakımdan açılan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2012/13202 K. 2013/10026

Davacı vekili, davacının “CAN KÖFTE AKHİSAR+şekil” ibareli marka başvurusunun TPE Markalar Dairesi’nce dava dışı şirkete ait “CAN ŞEKERLEME” ibareli markaya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gerekçe gösterilerek 556 Sayılı KHK’nın 7/1 ( b ) maddesi uyarınca reddedildiğini, davacı tarafından bu karara yapılan itirazın da TPE YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, başvurunun red gerekçesi markayla benzerliğinin bulunmadığını ileri sürerek; başvurunun reddine dair TPE YİDK’nın ilgili kararının iptalini ve müvekkiline ait marka başvurusunun ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir… benzerliğin, genel tüketici niteliğini haiz ortalama tüketici kitlesi nezdinde ilk bakışta ayırt edilemeyecek düzeyde olmadığı, TPE’nin ancak itiraz halinde aynı KHK’nın 8/1- ( b ) bendine göre yapabileceği incelemeyi re’sen yaptığı gerekçesiyle, davanın kabulüne TPE YİDK’nın 2011-M-3498 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir….Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2015/3353 K. 2015/9386

Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru markası ile davacı markasının tescil kapsamlarının aynı tür olduğu, anlamsal açıdan ise farklı oldukları, başvuru markasındaki “N…” kelimesinin ortaklığına karşın, ek kelime sebebiyle görsel, kavramsal ve işitsel açıdan farklılaştığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ayrıca, markanın tanınmış olduğu ileri sürülmüş ise de, başvuru markasının bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı markasına benzer olmaması ve KHK’nın 8/4 maddesindeki risklerin varlığının ispat edilememesi sebebiyle bu maddenin uygulanması imkanının bulunmadığı, davacı tarafça ticaret unvanının “N…” ibaresini taşıması nedeniyle KHK’nın 8/5 maddesindeki imkandan yararlanmak istenilmiş ise de, “N…” ve “N…” ibarelerinin bir bütün olarak birbirlerine benzemedikleri ve davacı şirketin tescil kapsamında kalan mal ve hizmetlere ilişkin bir faaliyeti ispat edilemediğinden bu maddenin uygulama imkanının da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2016/222 K. 2017/3858

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu ürünlerin görselleri ya da ambalajlarının da marka olarak tescil edilmesine imkan bulunduğu, başvurunun, davacı marka, tasarım ve fiili kullanıma konu ürün ve ambalajları ile hiç bir benzerliğinin olmadığı, marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarını sağlayacak düzeyde İŞİTSEL, GÖRSEL, KAVRAMSAL VE GENEL İZLENİM İTİBARİYLE BENZERLİK BULUNMADIĞINI, BU İŞARETLER ARASINDA BAĞLANTI KURULMASININ İMKAN DAHİLİNDE GÖRÜLEMEYECEĞİ, DAVACININ BENZERLİK, TANINMIŞLIK, VE KÖTÜ NİYETLİ BAŞVURU İDDİALARINI İSPAT EDEMEDİĞİ GEREKÇESİYLE, DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMİŞTİR.

Other works that may be of interest to you;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079