Author Archives: Av. Dilek Yavuz Uysal

Annelerin Hukuki Hakları

Annelerin Hukuki Hakları

Annelerin Hukuki Hakları | İşçi & İşveren Avukatı | İzmir Lawyer | İzmir Hukuk Bürosu

DOĞUM İZNİ

  1. Labor Law |‘nun 74. maddesine göre; “Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Doktor onayı ile , çalışan kadın isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar çalışarak kalan iznini doğum sonrasında kullanabilir. (çoğul gebeliklerde +2 hafta olarak hesaplanır.)
  2. Annenin erken doğum yapması halinde ise, doğumdan önce kullanamadığı izinler de doğum sonrasına eklenir.
  3. Anne doğumda veya izin süresinde vefat ederse doğum sonrası kullanılmayan süreler babaya kullandırılır.
  4. Ek olarak; 3 yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinen kişiye, çocuğun fiili teslim tarihinden itibaren 8 hafta analık hali izni kullandırılır.

DOĞUM SONRASI İZİN

6 ay ücretsiz izin hakkı mevcuttur. İşveren bu izni kullandırmak zorundadır. Ücretsiz izin sonrasında ise, yarı zamanlı çalışma izni hakkı devreye girer. Birinci doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün , sonraki doğumlarda ise 180 gün süreyle yarı çalışma talep edilebilir. Bu durumlarda işveren, işçiye yarı zamanlı çalıştırarak yarı tutarda maaş ödeyecektir.

SÜT İZNİ

Süt izni, 4587 sayılı Labor Law | esas alındığında, kadın çalışanlara bir yaşından daha küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam olarak bir buçuk saat süt izni verilmektedir. Bu izin süresinin hangi saatler arasında ya da kaça bölünerek kullanılacağını kadın çalışan kendisi belirlemektedir. Bu süre annenin günlük çalışma süresinden sayılmaktadır.

654 sayılı Devlet Memurları Kanunu‘na göre ise, Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izin verilir.

Son olarak, izin saatlerini birleştirerek işe gelmemezlik yapılamaz. Zira kanunen tanınan bu hakkın amacı, bebeğin her gün beslenmesidir. Fakat elbette aksi işveren ve işçi tarafından belirlenebilir.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Etiketler: Annelerin Hukuki Hakları, Anne Adaylarının Hukuki Hakları, Süt İzni, Doğum İzni, Doğum Sonrası İzin, İş Kanunu, İzmir avukat, İzmir Hukuk Avukatı, İzmir Hukuk Bürosu, İşçi Avukatı, İşveren Avukatı

HAGB (Suspension of the Pronouncement of the Verdict) and Postponement of the Prison Sentence

HAGB | Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılası | Ceza Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Avukatlık Bürosu

HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) ve Hapis Cezasının Ertelenmesi konuları ile karıştırılabilen Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi hakkında;

Kamu davası, takibi şikayete bağlı suçlarda şikayet şartının gerçekleşmesiyle; takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda ise suç haberinin alınması üzerine, Cumhuriyet savcısının suç ile ilgili gerekli araştırmaları yaparak uyuşmazlığı yargı önüne taşımasıdır.

Cumhuriyet savcısı, suç işlendiğinde araştırma yapmak, delil toplamak ve dava açmak, davayı sonuna kadar takip etmek zorundadır. Türk Ceza Kanununun 170. maddesinde yazılı bu kural, ceza davasının mecburiliği ilkesidir. Kamu davasının mecburiliği ilkesinin istisnası, Cumhuriyet savcısının kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı vermesidir.

Kamu davası açılmasının ertelenmesi ile ceza erteleme veya infazın ertelenmesi kavramları sıklıkla karıştırmakla birlikte; ceza erteleme, mahkumiyet neticesinde verilen hapis cezasına cezaevinde infaz edilmemesi, dışarıda denetim süresi içinde geçirilmesi; infazın ertelenmesi ise kesinleşen hapis cezasının infazının ertelenmesi, yani hükümlünün cezasını cezaevinde infaz edeceği tarihin ertelenmesi anlamına gelmektedir.

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ise ; kamu davası açmak için yeterli şüpheye ulaşan savcının iddianame düzenleyerek kamu davası açması yerine şüpheli hakkında dava açmayı 5 yıl süreyle ertelemesidir.

Şartları

Ceza muhakemesi usulü kanununun 171/2. maddesi “Uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet Savcısı, üst sınırı 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir” şeklindedir. Yine kanunun 171/3. maddesinde kamu davasının açılmasının ertelenmesinin şartları düzenlenmiştir.

Buna göre aşağıdaki şartlar birlikte gerçekleşmelidir:

  1. Suçun konusu ön ödeme ve uzlaştırma kapsamında bir suç olmaması
  2. Suçun adli para cezası veya üst sınırı 3 yılı aşmayan hapis cezası gerektiren suçlardan olması
  3. Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması
  4. Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi
  5. Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması
  6. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmiş olması

Kanunun 171/6. maddesi;
a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,
b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar,
c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar söz konusu ise kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verilemeyeceği düzenlenmiştir.

HAGB Kararına İtiraz

Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir. Suçtan zarar gören veya şüpheli kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.


Yükümlülükler Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.

Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturma ile bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.


Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçlarında Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde düzenlenen suçlardan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun 171. maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.

Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.

Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

Erteleme süresi içinde işlenen uyuşturucu madde kullanma, kullanmak için satın alma, bulundurma veya kabul etme suçu için ayrı bir soruşturma açılmaz. Erteleme süresi içinde ikinci kez suç işlenmesi sadece kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının yükümlülüklerinin ihlal nedeni olarak kabul edilir.

HAGB Kararına İtiraz Halinde Aleyhe Bozma/Değiştirme Yasağı Nedir?

Aleyhe bozma/değiştirme yasağı yalnızca sanık lehine temyiz veya istinaf başvurusu yapıldığında hükmün sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde değiştirilememesidir. Örneğin, tehdit suçu nedeniyle sanık bir yıl hapis cezasına mahkum edilmiş ve yalnızca sanık lehine istinaf başvurusu yapılmışsa; istinaf mahkemesi, sanığa az ceza verildiği kanaatinde olsa bile aleyhe bozma/değiştirme yasağı nedeniyle hükmü bozamayacaktır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz halinde, aleyhe bozma/değiştirme yasağı ilkesi dikkate alınır. Yargıtay kararlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kanun yoluna sanık lehine başvurulduğunda, bozma üzerine verilecek cezanın ilk verilen cezadan daha fazla olamayacağını kabul etmektedir.

Konuyla ilgili hukuki destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Other works that may be of interest to you;

Izmir Criminal Lawyer

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Kira İlişkisinde İki Haklı İhtar

Kira İlişkisinde İki Haklı İhtar

Kira ihtar | İzmir Avukat | İzmir Avukatlık Bürosu

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Madde 352/2 uyarınca; kiraya veren, kiracıya kira bedelini ödemediği için yazılı olarak iki haklı ihtar göndermiş ise, açacağı dava ile kira sözleşmesini sona erdirebilir. Kiraya veren, kira bedelinin ödenmemesi ya da geç ödenmesi nedeni ile bir yıl içerisinde iki defa haklı yazılı ihtarname gönderdiği kiracı aleyhine tahliye davası açma hakkına sahiptir.

İki haklı ihtar sebebiyle tahliye davası açılabilmesi için ise ;

  • Kiracı iki haklı ihtara sebebiyet vermelidir. (iki ayrı aya ilişkin kira borcunu ödememek gibi)
  • Bu iki ihtar, bir kira yılı içerisinde iki farklı aya ait olmalıdır.
  • İhtarlar, muaccel olan kira bedeli alacağına ait olmalıdır.

Söz konusu ihtarların noter üzerinden yapılmış olma şartı bulunmamaktadır. Kiracı aleyhine icra takibi açılması da bu da ihtar yerine geçmektedir.

Türk Borçlar Kanunu

MADDE 352- Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir. Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir. Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.

Tahliye Davası Nedir?

👉🏻Tahliye davasını ise şöyle tanımlayabiliriz. Kira sözleşmesinin mahkeme kararı ile sona erdirilmesine yönelik olarak açılan, kiraya verenin kanunda belirtilen nedenlerle taşınmazın boşaltılması için açmış olduğu davadır. Tahliye davası sonucunda mahkeme tarafından davanın kabulüne ve kiracının tahliyesi yönünde karar vermesi halinde kiraya veren, kiracı aleyhine ilamlı icra takibi başlatabilecektir. Kiraya veren, mahkemenin vermiş olduğu ilam ile birlikte icra takibi başlatarak kiracının taşınmazdan çıkarılmasını talep edebilecektir. Taşınmazın tahliyesi yönünde verilmiş bir karar taşınmazın ayni haklarına dair hüküm olmadığından karar kesinleşmeden icra takibine konulabilecektir. Kiracı ilamlı icra takibine karşı itiraz etse dahi icra takibini durduramayacaktır. Tahliye davası için hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.

Peki tahliye davası ne zaman açılır?

Kiracı tahliye davasının açılabilmesi için bazı kurallar var. Eğer kira sözleşmesi süreli ise tahliye davasın kira sözleşmesinin sona ermesi ile açılabilir. Kira sözleşmesinin bitmesinden itibaren 1 ay içinde tahliye davasının açılması gerekmektedir.

Eğer kira sözleşmesi süresizse fesih ve bildirim sürelerine göre sözleşmenin sona ereceği tarihi belirlemek gerekiyor. Bu tarihten itibaren 1 ay sonra tahliye davası açılabilir. Örneğin kira sözleşmesi 20.05.2021 tarihinde sona eriyorsa mal sahibinin 20.06.2021 tarihine kadar tahliye davasını açması gerekmektedir.

Kira ve Taşınmaz Hukukuna İlişkin Diğer Yazılarımız İçin;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Taşınmaz Sahipleri ve Kiracıları İlgilendiren Kira Artış Miktarı Nasıl Belirlenir?

Kira Artış Miktarı | Kira Hukuku | İzmir Avukat | İzmir Avukatlık Bürosu

Kira Artış Miktarı Nasıl Belirlenir? Cevap basit. Kira artışları TÜFE ile sınırlıdır. Bu oran, her ay Türkiye istatistik kurumu (TÜİK) tarafından açıklanıyor.

Türk Borçlar Kanunu

Madde 344 – ”Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.” Şeklindedir.

Buna göre;

  1. Kira sözleşmesinde TÜFE’den daha düşük oranda bir artış yapılması öngörülmüşse kira artış miktarı sözleşmede belirtilen oran üzerinden yapılır.
  2. Kira sözleşmesinde belirlenen ya da kiraya verilen tarafından ileri sürülen oran TÜFE’den yüksekse, TÜFE artışı yeterli olup üzerinde bir artış yapılmaz.
  3. Kira artışlarındaki TÜFE sınırı hem işyeri, hem de konut kiralarında uygulanır.

İzah edilen tüm bu hususların sözleşme esnasında sizin lehinize olacak şekilde düzenlenmesi için bir avukatın hazırlayacağı kira sözleşmeleri bu sebeple ileride size karşı uzun yıllar avantaj sağlayacaktır.

Mal sahibi / kiraya veren bu oranın üzerinde artış talep edemez. Karşılaştırma yapılması için, 2021 yılına ait olan birkaç aydaki kira artış sınırlarını aşağıda bulabilirsiniz:

•Ekim: %11.47
•Eylül : %11.27
•Ağustos: %11.51
•Temmuz: %11.88
•Haziran: %12.10

Kira ilişkisi kapsamında doğan uyuşmazlıklara yönelik bizimle İletişime page.

Kira ve Taşınmaz Hukukuna İlişkin Diğer Yazılarımız İçin;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Veraset İlamı Nasıl Sorgulanır?

Veraset İlamı | Veraset İlamı Sorgulama | Miras Avukatı | İzmir Lawyer | İzmir Hukuk Bürosu

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

▶️ Ölüm olayı ile birlikte ölen kişinin alacak ve borçlarından mirası reddetmemiş mirasçıları, tüm şahsi mal varlıklarıyla sınırsız ve müteselsilen sorumludurlar.

▶️ Vergi hukuku açısından ise mükellefin vergi borçlarından mirasçılar hisseleri oranında sorumludurlar.

▶️Ölüm sonrası terekenin paylaşımını gösteren hukuki belge niteliğindeki veraset ilamı çıkarılması ile mirasçıların hisseleri ve dolayısıyla sorumlulukları ortaya çıkmaktadır.

▶️Diğer yandan Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu kapsamındaki düzenlemeler ışığında ölen kişinin vergilerinin ödenmesi ve verilmesi gereken beyannamelere de dikkat edilmesi cezaya maruz kalmamak açısından önemlidir.

Veraset İlamı Sorgulama

E-devlet üzerinden Sorgulama Sayfası İçin Aşağıdaki Butona Basabilirsiniz.

Veraset İlamı Nereden Alınabilir

Notere bir dilekçe ile başvuru yapılarak alınabilir. Notere verilen nüfus kayıt örneği ile TC kimliği sayesinde, tek bir mirasçı tarafından başvuruda bulunarak teslim alınabilir. Fakat; mirasçılar içinde yurtdışında yaşayan ya da yabancı uyruklu olanlar var ise veya herhangi bir anlaşmazlık oluşmuşsa böyle durumlarda belgeyi Sulh Mahkemesinde dava açarak almak gerekecektir.

İlgili Yasal Mevzuat

Türk Medeni Kanunu

IV. Mirasçılık belgesi
Madde 598
– Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.

Miras Hukukuna İlişkin İlginizi Çekebilecek Diğer Çalışmalarımız;

İzmir Miras Avukatı

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Quick Trial Procedure in Criminal Procedure

Seri Yargılama | Ceza Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu

Ceza Muhakemesinde Seri Yargılama Usulü Nedir?

17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun (RG, 24.10.2019/30928) 23. maddesiyle CMK’ye eklenen “Seri Muhakeme Usulü (CMK md. 250)” klasik muhakeme (soruşturma- kovuşturma/yargılama) usulüne göre farklı ve kendine özgü bazı kurum ve kavramları beraberinde getirmiştir. Anılan yöntemin; niteliği ve özelliği gereği klasik muhakeme usulünden farklı yönleri bulunmakla birlikte, esas itibariyle bu usulde de temel hak ve özgürlüklerin korunmasından vazgeçilmemektedir. Bu nedenle Kanunun açıkça farklı düzenlediği hususlar dışında yapılacak iş ve işlemler klasik usule kıyasen yapılacaktır.

Seri Muhakeme Usulünü; “Kanunda açıkça düzenlenen suçlarla sınırlı olarak yine kanunla belirtilen koşullarda uygulanabilecek istisnai bir muhakeme yöntemi” olarak tanımlayabiliriz

👉🏻Basite indirgeyerek anlatmaya çalışırsak; hakimlerin görevi olan hüküm kurma, bazı suç tiplerinde yerini savcılara bırakıyor. Savcı işlenen bir suçu dosya kapsamındaki delillere göre inceleyerek kanundaki cezai sınırlarına bağlı kalmak şartıyla alt ve üst sınır arasındaki cezai sınır arasında bir süre belirleyerek yarısına hüküm kurma yetkisine sahip oluyor.

Bir Örnek İle Açıklayalım

👉🏻Örneğin suçun alt sınırı 6 ay üst sınırı 2 yıl olsun. Savcı dosya kapsamında işlenen suça ilişkin eldeki delilleri inceleyerek 1 yıl hapis cezasına hükmederse, bu hapis cezasının yarısı olan 5 ay şüpheliye teklif ediliyor. Şüpheli teklifi kabul ederse dosya hakimce yargılama yapılmaksızın kesinleşerek cezanın infazı sürecine başlanıyor. Bu teklifin kabul edilmesi ile birlikte şüphelinin sabıka kaydının olmaması durumunda ise hükmün açıklanması geri bırakılabiliyor veya ceza ertelenebiliyor.

Sanık Seri Yargılama Usulünü Kabul Etmezse Ne Olur?

👉🏻Sanık seri yargılama usulünü ve savcının teklifi olan cezayı kabul etmezse de; kovuşturma aşamasına geçilip günümüzdeki sistemle hakim tarafından yargılama yapılıyor.

👎🏻Uygulamada sanıklara bilgilendirmenin ne denli doğru yapılacağı, sanığa teklif aşamasında sanık yararına teklifi müdafisinin kabul veya redde ilişkin beyanda bulunup bulunamayacağı ve sanığa yapılacak teklife ilişkin verilecek cevap için ne kadar bir süre öngörüldüğü ise maalesef kanunda açıkça belirtilmemektedir.

Seri Yargılama Usulü Ne Zaman Uygulanır?

Seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için Kanun ve Yönetmelikte belirtilen şartların bulunması zorunludur.

  • Suçun İşlendiğine İlişkin Yeterli Şüphe Bulunması
  • Suçun Kovuşturma Olanağının Bulunması
  • Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Verilmemiş Olması
  • Suçun Seri Muhakeme Usulü Kapsamında Olması
  • Şüphelinin Çocuk, Akıl Hastası ya da Sağır ve Dilsiz Olmaması
  • Suçun İştirak Halinde İşlenmesi Durumunda Tüm Şüphelilerin Usulün Uygulanmasını Kabul Etmesi
  • Şüpheliye Ulaşılabilmiş Olması

Seri Muhakeme Usulünün Şüpheli Bakımından Faydaları

  • Şüpheli hakkında yapılacak olan yarı orandaki indirim sayesinde normalde kendisine tatbik imkanı bulunmayan hukuki kurumların tatbiki imkanına kavuşmuş olacaktır.
  • Şüpheli muhakeme masraflarından muaf olacaktır. Bunun yanı sıra kamuya açık duruşmada halkla yüz yüze gelmekten kurtulmuş olacaktır.
  • Genel muhakeme kurallarına göre yapılan yargılamanın ne zaman sona ereceği ve hangi ağırlıkta bir cezayla cezalandırılacağı konusundaki belirsizlik ortadan kalkmakta ve şüpheli çok kısa bir süre içerisinde kendisini neyin beklediğini bilme olanağına sahip olmaktadır.
  • Bunun yanı sıra failin suçtan kurtulamayacağını, kısa zamanda cezalandırılacağını anlaması sayesinde failin ıslahı da daha hızlı, daha kolay ve daha masrafsız olacağından usul ekonomisine katkı sağlanmış olacaktır.

Other works that may be of interest to you;

Izmir Criminal Lawyer

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Öğrenciler Ortak Ev Kiralarken veya Evinize Bir Ev Arkadaşı Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

Öğrenci Ev arkadaşı | Izmir Lawyer | Izmir Law Office

🏠 Öğrencilik yıllarında kira maliyetinin azalması için bir veya birkaç arkadaşınızla ortaklaşa ev kiralamayı düşünebilirsiniz. Bu gibi durumlarda örneğin iki ev arkadaşı olarak kira sözleşmesi imzalarken, her iki kişinin de kiracı olarak sözleşmede yer almasını istemelisiniz. Halihazırda Türk Borçlar Kanunu kapsamında kiracı, konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiraya verenin yazılı rızası olmadıkça, kiralananı başkasına kiralayamayacağı gibi, kullanım hakkını da devredemez. Dolayısıyla kiraya ortak ev arkadaşı aradığınızda bu konuda ev sahibinin onayının alınması ileride doğabilecek problemlere karşı sizi koruyacaktır.

🏠 Aksi taktirde, öğrenci ev arkadaşı veya ev arkadaşınız kirayı ödemez veya kullandığınız taşınmaza zarar verilirse tüm giderlerden tek başınıza sorumlu olursunuz.

🏠 Kira sözleşmesinde tek başınıza kiracı olarak yazılırsanız öğrenci ev arkadaşınızla tartıştığınızda veya siz kiralanan taşınmazda oturmaya devam etmek isterken kendisi evden ayrılmaya karar verirse kira giderinden tek başınıza sorumlu olursunuz.

Ev Arkadaşı Arayan Öğrenciler Dikkat

📍Bu sebeple;
1- Kiralanan taşınmazda evde kalacak herkes kiracı olarak yazılmalı, kime ne kadar kira tutarı düşüyorsa sözleşmede açıkça belirtilmelidir. (tavsiyemiz)

2- Tek başınıza kiracı olarak sözleşme imzalayacak iseniz yukarıda anlattığımız gibi durumlarda ileride sorun yaşamamak adına evinizi paylaştığınız kişilerle, kiraya ortak olduğunuza dair bir sözleşme yapın ve gerekli teminat depozitosunu isteyerek sözleşme sonuna kadar tutun.

Kira ve Taşınmaz Hukukuna İlişkin Diğer Yazılarımız İçin;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Trafik Cezasına İtiraz Nasıl Edilir?

Trafik Cezası itiraz | Ceza Avukatı | İzmir Lawyer | İzmir Hukuk Bürosu

Trafik Cezası İtiraz

Trafik cezalarına ilişkin düzenlemeler ağırlıklı olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile ilgili yönetmelikler kapsamında düzenlenmiştir. Bu kapsamda en sık karşılaşılan trafik cezalarına ilişkin açıklama yapmak gerekir ise;

1) Radar uyarı levhası olmadığı halde yapılan radar hız kontrolü sonrasında herhangi bir ceza uygulanmış ise, itirazınız sonrasına ceza iptal edilecektir. Çünkü burada Yargıtay tarafından alınan kararlar son derece nettir. Radar uyarı levhası olmadan ceza kesilemez.

2) Eğer ceza sonrasında herhangi bir delil ya da fotoğraf olmadan sadece ceza tutanağı tarafınıza tebliğ ediliyorsa, bu durumda da cezaya delil yoksunluğu sebebi ile itiraz edebilirsiniz.

3) Belediye bölgelerinde yeteri kadar otopark hizmeti sunulmadığı halde, şehrin büyük bir kısmını kapsayacak şekilde bir park yasağı uygulanmış ve sizde bu durumda ceza almışsanız, kesilen park cezası için itirazda bulunabilirsiniz.

Trafik Cezasına Nasıl İtiraz Edilir?

Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağına karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç 15 (onbeş) gün içinde itiraz edilmesi gerekmektedir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari para cezası kesinleşir.

Trafik Cezasına İtiraz İçin Hangi Mahkemeye Başvurulması Gerekmektedir?

Trafik cezalarına karşı yapılacak itiraz süreçlerinde Sulh Ceza Hakimliklerine başvuruda bulunulması gerekmektedir. Söz konusu olayda idari bir yaptırımın uygulanması durumunda ise İdare Mahkemelerinin yetkili olması gündeme gelebilir. Olağanüstü bir durum olmaması halinde itiraz duruşması yapılmaz. Sulh Ceza Hakimliği yönlendirilen dosyayı inceler ve dosya üzerinden bir karara varır.

Trafik Cezasına İtiraz İçin Hangi Belgeler Gerekir?

Trafik cezasına itiraz etmek için Sulh Ceza Hakimliklerine başvuruyu yaptığınızda sunmanız gereken bir takım belgeler bulunmaktadır. Bunlar;

  • Görevli ve yetkili mahkemeye yazılan dava dilekçesi
  • Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı
  • Davayı açan kimsenin kimlik fotokopisi
  • Vekil ile temsil gerçekleştirilecek ise vekaletname
  • Ruhsat belgesinin fotokopisi
  • Ceza ödemesi yapıldıysa ödemeye dair banka dekontu

Other works that may be of interest to you;

Izmir Criminal Lawyer

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Şiddet Karşısında Hangi Tedbirler Alınır? Şiddet Karşısında Alınabilecek Tedbir

Şiddet Tedbir | Boşanma Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgili mevzuat kapsamında şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi ile şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiler hakkında şiddetin önlenmesine ilişkin düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Şiddet gören kişilerin talep edebileceği tedbir kararlarını ve bu tedbirlerin süresini ne şekilde talep edebileceğini detaylı olarak inceleyeceğiz.

Hâkim Tarafından Şiddet Karşısında Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?

Hâkim koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına hükmedebilir. Koruyucu tedbir kararlarının verilebilmesi için şiddet mağdurunun bununla ilgili delil veya belge sunması zorunluluğu yoktur. Bu sebeple, örneğin koruma kararı talep eden bir kişinin ayrıca dilekçesine ek delil eklemesi zaruri değildir.

👉🏻Mağdurun iş yerinin değiştirilmesi

👉🏻Mağdurun evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yerinin belirlenmesi

👉🏻Türk Medeni Kanunu’nun aradığı şartların varlığı hâlinde ve talep üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması

👉🏻Mağdurun hayati tehlikesinin bulunması ve bu tehlikenin önlenebilmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde hâkim tarafından bilgilendirildikten ve onay alındıktan sonra kimlik ve diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesine dair karar verebilir.


Hâkim olayın özelliğine göre yukarıda sayılanlara veya başka tedbirlere karar verebilir.

Mülkî Amir Tarafından Verilecek Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?

👉🏻 Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması,

👉🏻 Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması,

👉🏻 Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi,

👉🏻 Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması şeklinde talepte bulunmak mümkündür.

Similar articles that may interest you;

İzmir Divorce Attorney

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Satın Alınan Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketici Hangi Haklara Sahip? | Ayıplı Mal Durumunda Haklar

Ayıplı Mal Durumunda Haklar | Tüketici Avukatı | İzmir Avukat | İzmir Hukuk Bürosu

Tüketicilerin sahip olduğu haklar ile satıcıların yükümlülükleri ağırlıklı olarak 6502 Sayılı We carry out your legal compliance processes in your company with the services we offer within the scope of the Law on Consumer Protection and our expert lawyer team. kapsamında düzenlenmiştir. Kanunun Seçimlik Haklar başlıklı 11. Maddesinde ürünün ayıplı olması durumunda tüketicinin kullanabileceği seçimlik hakları sayılmıştır. Satın alınan malın ayıplı olması durumunda Tüketici;

  1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
  2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
  3. Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
  4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir.

Tüketici bu haklardan dilediğini kullanabilir.

Ayıplı Mal Haklar | Tüketicinin yukarıda belirtilen seçimlik haklarından ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur.

Tüketicinin ücretsiz onarım talebi, Satış Sonrası Hizmetleri Yönetmeliği ekinde belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilmelidir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

Tüketicinin seçimlik hakları
MADDE 11-
(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını
isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Satıcı tarafından Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında haklarınızı kullanamamanız durumunda, internet üzerinden ilgili satıcıyı kolaylıkla Tüketici Hakem Heyeti’ne şikayet edebilirsiniz. Konuya ilişkin yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) kapsamında hazırlamış olduğumuz diğer yazılarımız için;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079