İştirak Nedir?

İştirak Nedir?
İştirak Nedir?

İştirak Nedir? | İzmir Avukat

İştirak nedir? Katılma, ortak olma olarak bilinen iştirak, ceza hukukunda düzenlenen uygulamalardan biridir. Ceza hukuku alanında suça iştirak etmek ise  en temel hali ile suçun birden çok kişi ile birlikte işlenmesi olarak ifade edilebilir. Bu durumda suçu işleyen faillere, müşterek ( birlikte hareket eden,sorumlu olan) fail denilmektedir.

Müşterek faillik, 5237 sayılı TCK’nın 37 nci maddesinde düzenlenen bir faillik türüdür. Maddenin gerekçesinde yer alan “Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir” şeklindeki açıklama, maddenin ilk fıkrasında düzenlenen iştirak türünün müşterek faillik olduğunu göstermektedir. Müşterek faillik birden çok kişinin kanunda tanımlanan suçu , müştereken yani ortaklaşa gerçekleştirmesi anlamına gelmektedir ki burada tanımlanan müştereken ifadesi fiil üzerinde iştirak anlamında ciddi oranda anlaşma zorunluluğu olarak anlaşılmalıdır. Müşterek hareketlerin, iki veya daha fazla kişi tarafından üzerinde mutabık kalınan ve belirli bir suçu işleme anlamında karşılıklı bir anlaşmaya dayanan ortak bir suç işleme kararı gerektirdiğini ifade etmek gerekir. Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır .

Suça iştirakin söz konusu olması için, suça iştirak eden kişinin bu suça katılma irade ve bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir.Ancak kast için bilme ve isteme unsurlarının bulunmasının gerektiği gibi, suça iştirak bakımından da yalnızca suça katılma bilinci yeterli olmayıp, aynı zamanda suça katılma iradesi de gerekir. Suç tamamlandıktan sonra suça iştirak söz konusu olamayacağı için, iştirak iradesi, icra hareketlerinden önce veya en geç icra hareketleri esnasında gerçekleşmiş olmalıdır. İştirak iradesi açık olarak ortaya konulabileceği gibi zımni olarak da iştirak iradesinin varlığı ortaya konulabilir. Örneğin; kasten yaralama suçu bakımından, suçun faili mağdura müessir fiil uygularken, hiçbir şey söylemeyip mağdurun kollarını tutarak faile yardımcı olan kişi, kasten yaralama suçuna iştirak etmiş olur.

TCK md.37’de düzenlenen faillik, “müşterek faillik” ve “dolaylı faillik” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kanun tanımına bakacak olursak:

Müşterek Faillik Suretiyle Suça İştirak (TCK m.37/1): Müşterek faillik, suçun vücut bulması için suçun işlenmesine katılan her bir failin eyleminin zorunlu katkısına ihtiyaç duyulması halinde söz konusu olur. Müşterek faillik açısından kilit nokta suça katılanların fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasıdır. Örneğin, hırsızlık suçu işlemek üzere anlaşan iki kişiden biri olay yerinde gözcü olmuş, diğeri de malları çalmışsa, müşterek faillik suretiyle suça iştirak ettiklerinden her bir fail işlenen suçun ceza miktarı ile cezalandırılacaktır.

Dolaylı Faillik Suretiyle Suça İştirak (TCK m.37/2): Dolaylı faillik, kişinin başkasını araç olarak kullanarak suç işlemesi halinde söz konusu olur. Dolaylı fail, asıl fail gibi cezalandırılır. Örneğin, yaşı küçük çocuğu kullanarak kasten adam öldürme suçunun işlenmesinin sağlanması halinde, dolaylı fail, asıl fiili işleyen kişi gibi cezalandırılır.

Faillik dışında diğer suça iştirak hali de 5237 sayılı TCK’nın 38. maddesinde “azmettirme” ve 39. maddesinde “yardım etme şeklinde düzenlenmiştir. Bu kişilerin suçtan sorumluluğu faillikte olduğu gibi doğrudan kendi fiilinden kaynaklanmamaktadır. İnceleyecek olursak:

Suça Azmettirme Suretiyle İştirak (TCK m.38): Suça azmettirme, belli bir suçu işleme konusunda henüz bir düşüncesi olmayan bir kişinin başkası tarafından ikna, telkin veya diğer bir suretle bu suçu işlemeye karar vermesinin sağlanmasıdır. Suça azmettirme, “şeriklik” biçimlerinden biridir. Azmettiren kişi, suç teşkil eden fiili işleyecek kişinin karar almasında önemli bir rol üstlendiğinden azmettiren de işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.

Azmettiren olma için için aşağıdaki iki fiilden birinin  gerçekleşmiş olması gerekir:

1. Hiç suç işleme düşüncesi olmayan birine telkinde bulunarak o suçu işleme kararı almasını sağlamak bunlardan biridir. Failde suç işleme düşüncesi olmamalı yahut kesinleşmemelidir. Yani kişi zaten suç işleme konusunda ciddi bir düşünceye varmışsa bu kişinin azmettirilmesi söz konusu olmaz.

2. Henüz bir suçu işleme konusunda kesin karar almamış ama kafasında da bir miktar bu konuda düşünce bulunan bir kişiyi düşüncelerini pekiştirmek suretiyle ikna etmek. Failin suçu işlemesi için azmettirilmesi yani ikna edilmesi gerekir. O suçu işlemeye sevk etme davranışları bulunmalıdır. Bu davranışlar açıktan veya örtülü olabilir.

Suça Yardım Etme Suretiyle İştirak (TCK m.39): Suça yardım etme, suç işleme kararını vermiş olan kişinin suçu işlemesine maddi veya manevi katkıda bulunmayı ifade eder. Suça yardım etme de “şeriklik” biçimlerinden biridir. Örneğin, kişinin suçu işlemesi kararının doğru ve gerekli olduğunu söyleyerek suçu işleyene teşvik etme, kasten adam öldürme veya kasten yaralama suçu için silah temin etme veya olaydan sonra faili saklayacağını söylemek tipik suça yardım etme şekilleridir. Suça yardım etme hükümleri uygulanan fail TCK md. 39’a göre işlenen suçun cezası üzerinden belli oranlarda ceza indiriminden yararlanır.

Bir suçun işlenmesinde fail derecesinde olmayıp fakat faile yardım etme şeklinde suça katılmaya suça yardım ve yataklık denir.

Suça yardım etme yani suça yardım ve yataklık şu hallerde söz konusu olur:

  1. Kişiyi suç işlemeye teşvik etmek (manevi yardım)
  2. Kişide zaten olan suç işleme kararını kuvvetlendirmek (manevi yardım)
  3. Kişiye suçu işlenmesi halinde sonrasında yardımda bulunacağı vaadinde bulunmak (manevi yardım)
  4. Suçun nasıl işleneceği ile ilgili yol – yöntem göstermek (manevi yardım)
  5. Suçun işlenmesinde kullanılan araç gereçleri kişiye sağlamak (maddi yardım)
  6. Suçun öncesinde veya sonrasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak (maddi yardım)

İştirakle İlgili Yargıtay Kararlarını İnceleyecek Olursak:

1. Yağma Suçunu Birlikte İşleme

“Sanıklar ……..ların eylemin gerçekleştirilmesi sırasında sanık M… K… ile birlikte mağdurun etrafını sardıkları, sanık M…’nın bıçakla tehdit ederek cep telefonunu aldığı sırada el ve işbirliği ile hareket etmek suretiyle yağma suçunun işlenmesine katıldıkları ve bu şekilde fiili birlikte gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında; haklarında 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçe ile aynı Yasanın 39/2-c. maddesi ile cezalarından indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır” (Yarg. 6.CD., 28.05.2012, 2008/22543, 2012/11237).

2. Suçun İşlenmesi Sırasında Failin Yanında Bulunup Manevi Destek Verme

“Sanık H… Y…’in, dayısı mağdur A…’yi öldürmeye karar verdiği bu yönde sanık E… ile birlikte mağdurun bulunduğu kahvehaneye gittikleri, araçtan inen sanıklardan H… Y…’in önde ve silahlı, E…’ın ise H…’ın arkasında ve silahsız olduğu, içeriye giren sanık H… Y…’in, tabancayla mağdur A…’ye ateş ettiği ve sol uyluğundan yaraladığı, mağdurun kendisini masanın altına saklanması üzerine sanığın ateş etmeye devam ettiği, ancak atışlardan bir kısmının o sırada arkadaşlarıyla oyun oynayan maktul V… ve mağdur Ş…’ye isabet ettiği, sonrasında sanıkların geldikleri araçla birlikte kaçtıkları olayda; Sanık E…’ın, sanık H… Y…’e suçun işlenmesi sırasında yanında bulunup manevi destek vermek suretiyle yardım ettiği anlaşıldığı halde, TCK’nın 39/2-c maddesi uyarınca cezalandırılması yerine, eyleme TCK’nın 37/1.maddesi kapsamında katıldığının kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır” (Yarg. 1.CD, 08.05.2012, 2011/4702, 2012/3681).

3. Suçun İşlenişine Doğrudan Katılma

“Sanıklar S… ve E…’in sanık O…’la birlikte mağdurenin direncinin kırılmasına hizmet edecek bir şekilde mağdureyi zorla arabaya bindirip, hepsinin iştirak ettiği araba yolculuğunu da birlikte gerçekleştirerek iki ayrı eve uğradıktan sonra mağdurenin en son tutulduğu eve götürmek şeklindeki eylemleri ile sanık M… A…’nın mağdurenin evden ayrılma yönündeki iradesini bertaraf edip direncini kırmak için tutulduğu evde mağdureyi dövmek ve kötü muamelede bulunmak suretiyle ortaya çıkan eyleminden TCK’nın 37/1. maddesi anlamında doğrudan birlikte fail olarak sorumlu tutulmalarının gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 39/2-e maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini yapıldığı görülmüştür” (Yarg. 14.CD., 10.10.2011, 2011/413, 2011/606).

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile Contact page.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-mail: info@efeshukuk.com

Phone: +90 553 463 7079

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *