Alkol Yasağı ve Sair Yasaklar

alkol yasağı
Alkol Yasağı ve Sair Yasaklar

Alkol Yasağı ve Sair Yasaklar | İzmir Hukuk Bürosu | İzmir Avukat

29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sürecek olan tam kapanma döneminde uygulanacak tedbirler tam kapanmanın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hala netlik kazanabilmiş değil. 5 Mayıs 2021 tarihi itibariyle neden kola serbestken ice tea satışının yasak olduğu (asılsız bir tartışma) ya da sigara temel ihtiyaçtan sayılırken kalemin temel ihtiyaç sayılmaması tartışılmaktadır.

26.04.2021 tarihinde içişleri bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede bir takım yasaklar ve istisnaları sayılmış, Ancak genelgede açıkça yer almamasına rağmen sözlü talimatlarla içki satışlarına ambargo uygulanmıştır. Bunun üzerine halktan tepkiler gelmiş, Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş twitter hesabından içki satışının yasak olmadığına dair paylaşımda bulunmuş ve zincir marketler de içki satışına devam etmiştir. Ancak bu başkaldırı çok kısa sürmüş İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklama yaparak içki satışının yasak olduğunu belirtmiştir.

İşbu düzenlemeler öngörülebilirlik ve hukuki belirlilik açısından ciddi sorunlar içermekte ve kısıtlamaların kanunla öngörülme koşulunu da taşımamaktadır.

Bu yazımızda içki satışı yasağının kanuniliğini değerlendireceğiz.

İçki yasağı ile kısıtlanan temel hak ve özgürlüklerden Anayasa Madde 17 Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı, Madde 20 Özel hayatın gizliliği, Madde 24 Din ve vicdan hürriyeti” sayılabilir. Ayrıca bu yasağın Müslümanlar için önemli olan Ramazan Ayı içerisinde yapılması ve yasaklarda Ramazan ayı dikkate alınarak bir takım düzenlemeler yapılması Anayasamızın 2. Maddesinde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin özünü oluşturan laiklik ilkesiyle de çeliştiği söylenebilir.

İçki yasağının temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturduğunu tespit ettikten sonra temel hak ve özgürlüklerin hangi koşullarda sınırlandırabileceğini tespit etmek gerekir. Buna göre, Anayasa Madde 13’e göre “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz”. Anayasanın 13. Maddesinin de belirttiği üzere temel ve özgürlükler ancak kanunla sınırlanabilir. Yürütme organları, kanuni yetkisi olmaksızın temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı önlemler alamaz. Bunun tek istisnası olağanüstü hal dönemleridir. Olağanüstü hal dönemlerinde cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile hak ve özgürlüklere bir takım sınırlandırmalar getirilebilir. Ancak olağanüstü hal ancak cumhurbaşkanı tarafından ilan edilir ve resmi gazetede yayınlanması gerekir. Ülkemizde ise 13 Mart 2020 tarihinden itibaren Covid-19’la mücadele kapsamında bir dizi kısıtlamalar uygulanmakta olmasına rağmen henüz bir olağanüstü hal ilan edilmiş değildir. Olağanüstü hal ilan edilse bile temel hak ve özgürlükler keyfiyete sebebiyet verecek biçimde sınırlandırılması mümkün değildir.

1982 Anayasası’nın 13. Maddesi uyarınca “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” 13. Madde temel hak ve özgürlükleri sınırlandırmanın da sınırlarını çizmiştir. Buna göre temel hak ve özgürlüklerin kullanımı sınırlandırıldığında bile;

  • temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunulmamalıdır,
  • temel hak ve hürriyetler Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak sınırlandırılmalıdır,
  • temel hak ve hürriyetler kanunla sınırlandırılmalıdır,
  • sınırlamaların Anayasanın sözüne ve ruhuna aykırı olmaması gerekmektedir,
  • sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması gerekmektedir,
  • sınırlamaların laik Cumhuriyetin gereklerine aykırı olmaması gerekmektedir,
  • sınırlamaların ölçülülük ilkesine aykırı olmaması gerekmektedir.

Sonuç olarak, hiçbir koşulda temel hak ve özgürlüklere yapılacak kısıtlamanın genelge ya da devlet erkinin sözlü beyanları ile yapılması mümkün değildir. Bu durum hem kanunilik ilkesine aykırıdır hem de idare yasamanın yerine geçerek işlem yaptığı için fonksiyon gaspıdır. İdarenin fonksiyon gaspı işlemleri, yok hükmünde sayılır. Sınırları ve gerekçesi belli olmayan bu yasaklar barolar, birlikler ve vatandaşlar tarafından çoktan yargı yoluna taşınmıştır. Yasakların bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesinin önüne gelmesi halinde de AYM’nin kanunilik ve laiklik ilkesine aykırılık sebebiyle ihlal kararları vereceğini düşünmekteyiz.

Av. Oya KALFA


  • [1] Aslan, Volkan: COVID-19 Salgını Sebebiyle Uygulanan Sokağa Çıkma Kısıtlamalarının 1982 Anayasası’na Uygunluğu, İstanbul Hukuk Mecmuası, 2020,
  • [2] Çakır, Hüseyin Melih (2010). “Danıştay Kararları Çerçevesinde Yokluk Teorisi”. İstanbul: Academia. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2021.

Hukuki uyuşmazlıklarınıza yönelik danışmanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;

Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir

E-posta: info@efeshukuk.com

Telefon: +90 553 463 7079

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir