Masumiyet Karinesi Nedir?

Masumiyet Karinesi Nedir?

Masumiyet Karinesi Nedir? | İzmir Ceza Avukatı

Av. Dilek Yavuz Uysal

Masumiyet Karinesi nedir?

Masumiyet karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin bir gereğini oluşturmakta olup kişi hakkında suçlulugu hükmen sabit oluncaya kadar geçerliliğini koruyan bir muhakeme ilkesidir.

Bu ilkeye göre bir kişinin suçlu olduğu sabit oluncaya kadar suçlu sayılamayacağı kabul edilmektedir.  Masumiyet karinesi adil bir yargılamanın sağlanabilmesi, bireyin onurunun korunabilmesi, yargılamanın yürütülebilmesi ve birey hakkında insan haklarına uygun bir yargının gerçekleştirilmesi için elzemdir. Suçlu olduğu henüz bilinmeyen bir kimseyi masum saymak da insana saygı duyan uygar bir görüşün ifadesidir.  Buradaki masumluk bir kesinlik değil varsayımdır. Bu sebeple de hukukta karine adını almaktadır. Anayasamızla düzenleme alanı bulan masumiyet karinesinin altında yatan temel görüş; herhangi bir vesileyle suç şüphesi altında olan bir kişiyi, gerçeği araştırmadan suçlu saymaya kolayca eğilim gösterenlere karşı hukukun bir ihtarıdır.

Anayasa’nın 38. maddesinde ”Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” denilmektedir. Bununla birlikte, yine Anayasa’nın 15. maddesine göre de savaş seferberlik ve olağanüstü halde dahi suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı vurgulanmaktadır. Masumiyet karinesi, mutlak bir temel hak olup evrensel ve bölgesel insan hakları belgelerinde dahi yer almaya başlamıştır.

Masumiyet karinesi, kişiyi yargılama öncesi ve yargılama aşamasından hükmün kesinleşmesine kadar olan tüm süreçte koruma amacı gütmektedir. Kişiye bir suç ithamında bulunulması ile masumiyet karinesinin koruma alanı başlayarak isnat edilen suç hükmen kesinleşinceye kadar da devam eder. Suç isnadının bulunduğunu kabul etmek için bir ceza davasının açılmış olması da şart değildir. Zaman zaman masumiyet karinesi ile basın yayın organlarının karşı karşıya geldiğinden bahsetmek mümkündür. Bu açıdan, basın özgürlüğünü sınırlarının ne olması gerektiği hangi noktada kişi hak ve özgürlüklerine temas ederek onur ve saygınlığı zedelediğine de dikkat etmek gerekmektedir. Zira bahsetmiş olduğunuz gibi masumiyet karinesi Anayasa’da da belirlenmiş olup temel haklardandır.

Bu konuda iç hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış, basın yayın yoluyla masumiyet karinesinin ihlali önlenmeye çalışılmıştır. Basın Kanunu 3. maddesinde sınırlarıyla birlikte, basın özgürlüğü düzenlenmiştir: “Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” şeklindedir.  Yine,  Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 157. maddesinde de masumiyet karinesine atıf yapmaktadır: “Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.”İle “ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasağı”nı düzenleyen CMK m. 183 ile de basın-yayın organlarını sınırlamayı amaçlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin 20.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı ile memurların ihraçları veya disiplin cezalarına ilişkin ceza mahkemelerinin beraat kararlarına karşı idare mahkemelerinin disiplin cezasını hukuka uygun bulunmasının; yani  ceza mahkemeleri ile idare mahkemelerinin birbirine aykırı kararlar verilmesinin masumiyet karinesinin ihlali olduğuna hükmetmiştir. Bu sebeple, masumiyet karinesinin sadece ceza hukukunda değil, bağlantılı bulunduğu davalarda da gözetilmesi gereken temel ilkelerden olduğunu söylemek mümkündür. İlgili kararda, süreç içerisinde ceza mahkemesi beraat kararı verse dahi, idare mahkemeleri disiplin cezasının iptaline karşı ret kararları verebilmektedir. Bu halde ise kişi suçsuz olduğunu ceza mahkemesinde ortaya koymasına rağmen, idare mahkemesi kararı nedeniyle üzerinde suçu işlediğine yönelik bir algı oluşmaktadır denilmiştir. Bu durum ise açıkça masumiyet karinesini ihlal etmektedir .

Konuya ilişkin hukuki danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçin.

İlginizi çekebilecek diğer çalışmalarımız;

İzmir Ceza Avukatı

Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-posta: info@efeshukuk.com

Telefon: +90 553 463 7079

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir