Kişinin Dokunulmazlığı, Anayasa Madde 17

Kişinin Dokunulmazlığı, Anayasa Madde 17
Kişinin Dokunulmazlığı, Anayasa Madde 17

Anayasa Madde 17 | İzmir Avukat

Kişi dokunulmazlığı hakkı bireyin sahip olduğu en temel haklardandır. Kişinin rızası olmadan vücut bütünlüğüne dokunulamaz. Kişinin rızası durumu ise yapılan müdahaleyi hukuka uygun hale getirecektir. Bazı durumlarda ise rıza olmaksızın kişinin zorla tıbbi müdahaleye tabi tutulduğu ya da rızasının varsayıldığı kabul edilmektedir.

Anayasa Madde 17 – ”Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”

 Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması  veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alma İşlemleri:

Suç işlediğinden şüphe edilen kişi hakkında, kişilik değerlerine özellikle de vücut bütünlüğü değerine doğrudan etki eden birtakım önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu önlemler Ceza Muhakemesi Kanunu’ndan kaynaklanan kişiler üzerinde beden muayenesi yapılması ve vücudundan örnek alınması işlemleridir. CMK m. 75’te şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması, m. 76’da da diğer kişilerin beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması hükme bağlanmıştır. Vücuttan örnek alma işlemi, vücut bütünlüğüne bir müdahale oluşturduğundan, şüpheli veya sanığa yüklenen suçun ağırlığı ile başvurulacak işlem arasında bir dengenin, bir oranın bulunması gerekli olup, 75. maddede üst sınırı iki yıldan az hapis cezası öngörülen suçlarda, şüpheli veya sanığın vücudundan kan, saç, tırnak, tükürük ve benzeri biyolojik örnekler alınamayacağı düzenlenmiştir.

Bunun uygulamadaki bir başka örneği ise DNA testleridir. Özellikle soy bağına ilişkin davalarda -örneğin babalık davası gibi- DNA testinin zorunlu olup olmadığı sorusu sıkça sorulmaktadır. Türk Medeni Kanunu 284/2’ye göre: “Taraflar ve üçüncü kişiler soy bağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemeleri rıza göstermekle yükümlüdür. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse hakim durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu onun aleyhine doğmuş sayabilir.” Şeklinde düzenlenmiştir. İlaveten Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18.10.2018 tarihli kararında açıkça soy bağının tespiti için yapılacak inceleme hakkında tarafların kan ve doku alınmasına katlanma zorunluluğu olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Hal böyle olunca kamu düzenine ilişkin olan babalık iddiası hakkında doğru sonucun elde edilebilmesi için örnek verecek taraflar hakkında, artık vücut dokunulmazlığının ihlali olduğundan bahsedilemeyecektir.

Konuya ilişkin danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *